FASIL

59 3 0
                                    

Yatağından ağlayarak kalktı. Kendi benliğinden şüphe etti. İçinde ki hislerini kontrol etmeye çalıştı. Fakat hissettiği şeyleri anlayamıyordu o çok aşıktı, çok seviyordu ve bir o kadar da çaresizdi. Eline bir kalem, bir de defter aldı ve yazmaya başladı.

                         ***

     İşte bu benim hayatım. Doğduğum zaman annem benim yüzünden hayatını kaybetmiş. İkimizden birisi yaşayabilirmiş ve babam benim yaşamamı seçmiş. Babamı odasına kapanmış, sessizce ağlarken gördüğüm zaman hep nefret ederim kendimden. "Keşke annem yaşasaydı." derim. Babamın yanına gittim ve sarıldım. Daha sonra babam hayatımı değiştiren cümlesini kurdu. "Kızım durumumuz çok kötü bu yüzden bi süre sen kuzenim Çınar'da kalacaksın. İşlerim düzelince seni oradan alacağım." dedi. Babam fikrimi bekliyordu. O an binlerce kelime, yüzlerce cümle kurabilirdim fakat sadece "Peki." dedim.

    Odama geçtim ve eşyalarımı toplamaya başladım. Sürekli kafamın içinde "Çınar Çınarr Çınarrr" "Kim bu Çınar?" Hiç tanımadığım bir adamın evine kalmaya gidiyordum. Hakkımda düşündüklerini bilmiyordum. Gerçe kendim de onlar hakkında hiç bir düşünceye sahip değildim. Yeni bir hayat beni bekliyordu. İyi mi , yoksa kötü mü onu bilmiyorum.

     Bir hafta sonra gitme vaktim gelmişti. Çınar amcalara kadar beni babam bırakacaktı. Valizlerimi arabaya yerleştirdikten sonra buradaki arkadaşlarımla vedalaştım. Daha sonra arabaya bindim. Yolculuğumuz başlamıştı. Babam gidene kadar tek kelime etmedi ve bende gidene kadar kitap okudum. Babamın aklından geçenleri merak ediyordum. Durumumuzun gittikçe kötüye gittiğini biliyordum. Fakat bu kadar ilerleyeceğini hiç düşünmememiştim. Buraya gelmeyi hiç istemiyordum. Buraya gelmemin tek sebebi babamı üzmek istemememdi. Gelene kadar nasıl bir adamla karşılaşacağımı düşündüm. Kafamın ucundan bir sürü kişilik geçti. Geldiğimiz de saat çok geç olmuştu. Artık İzmir'e varmıştık. Arabadan inerken ayaklarım titriyordu. Kendimi bir şekilde arabadan dışarı attım. Babam valileri indiriken bende babama yardım ettim. Mavi demirlikli bi evin bahçesine ilk adımlarımızı attık. Karşımızda 35 yaşlarında bir adam, benim yaşlarımda bir erkek ve 30 yaşlarında da oldukça güzel bir kadın duruyordu. Hayallerimden bambaşka kişilerdi bunlar. Önce irkildim ve sonra tanışma konuşmasına geçtik.

     Önce Çınar amca;

- Merhaba. Kızım ben Çınar amcan. Bir süre bizimle kalacaksın. Bu sürenin ne kadar uzun olacağını bilmiyorum. Umarım bizimle yaşamaktan memnun olursun. Ben şimdiden seninle tanıştığıma memnun oldum.

     İyi bir adama benziyordu. Çınar amcanın elini sıktım ve;

-Merhaba. Benim adım Rana. Kendimden biraz bahsetmek istiyorum. Ben kitap okumayı çok severim. 16 yaşındayım. Daha önce sizi hiç görmedim. Açıkçası babamın Çınra adında bir kuzeni olduğunu da yeni öğrendim. Size vereceğim rahatsızlıktan dolayı şimdiden özür dilerim. Bende sizinle tanıştığıma memnun oldum. Kısa bir tanıtım yaptım, kendi hakkımda. Sıra benim oğluyla ve karısıyla tanışmaya gelmişti. Önce karısı;

-Merhaba.

 

     Karşılığında uzun bir şey söyleyemezdim. Bunun için bende kafamı sallayarak ;

-Merhaba.

     Oğlu hayal ettiğim gibi biri değildi. Çok değişik bir tarzı vardı. Kulağında yuvarlak beyaz bir küpe vardı. Mor tişört, altına da kot bir pantolon giymişti. Onunla konuşmadık bile. Sadece kafamızı sallayarak selamlaştık.

      Daha sonra eve girdik. 3 katlı bir evdi. Duvarlar gök mavisine boyanmıştı. En üst kata çıktık. Çınar amca bana bi oda gösterdi. "Burası senin odan istersen sen bir süre dinlen." dedi. Babam yanımdaydı. Beni bırakıp gitmeye hazırlanıyordu. Valizlerimi bıraktı. Sonra bana sarıldı. Bende babama sarıldım ve ağlamaya başladım. Babamın gitmesini istemiyordum. Babamın beni hiç tanımadığım birileriyle bırakmasını istemiyordum. Daha sıkı sarıldı ve "Beni affet." dedi. Neden böyle dediğini anlayamadım. Sonra gitti.

YÜKSEK SADAKATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin