🌺

422 51 8
                                    

gittiğinde,
ilk önce köşedeki koltuğu attık
yardım istedim sokaktan geçenlerden
onlar taşıdılar çöpe kadar,
ben arkalarından baktım.
sadece bir koltuktu, içimde fırtınalar koparan
yeri değişince bile üzülürdüm
sen onu odaya taşıdığında ve günlerce oradan çıkmadığında bile çayı demlemez
güne kahvaltı ile başlamazdım.
gün sonunda
koltuğu görememenin paranoyası ile karşılaştım.
orada yoktun, oturmuyordun.
başucu kitabın bile durmuyordu artık gözlüğünün altında.
sıcaklığını koruyordu ben kapıdan uğurlarken onu,
ancak, sen ilk böyle çıkıp gittin bu evden.
ve şimdi sırası çiçeklerinin,
sulamayacağım, bakmayacağım.
yağmurlarda bırakırım belki
bu zehir zemberek hayatı bırakıp gittiğim gibi karda kışta
onları da üşümeye bırakırım,
belli olmaz sağım solum.

gittiğinde,
koskoca kalbim kangren oldu
belki,
sırf sen bir iş olsun diye gitmişsindir de tanrı'nın yanına
ve her gün bu güneşi penceremden sızdıran sensindir diye
kesip atamadım onu.
kızarak bakıyorsan da bakma, elimden gelmiyor bir şey.
şimdi yatağının kenarında oturuyorum,
harbiden, nerede senin iç çekişlerin?
bir damla yaş,
iki damla yaş,
gittiğinde bile bu kadar çok ağlamamıştım.

gittiğinde,
kasetlerini çöpe attım
bir tanesini sakladım sadece.
o gece seni öptüğümde çalan şarkının bulunduğu kaset,
açıp tekrar aynısını her gece yastığını öptüm.
rutin oldu, sonra kılıfı değiştirdim.
kokunu kaybettim.

gittiğinde, bu eve rakı ya da bir içki girmedi
oysa sen ne severdin!
ağzıma bile sürmüyorum artık.
lâkin, sarhoş olmayı tercih ederdim.
belki, yarın tekrar denerim.
zira kangrenim, kendi cumhuriyetini kurmaya devam ediyor tam orada.

bu bir şiir değil gece saçlım, bu bir mektup.

hadi ya?
diyişini duyabiliyorum.
haklısın. mektuplar böyle yazılmaz.
işte gittiğinde, mektuplarım bitti.
bitmemesi lazım değil miydi?
mektuplar uzaktakilere yazılırken,
ben her gün yatağının altına koymuştum sen uyurken.
okumamışsın hiç.
hatta mektuplarımdan bile şimdi haberin olmuş olabilir.
gittiğinde, hepsini yaktım.
gittiğinde, parktaki salıncağa oturdum.
gittiğinde, bakkala gidip ekmek aldım.
gittiğinde, ayakkabılarımızı sildim.
gittiğinde, ayakkabıların duruyordu.
gittiğinde,
aslında ben çoktan gidiyordum
sanırım sana ulaşmak için.
gittiğinde, terliklerini en son durduğu yerde bıraktım.
şimdi kapı açılacak,
masanın üstündeki notu görüp görmediğimi soracaksın.
gittiğinde endişelendim diyeceğim.
gittiğinde, hareket edememiştim.
gittiğinde, sandığımdan fazlası olmuştu.
ve sen omuz silkeceksin yine.
körlük senin suçun diyeceksin.
sonra çıkıp cidden gideceksin belki bir gece.
ben sabaha kadar seni bekleyeceğim.
bu son mektubu da herhangi birine göndereceğim.
gittiğinde, satırlarım bana kızdı.
gittiğinde, ben de gittim.
geri gelecek misin?
kıyafetlerin burada,
geleceksin herhalde.

gittiğindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin