3. Bölüm

1.8K 98 7
                                    

Mezarlıkta oturup Stefan’ı arıyordum. Onu en son dün görmüştüm ve daha sonra konuşacağımızı söylemişti.

Hiç kimse son olayları bilmiyordu. Ne Emily, ne Caroline, ne de Bonnie.

Telefonunu tekrar aradım ama sesli mesaj çıktı.

“Stef. Ben Elena. Mesajımı alınca beni ara.” Bu bıraktığım on yedinci mesajdı. Telefonumu cebime koydum ve sesli bir şekilde simsi dışarı üfleyip kafamı yaslandığım mezar taşına yasladım. Birkaç dakika boyunca öyle kaldım.

En sonunda titreyen telefonumu elime aldım. Heyecandan ellerim titriyordu.

Bugün saat 7’de sizde buluşalım. Bonnie, Caroline, Emily sen ve ben.

İçime su serpilmişti. Bize her şeyi anlatacaktı. Neredeyse meraktan çatlayacaktım.

Yerimden kalktım ve eve doğru yürümeye başladım. Bir yandan da bizim kızlara mesaj attım.

Bugün saat 7’de bize gelin. Önemli!

Telefonumu yine cebime soktum ve mezarlığın çıkışına doğru ilerlemeye başladım. Bir anda çıkışa bir karga kondu. Yerimde donup kaldım ve kuşa bakmaya başladım. Kuş bana bir şey demeye çalışırmış gibi gakladı. Birkaç saniye boyunca bakıştık.

Ama sonra nasıl oldu bilmiyorum ama karganın üzerine yürümeye başladım. Cesaret patlaması yaşıyordum.

Karga ile aramızda mesafe kalmamıştı. İkimiz de birbirimize bakıyorduk. En sonunda son hamleyi yaptım ve yanından geçip gittim. Evet yanından geçip gittim.

Bunu nasıl yaptığımı bilmiyordum, ama yaptım.

Hem tüylerim diken diken olmuştu, hem de çok iyi hissetmiştim. İster istemez dudaklarım yukarıya doğru kıvrıldı.

Ama bir anda olduğum yerde dona kaldım. Karga tam önümde duruyordu. Stresten terlemeye başladım. Bu sefer korkmaya başlamıştım. Belli etmemeye çalışarak yine yanından geçtim. Bu sefer adımlarımı hızlandırmıştım. 

Daha hızlı adımlarla ilerlemeye devam ettim. Vücudum kaskatı kesilmişti ama hissettirmemem lazımdı.

Arkama döndüm.

Yoktu.

Tekrar önüme dönmemle neredeyse altıma edecektim. Yerimden sıçradım ve istemsizce bir küfür savurdum. O karga yine karşımdaydı.

Bu kadarı da çok fazlardı.

Dayanamadım ve karganın önünde durdum. Konuşacaktım.

Manyakça gelebilir ama konuşacaktım.

Hem bana bir şey yapamazdı, kanımda ve üzerimde mine vardı.

Ellerimi önümde birleştirdim ve kararlı bir ifade takındım.

“Sen kimsin ve ne istiyorsun. Kim olduğunu bilmiyorum ama tahmin ediyorum. Bana bir şey yapamazsın. Senden korkmuyorum. Benden ne istiyorsun bilmiyorum ama…” sözümü tamamlayamadan uçup gitti. Belki de benden vazgeçmişti.

İçimde hafif de olsa bir rahatlama oldu. Eve doğru ilerlemeye devam ettim. Evin önüne geldim ve zili çaldım. Açılmadı.

Tekrar çaldım. Yine açılmadı.

İç geçirip cebimden anahtarı çıkardım. Bu kız asla evde olmuyordu. İçeri girdim ve kapıyı kapattım. Hemen diğer cebimden telefonu çıkardım ve Emily’e mesaj attım.

Nerdesin?

Telefonu tezgaha bıraktım ve kendime bir bardak su doldurdum. Suyu tek dikişte bitirdim ve ardından mesaj geldi.

Trust Me (DElena Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin