Yangın 36

1.1K 42 26
                                    

***Abdullah ve Rıza dikatlice,gençleri çembere alıp kapatmışlard.Büyük bir titizlikle bu sefer kendileri,  için çember oluşturmuşlardı.Geçleri sıkı sıkıya tembihlemiş,kesin bir dille uyarmışlardı.Kati suretle dua ve zikir, hız kesmeden okunacaktı.Asla ne duyarlarsa duysunlar, çemberden çıkmamaları gerekiyordu.Hepsi yerini alıp,başlamışlardı  işleme.Çok zaman geçmeden,Metin'de hareketlilik başlamıştı bile.Yusuf bir yandan çemberden çıkmasını engelliyor, bir yandanda zikirlerine devam etmeye çabalıyordu.Zühre Metin'i çağırıyor,yardım çığlıkları atıyordu.Babası Süleyman çemberden çıkıp,köye girmesi gerektiğini söylüyordu.Yusuf artık, zapt etmekte zorluk çekiyordu.Hacı Abdullah'ın gür sesiyle, ancak kendine gelmişti Metin.Yusuf derin bir nefes almış,adeta bitkin düşmüştü.İşlem bitmiş, arabalara binmişti hepsi.Yavaş ve dikkatlice, köye giriş yapmışlardı.Hamdi merak içinde,Abdullah'a sesizce endişesini söylüyordu."Sence Süleyman'a yetişebilecekmiyiz?Açıkcası biz oraya varana dek, çok geç olmuş olabilir herşey için.Özellikle kızı kurtarmak konusunda,elimizden bir şey gelmeyeceğini düşünüyorum!"demişti.Malesef bu konuda, hepsi hemfikir gibiydi.Hamdi'ye dönüp"İnan bana bu konuyu, açmak bile istemiyorum.Senin  tüm endişelerine hak veriyorum ve sana katılıyorum"demişti...

***Hacı Abdullah,Rıza ve Hamdi arabanın arka koltuğunda,Metin ve Yusuf ön tarafa oturmuşlardı.En önde, onların arabası gidiyordu.Yusuf aniden bağırmış,arkadakiler başını öne doğru uzatmışlardı.Arabanın önünde dikilmiş,olağan üstü güzellikte bir çocuk vardı.Gözleri olağanın dışında iri,oldukça parlak bir mavilikteydi.Elinde tahtadan bir beşik,gözlerini arabada olanlara dikmişti.Hamdi'nin uyarısıyla Yusuf, arabayı tekrar çalıştırmıştı.Ama çocuk bu defa da arabanın yanında,arabayla aynı hızda  yürüyordu.Yüzünde ki sırıtış hiç şüphesiz, insanı deliliğe sürükleyebilirdi.Metin ise Zühre'ye odaklanmış,onun dediklerini dinliyordu.Zühre Metin'in oturduğu sol tarafta,çocuksa Yusuf'un bulunduğu sağ tarafta yürüyordu.Yusuf yanı başında yürüyen çocuğu unutmuş,karşıda dikilen eski musallatına bakıyordu.Ondan korkmamış, aksine güzelliği karşısında yine büyülenmişti.Yanına gitmek istiyor,ancak Abdullah izin vermiyordu.Hamdi ise Metin'i tutuyor,hızlıca dualar okuyordu.Çok şükür köyün çıkışına varmışlar,rahat bir nefes almışlardı.Bir an evvel, Süleyman'a yetişmeleri gerekiyordu.Saatler ilerlemiş, nihayet köye gelmişlerdi.Köye ilk girdiklerinde tüm alimler, başını kaldırıp gökyüzüne bakmıştı.Hepsi anlamlı ve üzüntülü bir ifadeyle, birbirine bakıyordu.Gökyüzü maviliğinden arınıp,alaca bir renge bulanmıştı sanki.Yerlere saçılmış ölü kuşlar,arabanın ilerlemesine bile engel oluyordu.Anlaşılan ,burada kıyamet çoktan kopmuştu...

Gecenin Şerri...(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin