Bazı geceler Ay'a anlattım seni. O da tıpkı senin gibiydi,sessizce dinledi beni,sanki elimi uzatsam tutacakmışım gibi ama aslında uzak,çok uzak. Bazen Ay'da yoktu sadece denizle konuştum beni en iyi o anlayabilirdi. Adımı bana veren bazen sakin bazen fırtınalı varlık biraz ben gibi... Bak nasıl sembolleştirdim bizi,biz,BİZ! Sahi bir gün aynı cümlenin özneleri olabilir miyiz,sen ve ben? Çok zor,biliyorum çok zor. Ama gel de bunu içimde ki salağa anlat. Umutlarımı koruyorum her şeye rağmen. Sana dair sadece bunlar var elimde. Hem belki bir gün her şey değişir. Kahve falları açıyorum sana,hep geleceksin diyor,senden bahsediyor,sen bir gün geleceksin. Ve ben sabırla biraz da heyecanla bekliyorum. Nasıl karşılanacağını bilsen koşarak gelirdin. Ne zamandır beklendiğini... Bu cümleden sonra içimdeki sevgi kelebeği ölüyor yerini mantıklı düşüncelere bırakıyor. Sen hiç gelmeyeceksin. Sen hiç benim yanımda olmayacaksın. Sen hiç,sen hiç aşık oldun mu? Ama kavuşulanından değil,böyle süründüren,sadece acı vereninden,her hareketinden bir anlam çıkarmaya çalışacak kadar saf ve zavallı olanından. Şimdilik hoşça kal.