KARANLIK

kavga

Akşamki parti için tam gaz hazırlık yapıyorduk, hepimizin nerdeyse pili bitmişti,ama bizim uğramaz Patron bugün ne hikmetse başımızdan ayrılmıyor ve emirler yağdırıp duruyordu.otoriteden uzak bir bar mı demiştim, unuttun siz onu bu adam otorıtenin vücut bulmuş halı ve kız erkek ayırmadan hepimizi hayvan gibi çalıştırıyor. Elimimdeki temizlik bezini oflayarak tezgaha vurdum,keşke yapmasaydım Patron avını görmüş aslan gibi beni gördü ve hızla yanıma geldi
-Ne o çaylak daha ilk haftadan bıktın mı işinden, eğer öyleyse kapı şurda gidebilirsin.
Evet patronum tam anlamıyla bana takmış durumda olmakla beraber laf sokma aracı olarak üç saattir beni tercih ediyordu.Daha fazla dayanamayıp yakışıklı ve bir o kadar egolu patronuma bağırdim,evet bu salaklığı yaptım.
-İnanın bana kapıdan çıkınca işşiz kalmam o yüzden beni bununla tehtit etmeyi bırakın.
Dediklerimden durakladı ve bana doğru hiç acelesi yokmuş gibi döndü.
-Sen..az önce bana mı bağırdın?_upssss işte şimdi yandim_
-Sana diyorum çaylak!! Bir anda bağırmasıyla yerimden şıçradım ve o anda herkes elindeki işi bırakıp bize dönmüştü, işte şimdi hem rezil olmuş hem de birazdan kovulacaktım.
-Ne oldu..niye sustun,az önce çok cesurdun şimdi kuyruğunu nereye sıkıştırdın kedicik.
Dedikleri karşısında şok oldum resmen bana kuyruğunu şıkıştırmış kedi dedi, sanırım kovulmak umrumda değildi çünki biraz sonra yapacaklarım tam da bunun olmasımı sağlayacaktı. Elimden bıraktığım bezi hızla alıp kendini beğenmiş patronumun suratına fırlattım...

Şimdi nerde miyim? Barın kapısındayım ve işten kovuldum.iki tane çam yarması tarafından dışarı atılmış ve iki günlük maaşımı bile alamamıştım.aslında sağ kurtuldum diye şükretsem daha iyi çünki patronun içinden tam anlmıyla bir ejderha çıktı ve laflrıyla beni ezip dışar attı.arkasından seni yakışıklı kendini beğenmiş egolu piç diyede bağırmamayı ihmal etmemiştim. Oflayarak adımları ilerletip her zamanki kestirme sokağa dalıp dalgın dalgın yürürken yine aynı his Kapladı içimi,biri beni izliyor, bu cümle sürekli beynimde dönüp duruyordu. Arkama bakma isteğiyle bir anda kafamı çevirdim, ama kimse yoktu tekrar önüme döndüğümde ise önümde birden peyda olan şeye korkuyla bakıp hızla geri çekildim.Daha dikkatli bakınca onun bir insan olduğunu fark ettim uzun boylu, yapılı ve geniş omuzluydu kafası yere eğik ve kafasında kapşonu olduğundan yüzünü göremiyordum .başını hafif kaldırınca dudaklarındaki alaycı gülümsemeyi fark ettim. Şimdi durumu çakmıştım bu sabah beni kovalayan adamdı . Korkuyla bir adım daha geri attım. Sanki mümkünmüş gibi alaycı gülümsemesi dahada genişledi ve ağzını araladı.
_rüyalardakinden daha güzelsin Rosali... Gerçi o zamanda bana bu ifadeyle bakıyordun..
Kulaklarıma dolan alaycılıkla dolu kadifemsi ses nutkumun tutulmasıma yetti.ağzım istemsiz aralandı ve dediklerini idrak etmeye çalıştım.
- Ne o, neden süt dökmüş kedi gibisin! Dediklerim mi seni bu hale soktu yoksa..
Kadifemsi ses kulaklaruma dolduğunda sanki konuşma yetimi kaybediyordum..bana ne söylediğini idrak ediyorum ama tepki veremiyordum sesi sanki beni büyülüyordu.bana doğru bir adım attığında kıpırdıyamadım,bir adım daha attı ve aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdi.kulağıma doğru yaklaştı.
_bu kadar çabuk etkime girme Rosali, o zaman hiç eğlencesi kalmaz, göster pençelerini kedicik....
Ben daha ne dediğini idrak edemeden eliyle boynuma doğru bir hareket yaptı ve o zaman her yer kararmaya başladı ,zemin yavaşça ayağımın altında kayarken ona ait olan eller belimi sıkıca kavradı ve Son gördüğüm delici bir güzelliği olan ateş mavisi gözler ve o alaycı gülüş oldu.sonrası beni kucaklayan bir karanlık ve yine ayni o hissin sahip olduğu karanlık bir mahzen.ruhumu delicesine içine çeken ve beni boğan karanlık nedense bana tanidik geliyordu. Zira hayatımın her yeri onunla kaplanmışken bu tanıdık hissin ne olduğunu iyi biliyordum bilincimin Son kırıntısına sıkı sıkı tutunan bu his alışılmışlıktan başka bir şey değildi.... 

Merhaba arkadaşlar.. Biliyorum bölümler kısa oluyor ama olaylar başlayınca bölümler uzayacaktır...