Jimin: Şey yapalım mı, bize gidelim.. İkimizde ıslandık ya, ondan.
Jungkook: Sonuçlarına razı olacaksan neden olmasın?
Gülmüştü, tuhaf bir şekilde ona çekiliyor gibiydim, ne oluyor böyle?
********
Yağmurun yağmasını hiç aldırmıyordu. Elleri cebinde sanki hava günlük güneşlikmiş gibi yürüyordu. Ben? Ben suratı asılmış, kolları ufak çocuklar gibi birleştirmiş yürümeye devam ediyordum.
Jimin: Ne kadar rahatsın, biraz daha hızlı olamaz mısın? Sanki sahilde yürüyorsun!
Jungkook: Şşşş, sus. Beni evine götür.
Jimin: Öyle yapıyorum ya zaten,
Resmen tanımadığım birini sırf yakışıklı diye evime götürüyorum, hırsız mı acaba, katil de olabilir, ama bu tipin içinde kesin psikopatça birşeyler yatıyor.. Böyle rahat olmasının baska açıklaması olamaz.
Evin önüne geldiğimiz de ceketimin cebinden anahtarı çıkartıp kapıyı açtım içeri girdim ve kafamı ona çevirdim,
Jimin: Gelecek misin?
Jungkook: Ha sen bayaa ciddisin yani?
Başımı onaylarcasına salladım.
İçeri girerken göz gezdiriyordu, etrafa bakınıp girdi ve kapıyı kapattı.
Kapsonumu çıkarttım ve ona baktım,
Jimin: Ben odama gidip üstümü değişeyim, sana da kuru birşeyler getireyim. Ama daha sonra geri vereceksin!
Beni hiç dinlemiyordu bile gidip koltuğa oturdu ve etrafı süzmeye devam etti.
Merdivenleri hızlı hızlı çıkarken gözlerim ondaydı. Ben ne gibi bir çılgınlık yapmıştım böyle ?!
Üstümü değiştirdim ve elime bir kaç eşya alıp merdivenleri inmeye başladım.
*Pat pat pat sesleri yankılanırken başını geri çevirip bana baktı
Jungkook: Sonunda geldin, ne yaptın yukarıda bunca zaman?
Sanane! Diyesim gelmişti.
Jimin: Şey kurulanıyordum da..
Aish! Jimin! Ne yapıyorsun sen cidden!
Elimdeki eşyaları aldı ve oturduğu kanepenin yanına koydu. Üstünde ki siyah t-shirtü çıkartıp önünde ki sehpaya koydu.
Gözlerimin sonuna kadar açıldığını hissediyorum,
Bu nasıl vücut böyle.. Çıplak olması.. Ah sanırım ateşim çıkıyor.
Karşısında ki kanepeye oturdum,
Kemerini açmaya başladı,
Jimin: Hoppp! Burada mı giyineceksin!
Jungkook: Im, sorun mu var?
Tek kaşını kaldırdı ve kemerini hala açmaya devam ederken bana bakmaya devam etti.
Jimin: Yok, sorun yokta.. Şey ben gideyim sıcak birşeyler getireyim..
Jungkook: Hayır. Otur ve izle. Bu beden senin minik bedenine sahip olacak. Seni neyin becereceğini merak etmiyor musun?
Ağzım açık kaldı, dilim tutuldu hiçbirşey söyleyemedim sadece yutkunmakla kaldım ve dediği gibi oturup onun hareketlerini izledim.
Kemerini çıkartıp t-shirtünün yanına koydu, pantolonunun düğmesini ve fermuarını açarken yutkunup gözlerimi başka yerlere kaçırıyordum.
Çıkardığı yırtık kot pantolonu ayaklarıyla sıyırdı ve yerde bıraktı. Boxerla kalmıştı.Ellerimle oynuyordum, başım önüme eğik bir şekilde.
Jong kook: Adın ne?
Jimin: Ji-Jimin. Park Jimin. S-sen?
Jungkook: Jongkook, kook demen yeterli.
Boxerını da çıkartmıştı, gözüm ona kaymıştı.
Jimin: Çok büyük..
Jungkook kahkaha atmıştı,
Jungkook: Sen beni mi izliyordun?
Hemen ayağa kalktım ve arkamı döndüm.
Jimin: Dikkat çekici vücutlu olmak senin suçun !
Arkamda bir baskı hissediyorum..
Başımı yavaşça yana çevirip gözümün ucuyla arkaya bakmaya çalıştım. Çıplak birşekilde tam dibimde duruyordu. O... O popoma.. Değen şey de ne...11 Mart 2018
Pazar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miracle🌙JiKook (Tamamlandı)
FanficJimin: Senden iyi koca olur, her anlamda, iyi sikers- şeyy Eee, Nasılsın? Jungkook: İyi sike- hımm, iyiyim sen?