"Tao uyan bebeğim." Luhan yanında uyuyan Kocasını (Evliler öğrenmiş oldunuz :D )dürtüp üzerini giyinmeye devam etti.
"Beş dakika daha bebeğim lütfen."
"Tao ,Hemen kalkmazsan Ameliyatı kaçıracağız."
"Ne ?" Tao şaşkınca doğrulup Luhana baktı.
"Ben sana söyliyecektim ama bir an da beni öpmeye başladın."
"En baştan anlat şunu bebeğim."
"Hastane başkanı yolladı beni, Seninle bir ameliyat yapmamız gerektiğini söyledi.Ben istemedim ama başkan eğer hastanın Ameliyatını birlikte yapmazsak ölebileceğini söyledi.
"Neden istemedin ?"
"En son birlikte Ameliyat yaptığımızda olanları hatırlamıyor musun ?"
~ FLASHBACK ~
"Lanet olasıca şu yarayı düzgün dik."
"Kapa çeneni Tao ben işimi biliyorum. Bana iş öğretmeye kalkma."
"Hiçte biliyormuşsun gibi gelmedi bana."
"Cidden mi evde perdeleri diken (Perdenin kornişe takıldı beyaz şeyler var ya onu diyor) kazakları diken sensin o zaman."
"Diksem senden daha iyi dikerim."
"Tamam buyur dik madem bana işimi öğretiyorsun bay çok bilmiş." Luhan Ameliyat boyunca ona Direktif veren Tao'nun ona sanki Ameliyat Hemşiresiymiş gibi davranmasından sıkılmıştı. Tao Luhanın bıraktığı ameliyat iğnesini alıp yarayı dikmeye başladığında Luhan kızgınlıkla ona bakmadan otomatik Ameliyat kapısının önüne gelmişti Çıkmak üzereyken Tao'nun sesiyle duraksadı.
"Nereye gidiyorsun. Huang Lu."
"Cehennemin dibine." Luhan cevaplayıp hızlıca odasına gitti. Aradan yirmi dakika geçtiğinde Luhan Koltuğunda oturmuş alnını buruşturmuş bir şekilde ,burun kemerine masaj yaparken kapısı hışımla açıldı. Gelenin Tao olduğunu görünce hiçte şaşırmamıştı.
"Senin derdin ne bebek." Luhan Tao'nun ona bebek demesine alışkındı.Tao normal Sevgi sözcükleri yerine garip şeyler söylemiyi severdi Luhan'a.Örneğin, Hey Ortak, Kedicik ya da ömür törpüm gibi başlarda garip gelsede alışmıştı artık Luhan Kocasının bu hitaplarına.
"Sensin Zitao."
"Ne yaptım yine birden köpürüp gittin."
"Sana kaçıncı defa söylemeliyim Tao biz aynı Üniversiteden mevzun olduk aynı dereceyle okulu bitirdik. Aynı dersleri gördük, Lanet hocalarımız bile aynıydı. Ve şimdide Aynı hastanede çalışıyoruz. Bazen düşünüyorumda ne bokuma seninle evlendim ki. "
"Eğer boşanma lafını edersen seni 7/24 aralıksız beceririm biliyorsun değil mi."
"Al işte bundan başka yaptığın bir şey yok. Sadece Kıçımın peşindesin, Benim ne düşündüğüm sikinde bile değil Zitao."
"Saçmalık." Tao tıslıyarak söylediğinde Luhan derin bir nefes verdi.
" Seninle uğraşamam Tao ben eve gidiyorum."Luhan montunu giyip sıkıca atkısını bağladı. Kış ayındalardı kar yağmasada kuru soğuk vardı ve insanı kolay kolay hasta edebilirdi. Tao şaşkınca kocasına bakarken Luhan çantasını eline alıp kocasının yüzüne bile bakmadan ayrıldı odadan hızla oto parktaki arabasına binip.Yola çıktı. Hastanedeyse Tao hala olanlara inanamıyordu resmen kocası ondan bıktığını ve boşanmak istediğini söylemişti. Söylemesede ima etmişti.
Luhan eve girdiğinde çantasını koltuğa fırlatıp duş almak için odalarındaki banyoya girmişti kararlıydı kocasının suratına dahi bakmıyacaktı artık. En azından bir süre için...
Aradan Tam bir ay geçmişti. Luhan sırf basit bir olay yüzünden çıkan tartışma sonucu artık Kocasının yanına yaklaşmasına izin vermiyordu. Odaları bile ayırmıştı. Tao misafir odasında uyuyordu artık. Tao ne kadar denerse denesin ne kadar özür dilerse dilesin kocası ona bakmıyordu bile. Tamam hatalıydı ama özür dilemişti değil mi. Ama inatçı kocası hala onu affetmemişti.
Luhan uyandığında sokak kapısının gıcırtısının sesini duymuştu ayağa kalkıp camdan baktı. Kocası dışarı çıkıyordu. Bu saatte nereye gidebilirdi ki bu adam. Ayrıca bu gün pazardı. Luhan merakla aşağıya inip sokak kapısını açtığında Tao'nun arabasının olmadığını gördü. Nereye gitmişti ki bu adam. Merak ediyordu. içeri gidip masanın üzerindeki telefonunu aldı. Tao'nun numarısını çevirip yes tuşuna basacaken durdu. Ona hala kızgındı. Aramaktan vazgeçip mutfağa gidip kendine bir şeyler hazırladı.
Saat çoktan öğlen On İkiyi geçmiş İkiye geliyordu. Luhan başını Televizyondan kaldırıp telofonuna baktı. Aramakla aramamak arasında gidip gelirken vazgeçip izlediği dramaya geri döndü.
Saatler Saatleri kovalamış ve artık vakit çok geç olmuştu. Tao hala ortalıkta yoktu, Luhan merak ediyordu. Saat sekizden beri Tao'yu arıyor mesaj atıyor ama bir türlü ulaşamıyordu. Sonunda Luhan içindeki merakı durdura bilmek için Odalarına gidip Telofonu başucuna koydu. Az sonra uykuya dalmak üzereyken Yatakta bir kıpırdanma hisseti. Arkası dönük olduğu için kim olduğunu göremiyordu.Beline dolanan kollarla kocasının geldiğini anladı.Tao biraz yaklaşıp kocasının ensesine bir öpücük kondurdu.
"Beeennn, geldim." Luhan yatakta dönüp kocasına baktı.
"Sarhoşmusun sen ?"
"Hımm, Evet. Aşk sarhoşuu." Luhan gülümseyip kocasına bakmaya devam etti.
"Gülüşünü özledim Lu."Tao ellerini kocasının dudaklarına götürüp okşadı. Sonra sarhoş bir şekilde konuşmaya başladı.
"Ben Lanet bir ~Hıck~adamım Lu, Seni kırdım ~hıck~ eşeğim ben ~hıck~Beni ~hıck~ affedemez misin ~Hıck~ Sensiz yapamıyorumm."
"Gel buraya Koca bebek." Luhan kocasına sıkıca sarıldı.
"Seni Seviyorum Lu."
"Seni Seviyorum Zitao. "
Partları fazla olacak gecenin bir yarısı yazıyım dedim sizin için. Aslında fic olacak gibi de neyse boş verin. Hadi görüşürüz bayanlar :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taohan-One Shot
FanfictionSmut boldur ve iğrene bileceğiniz doktor terimleri vardır.