Bu șehire gelmeden önce korkularım vardı elbet ama zamanla alıșıyor insan kaybettiklerinin yerini doldurmayı geri gidiyordum iște biraz geçte olsa geçmiși telafi edecektim dolu dizgin yașayacaktım artık kimseye tolerans vermeden gerçek ait olduğum yere ailemin yanına gidiyorum
"Seni özleyeceğim galiba buralar sana emanet hem sıkılınca gel olur mu?""Sen nasıl istersen hanımefendi özletme kendini"
Burukça gülümsedim ilk ingiltereye geldiğim zaman geldi aklıma kendime söz vermiștim bu hayattan vazgeçene kadar dönmeyecektim ülkeme ama ruhumu yavaș yavaș tamamlıyordum, dönüyorum. Bu șehir benden neleri almıștı neleri vermiști özge ölmüștü kollarımda kurtaramadım duru doğmuștu senin anneni kurtaramadım diyemedim ona bakarken hep bir șeyler eksikti așkı bir kere daha tatmıștım bu sokaklarda hayallerimin mesleğine kavuștuğuma șahit oldu bu duvarlar eskiden sevdiğim adama karșı olan özlemimi yitirdim.
"Hadi uçağı kaçıracaksın yoksa, bir telefon uzağındayım deli kız"
"Görüșürüz"
Sarıldım ali'ye sımsıkı buram buram güven kokuyordu kardeșliğin var olduğuna inandırıyordu beni.Uçağın anonsu yapıldığı an koșar adımlarla gittim uçağa heyecanlıydım üst sınıf seçmiștim yalnız kalmaya, iyi düșünmeye ve bunca yıl niye ortada olmadığımı açıklayacak bir bahaneye ihtiyacım olacaktı.En arkada olan yerimi almıștım dikkat çekmek şuan için en az ihtiyacım olan șeydi.Gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım
"Hanım efendi uyanın lütfen uçağımız inișini yaptı"
"Pardon ben uyuyakalmıșım da duymadım sizi"
"Yok önemli değil"
Uykumun ağır olması benim için bir dezavantajdı sürekli bașıma bela olup duruyordu.Ayağa kalktığım ayağımda bir șey hissedince duraksadım.Bir fotoğrafdı bu küçük bir çocuk fotoğrafı.Resimdeki çocuk eşsiz kehribar rengi gözleri, açık kestane saçları ve benzersiz gülümsemesiyle karșı konulamaz bir tatlılığa sahipti. Nedense gözlerine bakınca daha önce yaşamadığım tarifsiz bir duygu sardı etrafımı değişikti hiç görmedim bir çift göz etkilemeyi başarmışmıydı beni yoksa ben mi kuruntu yapıyordum. Resimdeki çocuğun kim olduğunu çok merak edip fotoğrafı çantama koydum bu fotoğrafın sahibini ben bulmak istiyordum hızla uçaktan indim yoksa buradan gidișim hiç iyi olmayacaktı.
************************************ Kızları özlemiștim onlara sarılıp ben geldim diye bağırmak istiyordum.Önüme ilk gelen taksiye binip eskiden onlarla yașadığım evin adresinin vermiștim,ben onlarla ilgili hiç bir șeyi unutmamıștım aslında hepsini deli gibi tutuyordum aklımda.Taksi durunca eve geldiğimi anladım ne çok șey değișmiști öyle boyası önceden pespembe olan evimiz șimdi kırık beyaz rengiyle daha çok göz kamaștırıyordu.Hızla bahçeye girip etrafı inceledim nefes kesiciydi.Bahçeyi sonra incelerdim ilk önce gidip kızlara bakmam gerekiyordu.Anahtarı deliğe sokup çevirmeye bașladım kilit hâla değișmemiști neyseki.İçeriye gidince televizyon sesi daha çok kendini belli etmeye bașladı.Koltuklara uzanmıș iki kız ellerinde kocaman dondurma kâseleriyle tepeden dağınık topuzlarıyla bana doğru çevirdiler kafalarını.
"Sen ...nasıl?"
"Ben geldimmm!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçurumdaki Son Balon
Teen FictionBen herkesin kendisinin içinde yaşadığı acılarını korkularını yansıtan aşılmaz duvarlarının olduğu basit bir dünyası olduğunu düşünüyorum,peki bu dünya bașımıza yıkılıp biz o enkazın altında kalırsak ne olur? Hemde benliğimizi kaybedecek kadar canım...