Sabahları uyandırılmaktan nefret eden insanlardan biriyim. Eğer gerçekten uykum varsa ve uyanmamam gereken yerde uyandırılıyorsam o an için en kızgın insan olduğuma emin olabilirsiniz. İnsanların bazı hayalleri vardır. Genelde yurt dışına çıkmak üzerine kurulan hayaller yerine uyumayı seçiyorum diyebilirim.
"Masal!" İlk başta duymama rağmen, uyanmak istemesem de bir kaç kez daha seslenmenin ardından kalkıp camın önüne doğru ilerledim. Cama geldiğimde Burak direkt konuşmaya başladı."Ooo günaydın Masal. Rahatsız ettiğimiz için özür dileriz. Gerçi saate bakılırsa sen baya geç kalmışsın. Uyanamıyorsan söyle biz seni arayarak uyandırırız." Sözlerini sinir bozucu gülüşü yer aldığında sertçe camı kapattım ve aşağıya inmeye başladım. Bahçeye geldiğimde;
"Size de günaydın. İnsan tatildeyken geç uyanır dimi ? Ama siz buna bile izin vermiyorsunuz. Beni bu saatte uyandıracak önemli olan ne acaba ?" Burak yüzüme kötü biriymişim gibi bakarken, Rüzgar konuşmaya başladı.
"Ya kusura bakma Masal. Biz senin bu kadar kızacağını bilmiyorduk. Sana buraları gezdiririz diye düşündük bu yüzden geldik. Neden bu kadar kızdın ki ?" Evet gerçekten yeni tanıştığım kişilere kötü tarafımı gösterdiğim için utanmıyor değilim.
"Size şöyle açıklayayım; sabahları uyanmaktan en nefret eden insan benimdir. Hele de tatilse, dünyanın en kızgın insanı olabiliyorum. Bu yüzden haftasonu annem beni asla erkenden kaldırmaz. Yani bu yaptığım sadece size değil." Ege gülerek cevap verdi.
"Demek ki sabahları uyandırılmaktan nefret ediyorsun ? O zaman uyandığında gruba yazar, bize haber verirsin." dediğinde, o mükemmel yüzüne tokat atmak istedim ama gerçekten kötü olduğum zannedilirdi bu yüzden yapmadım. Burak'ın yüzüne bakarak;
"Nereye gideceksiniz ?"
"Bilmiyorum, gezeriz işte."
"Tamam, bekleyin geleceğim."
Ben olsam otuz dakika öncesinden ya arayarak ya da mesaj atarak haber verirdim. Hemen hızlı bir şekilde giyindim, aşağıya indiğimde gülerek konuşuyorlardı. Ciddi olduklarını hiçbir zaman göremeyecek miyim ?
"Ben geldim de sizi bu kadar güldürecek şey ne acaba ?" Gülmeyi bırakıp bana cevap veren tek kişi tabiki de Burak'tı.
"Ege, ben ve Rüzgar ortaokulda okuldan kaçarken yakalanmıştık. Müdür de bize tüm okulun önünde bağırıp, ceza vermişti. Bahçedekiler de gülerek bize bakıyorlardı. Lanet olsun be çok rezil olmuştuk! Sevdiğim kız bile bana bakarak kahkahalar atıyordu be!"
Gülerek cevap verdim.
"Ahahah! Birden nerdeyse beş - altı yıl geriye mi gittiniz ? Sevdiğin kızın sana gülerek bakmasına gülsem mi yoksa üzülsem mi bilemedim valla."
"Ya deme öyle, hem onu hâlâ görüyoruz. Burada bizim gıcık olduğumu biri var adı Uzay. O da onunla takılıyor zaten. İki aptal birbirlerini buldular. Ama bunları boşver umrumuzda değil zaten."
Merak etmiyor değilim ama daha da sorgulamayacağım için kafamı tamam anlamında salladım.
Yaklaşık yarım saat sonra bir kafede oturmaya karar verdik. Biz bahçe tarafına oturmaya geçtiğimizde bize bakan bir çocuk dikkatimi çekti. Belki birine benzetmiştir edasıyla dikkatimi konuşulan konulara verdim. Her ne kadar dikkatimi bize bakan çocuktan almaya çalışsam da bir şekilde aklım neden bize baktığına gidiyor. O da zaten benim baktığımı kesin anlamış bir şekilde, ara sıra bana bakıp sırıtıyordu.
Ege'de sırayla ne yiyip, içeceğimizi soruyordu. Aklımdan, Ege'nin yerine benim hem siparişleri almak hem de o çocukla konuşmak geçti. Aslında konuşup kim olduğunu, neden baktığını öğrensem mi ? Yoksa bu Burak'ın anlattığı Uzay mı ?
İç dünyamı sorgulamaktan ne kadar nefret etsem de bazı şeyleri dışa vurmanın daha kötü olacağını biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayın Notası
Teen Fiction~ 11.02.2018 ~ Ayda bizim gibi her battığında özlüyor mudur geceyi ? Genç bir kızın yaz tatilinde babasının yanında kalması ve yeni arkadaşlar edinmesi ile birlikte gelen bir genç kurgu hikayesi - Instagram : @buseturkcanx Twitter : @buseturkcanx