Bölüm 4

2.8K 124 50
                                    

Yazdıktan sonra kontrol etmiştim; ama yine de yazım hatası varsa kusura bakmayıın, iyi okumalar 🤞💕

**

Pamir arabasına bindiğinde Sude'nin ne demek istediğini anladığını fark etti. Adam resme onu Arya'nın durumunu daha da kötüleştirmekle tehdit edecek kadar ileri gitmişti. Sinirle saçını karıştırdı, direksiyonu yumrukladı, öfkesini bağırarak atmaya çalıştı. Araba kullanacak kadar sakinleştiğini hissettiğinde yola çıktı.

Yine herkes onu durdurmaya çalışsa da bildiğini okumuştu ve sonucun o kadar parlak olduğu da söylenemezdi. Hatta zifiri karanlıktı aslında da, insanın umuda ihtiyacı vardı sonuçta. En azından Arya'nın evini öğrenmişti. Babasıyla, kötü de olsa, tanışmıştı. Durumun nasıl olduğunu kendi gözüyle görmüştü. Bir sonraki deneyişinde, e herhalde yani burada bırakacak değildi, ne beklemesi gerektiğini biliyordu.

Off, diye düşündü kasvetle. Arya için katlandığım şeylerden biri de umutlu olma çabam herhalde. Aklına gelen şeylerle daha da üzülecekken, titre ve kendine gel gerizekalı, yapmamız gereken işler var, diye silkeledi kendini, çıktı o üzüntü havasından ve telefonunu aldı eline.

Fırat iki çalıştan sonra açtı, ona olanları özetledi, herkesi kendi evinde toplamasını istedi.

"E anahtar?" diye sordu Fırat haklı olarak.

"Ülke değiştirmedim Fırat, altı üstü 90 km bir şey, bir saate evdeyim zaten. Siz de ona göre gelin."

Fırat homurdanarak telefonu kapattı. Pamir'in seçtiği kadarıyla küfür bile yemiş olabilirdi. Kendisi de homurdandı, saate baktı, 19.24. gözünü yeniden yola çevirip gaz pedalındaki ayağını biraz daha bastırdı.

Evinin önüne geldiğinde Fırat'ı kapının önündeki kaldırıma oturmuş beklerken gördü. Kaşlarını çattı, arabayı garaja sokmakla uğraşmadı, kontağı kapatıp indi.

Fırat onun geldiğini görünce ayağa kalkıp poposundaki tozları silkeledi. "Ülke değiştirmedim Fırat, altı üstü 90 km bir şey..." dedi sesini inceltip Pamir'in konuşmasını taklit ederek. Sonra da ekledi. "HAH!"

Pamir gözlerini devirdi. "Sırf bunu demek için erkenden gelmediysen bir şey bilmiyorum ben de ha!"

Fırat sinsi sinsi gülümsedi. "Ne alakası var?"

Pamir gözlerini kıstı Fırat'ın bu ifadesine. "Hem ben öyle konuşmuyorum bir kere."

Fırat omuz silkti. "Her neyse. Bu arada bir şey bilmiyorsun demek ki; çünkü ben aslında Arya'yı merak ettiğim için erkenden geldim. Evde oturamadım." Az önceki sırıtışı yüzünden silinmiş, yerini endişeli bir surat ifadesi almıştı.

Pamir buna da kaş çattı. Bu ara olan her şey onun sinirlerini bozuyordu zaten. Hayır, o malum kişinin yanında olmaması sebebiyle değil, çevresindeki herkes fazlasıyla sinir bozucuydu sadece. "Arya'yı niye bu kadar merak ediyorsun? Hala farklı düşüncelerin yok değil mi onunla ilgili?" Sesi aşırı derece şüpheci çıkmıştı, cümlelerinin üzerinden şüphe damlamıyor, yağıyordu.

Fırat'ın yüzü karardı. "Deli misin lan sen? Öyle bir şey olsa gelip seninle mi konuşurum sanki?"

Pamir kollarını göğsünde kavuşturdu. "Bu ne demek oluyor?"

Fırat inanamıyor gibi başını iki yana salladı. "Ciddisin. Allah'ım, çıldıracağım gerçekten!" Fırat Pamir'in üstüne yürüdü. "Kavga mı çıkarmaya çalışıyorsun lan sen?"

Pamir bir an durdu, gerçekten öyle yapıyor olabilir miydi? Sinirini çıkarmak için özellikle Fırat'ı sinirlendirip kendisiyle kavga etmesini sağlamaya çalışıyor olabilir miydi? Sorunun cevabının evet olduğunu fark edince duraksadı. Arya'yı görememenin acısını, gidip Arya'yı bırakmasının acısını bir başkasından çıkarır mıydı? Daha önce yapmadığım şey değil, diye düşündü. Asıl yapmak istediği şey Fırat'la kavga etmek değildi. Asıl amacı neydi? Önemli olan tek şey neydi? Arya. Arya'yı unutmamalı, amacından sapmamalıydı. Bir adım geri attı.

Bana Aitsin 2 ▪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin