My World

2.7K 286 123
                                    

Renk.

Bu hoseok'un hayatında istediği tek şeydi, renkleri görebilmek istiyordu. Göremiyordu çünkü hala ruh eşini bulamamıştı. Çoktan 21 yaşındaydı. Söylenenlere göre ruh eşini 19 veya 20 yaşında bulurdunuz. Açıkcası Hoseok bunu yapamamıştı.

Bazı arkadaşları 19 yaşından önce ruh eşlerini bulmuştu bile!

"Hoseok-ah , eminim ki yakında sende ruh eşini bulacaksın." Namjoon güven verici bir gülümsemeyle gamzelerini sundu. Hoseok'da elinden geldiğince içten bir şekilde gülümsemeye çalıştı. Aslında Namjoon'un saçlarının rengini merak ediyordu, veya gözlerinin. Kahretsin ki renklerin nasıl gözüktüğünü de bilmiyordu.

Artık hiçbir şey Hoseok'a mantıklı gelmiyordu, hayatının geri kalanını da siyah beyaz görerek yaşayabilirdi sonuçta. "Bu kitapları alıyorsun, değil mi?" Hoseok sorduğunda Namjoon kafasıyla onayladı. Hoseok hafifçe iç çekti.

Kim Namjoon Hoseok'un yakın arkadaşlarından biriydi. Orta okulda tanışmışlardı ve o zamanlar Hoseok ruh eşinin o olduğuna inanıyordu. Ama sonrasında Namjoon renkleri çoktan gördüğünü ama bunun farkında olmadığını fark etti.

"Seni sonradan cafede göreceğim, değil mi?" Hoseok alayla konuştu." Evet, evet. Şimdi git ve gençliğini Seokjin'le eğlenerek harca." Hoseok gülünce Namjoon'da kütüphaneden ayrıldı. O ayrılınca sessizlik çöktü.

Hoseok masaya oturdu ve kitaplarla dolu olan raflara bakmaya başladı.

Bir anda kapının açılış sesini duydu. Hiç görmediği bir yüzle karşılaştı. Saat öğlen 2 idi ve kimse bu saatte gelmezdi. Gelen kişi Hoseok'a bakma zahmetinde bulunmadan kütüphanenin içine doğru yürümeye başladı. Küçük sevimli ve biraz da sıskaydı. Baştan aşşağı siyah giyinmişti, en azından Hoseok öyle görüyordu.

"Tamam, bu biraz garip..." kendi kendine fısıldadı Hoseok. Çocuk kütüphanede kaybolmuştu ve onu takip etmek Hoseok'a cazip geliyordu, aynı zamanda gerekli olmadığının da farkındaydı.

Birkaç dakika geçtikten sonra elinde iki kitapla geri döndü. "Afedersiniz, bunları ödünç almak istiyorum da..." Zaman geçirmek için kitap okuyan Hoseok'a çocuğun alçak sesi ulaştı.

"Pekala..." almak istediği kitapları masaya koyan çocuğa karşı mırıldandı. "Oh, Rupi Kaur'un kitaplarından burada olduğunu bilmiyordum." Kitapları incelerken söyledi. "Kitaplarını sever misin?" sevimli bir gülümsemeyle sorduğunda çocuk sadece başını sallamakla yetindi.

"Kütüphane kartını alabilir miyim?" Hoseok sorduğunda çocuk ona emin olamayan bakışlarla baktı. " Kütüphane kartın var mı?" Çocuk kafasını utançla salladı. " Sorun değil. Kitapları alabilirsin ama iki hafta içinde getirdiğinden emin ol."

Hoseok kitapları ona verirken parmak uçları birbirine dokunmuştu. "İki hafta içinde görüşeceğiz, sanırım..." Çocuk güldüğünde Hoseok'da güldü ve giderken ona el salladı.

Bir şeyler değişmişti.

Selam sadece bir tane yoonseok çevirmek istedim. 2 hafta veya 3 hafta içerisinde tüm bölümleri çevirip atmayı planlıyorum ama sadece planlıyorum. Umarım yaparım da. Sevgiyle kalın.💞

- Maxwell

Colour / Sope  *Çeviri*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin