| Epilouge |

1.1K 145 114
                                    

Yoongi Hoseok'la çok mutluydu. Onun gibi birine sahip olabileceğini daha önce hiç düşünmemişti. "Yoongi appa, Hoseok appam ne zaman gelicek?" Yoongi pantolonunu çekiştiren çocuğunu kucağına aldı. Hoseok ve Yoongi bir çocuk evlat edinip, adını Yoonji koymuşlardı. Ayrıca bu gün Yoongi ve Hoseok'un yıl dönümüydü.

"Eve gelmek üzeredir tatlım." Yoonji'nin heyecanla yerinde oynamasına Yoongi güldü. Hoseok üç günlüğüne Dubai'ye iş gezisi için gitmişti ve bu gün dönüyordu. Hoseok'un kalp şeklindeki gülümsemesini görmek için can atıyordu Yoongi.

Yoongi'nin telefonu çalmaya başladı. "Alo?" "Merhaba, Min Yoongi ile mi konuşuyorum?" Arayan Hoseok olarak gözüküyordu ama konuşan o değildi. "Evet..." Yoongi cevap verdiğinde karşıdaki kişi onu yıkacak bir şey söylemişti. "Hastaneye gelmelisiniz. Eşiniz acil serviste ağır yaralı bir şekilde yatıyor."

~~~~

"Appa yavaş ol!" Yoonji isyan ettiğinde Yoongi tuttuğu direksiyonu daha sıkı kavradı, gözünden bir yaş düşmüştü. "Üzgünüm bebeğim ama bu acil." Yoongi daha da hızlı gitmeye başlamıştı. Yoonji hastaneye ulaştıklarında ağlamaya başlamıştı. "Seni bu şekilde getirdiğim için üzgünüm Yoonjinie." Yoongi Yoonji'nin şakalarından öperken özür dilemişti. "S-sorun değil appa." Yoonji burnunu çekti.

İkisi hızla hasteneyi girip danışmayı buldu. "Min Yoongi. Jung Hoseok'un kocası." Hemşire Yoongi'ye bakıp sağını işaret etti. "Oda 76. Sağınızda." Yoongi kibarca eğildi ve kızının elini tutarak odaya doğru yürüdü.

Yoongi odaya hızlı bir şekilde girdi. "HOSEOK!". Yoongi'nin bu girişiyle Hoseok ona baktı, gülümsüyordu bakarken. "Oh Yoongi seni görmek cidden güzel." Pürüzlü sesiyle konuştu. "Sana ne oldu! Kolun, gözün, bacakların... Ne oldu?" Yoongi ağlayarak söylediğinde Hoseok kendini gülmeye zorluyordu. Elini tutu.

"Sadece araba kazası." Hoseok kıkırdarken Yoongi'nin gözünden bir yaş düştü. "Appa! İyi mısın?" Yoonji haykırdığında Hoseok ona tebessüm etmişti. "Sadece tökezledim." Yoonji'nin yüzü düştü. "Bu hiç iyi değil." Yoongi Hoseok'a baktı. "Ağır yaralanmış gözüküyorsun."  Yoongi fısıldadığında Hoseok ona baktı. "Bunu sebebi göğsümden de hasar almış olmam." Hoseok güldüğünde Yoongi hıçkırığını saklayamadı. "Seni aptal! Niye gülüyorsun!"

"Bana eğer gülersem seninde güleceğini söylemiştin. Ama gülmüyorsun..." Yoongi Hoseok'un elini daha sıkı tuttu. "Bu olanlar için özür dilerim." Hoseok özür dilediğinde Yoongi'yel tutuştuğu eli zayıflıyordu. "S-sadece seni çok sevdiğimi bilmeni istiyorum." Gözleri kapanırken fısıldadı.

"Hoseok! Hoseok!" Yoongi daha şiddetli ağlamaya başladığında Hoseok ona tekrar güldü. "Yoongi seni seviyorum." Bu Hoseok'un dediği son şey olmuştu.

Tanığı olduğu bu sahne çok acı vericiydi Yoongi için.

Her şey normale dönüyordu, siyah ve beyaza. Parlak ve canlı renkler yoktu artık. Tüm renkler solarken Yoongi hala Hoseok'a bakıyordu. Acı bir gülümseme dudaklarını kapladı.

"B-bende seni seviyorum Hoseok..."

Bitti.

Ama beni üzen kısımsa okunma sayılarının az olması. Umarım bildirim falan gitmiyordur.

Dürüstçe söylemem gerekirse hevesim bir yerlerime girdi.

İyi günler/geceler. 🌹

-Maxwell

Colour / Sope  *Çeviri*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin