Uyandığımda başım çok ağrıyodu. Hiç bir şey hatırlamıyorum. Kimim ben? Burası neresi? Neden burdayım? Yanına yüzü sivilceli bir çocuk geldi. "Demek uyandın çaylak" dedi neyden bahsediyordu bu şimdi böyle. Yanımda duran bıçağı aldım ve tüm gücümle koşmaya başladım. Bulunduğum oda gibi bir yerden çıkınca herkes bana bakmaya başladı. Koşuyordum. Koskocam duvarlar vardı.
Duvarların arasında boşluk vardı.
Hızlıca oraya koşmaya başladım.
Taaki biri gelip beni itleyene kadar. Yere düşmedim ama bir kaç adım geri gittim.
Beni iteleyen çocupa baktım. Asyalıydı. Yüzüme dik dik baktıktan sonra "Selam çaylak, ben Minho" dedi. Niye herkes bana çaylak diyordu ki. Bir kaç adım daha geri gittikten sonra "UZAK DURUN BENDEN" diyerek aldığım bıçağı onlara doğru tuttum sonra yanımıza esmer bir çocuk geldi ve elimdeki bıçağı görünce hemen söze altadı "Bak çaylak senin ilk günün ve"
"Benim adım çaylak değil tamam mı?"
"Dinle başına kötü bir şey gelmesini istemiyorsan o bıçağı indir."
"Size nerden güveneyim? Burda ne işim var? Bana ne yapıcaksınız? Neden hiç bir şey hatırlamıyorum? Bence cevaplamaya başlasa iyi edersin"
"Burda neden olduğunu biz de bilmiyoruz. Bak hepimiz bunları yaşadık, bizde buraya ilk geldiğimizde hiç bir şey hatırlamıyorduk"
İşte şimdi aklım daha çok karıştı olanlara bir anlam veremedim ve başım ağrımaya başladı.
Bana doğru hızlı adınlarla koşan sarı saçlı bir çocuk vardı, sinirli gözüküyordu. Üstüme üstüme koşmaya devam etti ve bam elimdeki bıçağı kafasına dığru fırlattım çocuk kafasını son anda kenara kaydırdı ve sadece küçük bir çizik yarattı eğer kafasını çekmeseydi büyül ihtimalle tam kafasının ortasına bıçak yemiş olucaktı. Aslında bu kadar iyi atış yapabildiği ben de bilmiyordum.
Hemen ardından boynumda vir sıcaklık hissettim. Lanet olsun biri boynuma iğne geçirmişti.
Gözlerim kararmaya başlamıştı ve olduğum gibi yere kapaklandım.....
