Profosor odasinda yine dusunuyordu.ve kiz içeri bu kez kapıyı çalarak
"bir bey sizinle görüşmek istiyor." dedi
profosor :peki milla ona beklediğini şöyle.
gelen marindi saçların çoğunluğu beyaz takim elbiseli karizmatik bir adamdı.hemen koseye yerleşti ve söze başladı
"evet eski dostum söylediği doğru clarkin.biliyorsun artık köşemde mafyayla ilgili konulara yer vermiyorum.sanada yazma diyeyemem.bildigini yapacaksın elbet .yalnuz bunun bir orta yolunu bulmalıyız.ama dostum sen bildiğini paylaşma konusunda çok gözünü çok karartiyorsun."
profesör sadece dinleyerek usulca çayını yudumliyordu. "o avukat clarkin karısını hükümet öldürmedimi?adamın intikami bir taraf değiştirdiği belli.boyle küçük insanların çok fazla ömrü olmaz ."
marin:belki ama artık küçük bir insan değil .jaforun avukatlığını yapıyor .bilmiyor olamassin.neyse ben gidiyorum ve paltosunu aldı tam şapkasını takarken arkasına döndü :
eski dostum piyonlarda bazen vezir olabilir .ve ilk işleri piyonlari devirmek olur Dedi. ve çıktı.
Milla kapinin önünde bekliyordu
milla :efendim siz şey misiniz...universial gazetesinin müdürü . adam onaylayan ama küçümseyen bir tavırla basini sallayip gitti. bu adam millanın aklini birkaç gün kurcalafi.
