kaçıyorum

14 1 0
                                    

Karanlık yine her yerde, düştüğüm yer yine aynı rüyada ya da kabusta olduğumu bana hatırlatıyor. Yine her zamanki gibi ayağa kalkıp koşmaya başlıyorum,karanlık ve ürkünç olan ormana giriyorum, her zamankı üç köklü dev ağacın orda sağa sapıyorum ve işte tam burda duruyorum,ensemde yine aynı soğuk nefesi hissediyorum,koşmaya başlıyorum nefes, koştuğum halde bile benle beraberinde ayak sesleri ve benim gibi hızlı nefes alan biri ile geliyor. tam yoruluyorum,duruyorum pes ediyorum ses kesiliyor sanki hiç var olmamış gibi,yavaşça arkama dönüyorum, tam o anda ağaçların arasından bana bakıyor, ürkekçe geri çekiliyorum bu yaptığım onu sinirlendiriyor, kırmızı gözleri alev alıyor ve üstüme atlıyor......
Çığlık çığlığa uyandım yine aynı kabustu.Her gece beni esir alan ver kan ter içinde kalmamı sağlayan bu kabus beni On iki yaşımdan beri kovalayıp duruyor.kabusun etkisinden kurtulmak için odamdaki banyoma doğru ilerledim bordo kapuçıyı açıp içine girdim ve direk mavi deniz kabuklarıyla çevrili lavabonun karşısına geçtim.aynaya baktığımda kumral saçlarımın dipleri terden ıslanmış yağlı ve pis bir görünüm almıştı.gözlerimi biraz daha aşşağı kaydırıp aynadaki gözlerimle buluşturdum ve gördüğüm şey karşısında şok oldum.gözlerim anlamlandıramadığım bir şekilde sarı bir renk saçıyordu korkuyla kendimi duvara yapıştırdım.hızlı hızlı nefes almaya başladım,tekrar aynaya baktığımda ise gözlerim yine aynı yeşil harelerine dönmüştü, kafamı iki yana delice salladım sanırım gördüğüm kabuslar yüzünden kafayı yemeye başlamıştım. Hızlıca bir duş alıp garip hissettiğim banyodan çıktım.sanki biri duş boyunca beni izlemiş gibiydi.bu tuhaf hisleri Zon zamanlarda çok yaşıyordum zira On iki yaşımdan beri benim peşimi hiç bırakmadılar. Ailemin katliamından sonra beni yetimhameye verdiler ve ordada bu kabuslarım başladı Iki sene önce ayrıldığım yurttaki müdürün bana sahip çıkması ile şimdi bu dairede kalıyordum. Bana koşulsuz yardım etmişti sebebini sorduğumda ise zamanı gelince öğreneceğimi söyleyip dururdu. Şimdi bir barda çalışıyordum Müdür Jones her nekadar karşı çıksada ben kararımı vermiş ve Bone and Blood adlı barda barmenlik yapmaya başlamıştım .Her ne kadar pis bir ortam olsada kazandığım para bana yeyitordu.üstelik barın sahibi zaten çok az geliyordu.buda burada ki zamanımı eğlenceli kılıyor. Otoriteden yoksun bir bar tam bana göre.düşüncelerimden arınıp bornozumdan kurtuldum ve siyah iç çamaşırlarımı giydim aslında benim her kıtafetim siyahtır.bana hayatımı anlattığından siyahı hep tercih etmişimdir. Üstümü tamamen giydikten sonra sabah vardiyası için bara gidecektim her zamanki gibi daireden çıkıp bana yılanı hatırlatan kıvırılmış merdivenlere doğru yürüyüp her zamanki oyunumu oynamaya başladım yani yılanın üzerinde yürümek. Merdivenleri yavaş ve ağır adımlarla inip binadan çıktım.dışarısı tam Tahmin ettiğim gibi Soğuktu siyah kopşollumu kafama geçirip arka taraftaki tenha sokağa daldım. Buradan gidince bar dağa yakında oluyordu. Karanlık sokakta sadece nefes alışveişlerim ve ayak seslerim duyuluyordu.bu şekil düşününce aklıma gördüğüm rüya geldi, tüylerimin diken diken olduğunu hissettim bir an. Adımlarımı hızlandırma isteği duydun bir an ama kendimi dizginlemeye çabaladım derken yine aynı his oldu.. Sanki biri beni izliyor bu hissle arkamı döndüm ve onu gördüm benim gibi kapşonlara gömülmüş biriydi beni iki bina arkadan izliyordu.Her neden bilmiyorum ama sanki delici bakışları üstümdeydi.önüme dönüp Adımlarımı hızlandırdım.kanım çoktan kaynamaya ve adrenalin kanıma yayılmaya başlamıştı.hızlı ve seri adımlarıma başka bir adım sesi daha eklendi, arkama dönüp bakınca onunda yürümeye başladığını gördüm, adımların hızlı olmasından amacının beni izlemek olduğunu_ ya da takip etmek mi desem_ anlamıştım. Hızlı yürümenin canına lanet okuyup koşmaya başladım. Maratona katılmış gibi koşmaya devam ettim. Arkama döndüğümde onunda koşmaya başladığını gördüm ama bir şey daha fark ettim adımları hiç aceleci değildi ve gülüyordu, evet resmen adam benimle oyun oynuyordu.amacının ne olduğunu tam olarak kavrayamamıştım.önüme dönüp Adımlarımı dahada hızlandırıp koşmaya devam ettim. Bir bu eksikti şimdi birde deli bir takipçim olmuştu.iki sokak ötede olan bar aklıma gelince Adımlarımı sağa kırıp barın olduğu tarafa doğru koşmaya başladım.barın kırmızı Bone ve bayaz renkli Blood yazısı gözüme çarpınca Adımlarımı yavaşlatıp hafis koşu temposuna düşürdüm ve ardından barın hemen önünde durdum.arkama dönüp baktığımda ise beni ıssız sokaklar karşıladı.kafam yine allak bullak oldu.az önce arkamda olan adam şimdi yoktu. Tanrımmm...kafayı yemeye başladım oflayıp önüme dününce bşrine çarptım kafamı kaldırıp baktığımda ise barın sahibi olduğunu gördüm.
- Pardon efendim ben bir An..şeyyy eee...
-Esi ne rosali? Neden koşuyordun?
-Spor.. Evet evet spor yapıyordum.
-Hımmm.. O yüzden mi arkana bakarak koşuyordun.
Dedikleri karşında kaldım öylece..adam sandığımdan da zekiydi.birşey diyemeyince yan bir şekilde güldü.bu gülüşü daha öncede görmüş gibi bir hisse kapıldım ve ayda yılda bir gördüğüm patronuma daha dikkatli baktım.mavı yeşil gözler, kumral saçlar ve dövmeli bir boyun, geniş omuzlar, kemikli yüz hatları ve çarpık bir gülüş... Hımm... toplayınca elimize yakışıklı bir tabir çıkıyor.ne yaptığımı patronumun pardon yakışıklı patronumum sesi anlamamı sağladı.
- Neye bu kadar dikkatli bakıyorsun?
-Aaa şeyy.... Ben dalmışım bir an.
-İyi şimdi ayıldıysan işinin başına dön, akşama büyük bir parti var..
Kafamla onaylayıp önüme dödüm ve içeri doğru adım attım ne sert bir adamdı böyle bu.. Arkamı dönüp tekrar ona bakınca içimi tuhaf bir his Kapladı nedeninin ne olduğu anlayamadım ve daha fazla sorgulamadan bara girdim . Ve günüm böylece başlamış oldu.bu arda ben Rosali Blackcood bu da benim kabuslarla dolu hikayem...


Merhaba arkadaşlar bu benim ilk kitabim umarım beğenirsiniz....😊

KARANLIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin