Bölüm şarkısı;
ONE OK ROCK - Ketsuraku Automation
Bazen tesadüfler kaderin bize oynadığı minik bir oyundur.
Sonuçta saat kaçta oraya gideceğin yere düşeceğin belki hayatının aşkıyla belkide kaba bir insanlarla karşılaşacağın belirsiz...
İhtimal ve olasılıklar bizi hayatta tutan şey değil miydiler? hayatımızın çoğu alanı, planı, düzeni ,kiminle evleneceği, hangi arabayı alacağı, kaç çocuğu olacağı vs vs
bu kadar olasılığın içinde tesis'te yanımda başımı belaya sokan çocukla kalmam kaçıncı evren metaforuydu?
sanırım buda kaderin bir mesajı olmalıydı... peki çıkarmam gereken mesaj neydi ki?
güneşin yüzümüze vuran yakıcı ışığı, altın sarısı rengi göz kamaştırıyordu, havanın 50 derece olması da cabasıydı.
1 gün önce ki planıma göre şuan yeni okuluma kaydımı yaptırıp görüşemediğim arkadaşlarımı ekmem gerekiyordu.
ne yazık ki...
planımı yürürlüğe sokmak için son birkaç adımı hesaplıyordum çünkü beş parasız bilmediğimiz yerde sabaha kadar oturup ayı izlemiştik.
Umut'un umutsuz yüzüne dönüp;
''hadi ama bu kadar umutsuz olma planımı kabul etmiyorsun ki vallahi çok güzel olacak para kazanıcaz hadi ama..'' dedim yüzümü tatlı olmak için buruşturarak fakat daha çok tahminimce yaşlı bir köpeğin yüzüne dönmüştüm.
sinirli bir yüzle '' cidden o planla kazanmayı umuyorsan bende şurada dolar işaretine döneyim o daha mantıklı en azından'' demişti
''ya neyi varmış yabancı ülkelerde yapıyorlar sen gitarını alacaksın bende şarkı söyleyip dans edicem gör bak insanlar toplanıcak buraya''
planım umutsuz görünsede olasılık bakımından az da olsa kazanabilirdik hatta gelen dayılardan birine bırakması için rica bile edebilirdik.
tabi İstanbul'a kadar nasıl bırakacaksada...
''Sen ne zaman sokak dansçısını izledikten sonra para verdin?'' dedi yüzüme dönerek hala daha sinirliydi.
''Hiç ama...'' aklımda mantıklı görünen cümle dışarıya aktarınca birkaç harf olarak yere süzülüyordu. ''denemek sana ne zarar verir en fazla ne olur rezil mi oluruz zaten fazlasıyla olup bu duruma düştük aklına daha güzel bir fikir geliyorsa buyur dinliyorum?'' dedim
çocuk az ismine güvenip minicik umudu olsa kurtulacaktık buradan zaten ah beni bir ciddiye alsa,
'' pekala başla'' dedi ve eline gitarı alıp şarkı ismini söylememi bekledi..
şaka der gibi baktım fakat yüzünden '' 2 dakika daha dikilirsen, unut diye bakıyordu''.
aklıma gelen ve eski lisem de yarışmalarda finale kalmamı sağlamış şarkıyı söyliyecektim tabi ki de
'' LP - Lost On You hadi çal bakalım'' yüzüme dönüp ''sen ciddi misin?'' ifadesini takılsa da evet çok ciddiydim.
yavaş yavaş sonra tam tınıyı tutturduğu sırada başladım gözlerimi kapatıp içimdeki melodilerin dışa dökülmesine
şarkı söylemek İnsanoğluna verebilecek en doğa üstü güzel yetenekti belki de, çünkü mutsuzken mırıldanıp içinde ki sinir dalgasını verebiliyordun notalara, veya hüzünlü anında yaşlarla eşlik ederken sana notalar yanında oluyordu ve şarkının sözleri bazen alakasız da olsa bazen ise kendini ifade edebileceğin tek yoldu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENGE -İnsan Kuşağı
Novela Juvenil''Gökkuşağın'ın insan kuşağına döndüğü bir zamanda tanışan, Renk paletlerinde karışmalarına izin verilmeyen, Bu sefer yok oluştan varoluşa ilerleyen, Dostluğun hikayesi, 'Kırmızı, mavi, pembe, yeşil, mor hepsinin ayrı gücü, ayrı duyguları temsil et...