dünyada her şey "kaybetmeye" yazgılı iken; seni avucuma düşen küçük bir yağmur damlasının içindeki umutta buldum. hatırladığım kadarıyla, o zaman başladım şiir yazmaya. bu şiir okumaktan öte bir eylemdi. her bir kaldırım taşında yokluğunun izini buldum. sıra sıra ağaçlar, dağlar gördüm. ballı zencefilli ıhlamur kokan evimize -artık odamda öyle kokuyor, bu konuya sonra değinirim- kim gelip görse beni ilk selam verirler sonra da ''mutlu insan şiir okumazmış, yazmazmış. kitaplarla da ilgileri yokmuş. kızım, sen niye perişan ediyorsun kendini?'' derlerdi.
ben mutluydum ama. perişan da etmiyordum kendimi. ne vardı kitaplarda buluyorsam kendi dünyamın gerçekliğini? ben mutluydum şiir okurken, şiir yazarken. insanlar anlamadılar, belki de gittiğinde bile mutluydum. vedaları okumaktan mutluydum ben bu sayfalarda.
ileride oturan amca intihar etmiş diye dedikodu başlattılar. çok şiir yazmaktanmış. hah! çok şiir yazmaktan ölünür mü demiştim o zamanlar. ama işte dünyada her şey ''kaybedilmeye'' ve sonra ''bulunamamaya'' yazılıydı. kurallar böyleymiş. gittiğinde, ben gidişini yazmıştım. bu normaldi her yazdığımda. gittiğinde, kalmıştın aslında. kokun kalmıştı, sözlerin kalmıştı, dudaklarının konuşurken aldığı şekli, gözlerinin yakıcılığı, saçların... o gece saçların, hepsi kalmıştı gittiğinde. gittiğinde, gelecek olmanı sevmiştim. insanlara anlatamadım. mutlu insan şiir okur, yazar da elbet! ben yazıyorum. hiç üzmedin ki beni derken, yazdığım dizelerin gözlerimden akan yaşlarla ıslanmasından mutluy(d)um. her şehre yağmur yağmaz mı zaten? çöller çöl olmadan önce de bence yağmur yağıyordu oralara. neden olmasın?
niye? komik mi konuşuyorum? gittiğinde, sen getirmedin mi zaten buraya tüm hüzünleri? ben kalkıp hepsini neşeye boyadım. belki bir gün gelirsin diye trafiği de azalttım. yürüyerek gelmeyi istersen diye çamurlu yolları temizledim ellerimle.
insanlar dedi ki ''her şiir okuyan güzel sevmeyi becerir diye bir şey yok.'' insanlar hep bir şey der zaten.
şiir okumak, güzelliğin başlangıcı değil midir? gerçi gittiğinde, şiirlerin pek bir güzelliği kalmamıştı. insanlar acı çektirmeyi daha çok sever, bazıları acı çekmeyi. gittiğinde ben acıya alışamamıştım ilk. ertesi gece, kalktım gitmenle alakası başka bir şiir daha yazdım. isterdim ki, ah ben isterdim ki seninle bir şairde birleşelim, lakin esirgeyecek hale getirdin şimdi beni.
ben sevemedim insanları ve onların cümlelerini.
şimdi yine ıhlamurum soğudu. her şeyi soğuturum zaten, çayı bekleterek, insanları kendimden falan filan. sen çok iyi bilirsin bunu. ancak şimdi baktığımda, tekrar tekrar anlıyorum da; sen gitsen bile ve bu çay soğusa bile, kokunuz hiç eksilmiyor bu evden.
![](https://img.wattpad.com/cover/141671454-288-k815761.jpg)