Kimseye güvenmemeniz gerekir. Hele ki böyle bir zamanda..
•
Jeon JungKook'un gece yarısı Bilinmeyen Numara'dan aranması herkesin hayatını tepetaklak etmişti.
•
#blackpink içerisinde 186
•
shipler :
jennie x taehyung
rosé x jimin
lisa x jungkook
ji...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
❝part 1❞
Elindeki telefona güçsüzce baktı genç kız. O iyi miydi? Ne olmuştu? Kim yapmıştı? Neden yapmıştı? Ne olacaktı? Destek almak için etrafında tutunacak bir şeyler aradı. 'Eğer o olsaydı..' diye düşünmeden edemedi. Alt dudağını dişledi ve gözlerini sımsıkı kapattı. Ağlamak istiyordu ama burada değil.
Kolunu tutan ve ona destek olan kişiyle daha fazla bastıramadı ağlamasını. O an tek istediği, birisinin ona destek çıkmasıydı. 'Kim olduğu önemli değil, yeter ki...' Genç kız kafasını, kolundan ona destek olan kişinin göğsüne yasladı ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Kafasında hissettiği, saçlarını okşayan el ile biraz sakinleştiğinde hıçkırıklara arasından tek bir kelime söyledi. "Jennie.."
Kızıl saçlı kızın ağzından çıkan tek kelime orada oturan çocuğun dünyasını yıkmaya yetti. Jennie'ye bir şey olmuştu. Bunların hepsi sırf o Jennie'yi öpmediği için mi oluyordu? Nereden öğrenmişti? İçinden kendine ve gizli numaraya bildiği bütün küfürleri etti. Şu an birisi kötü durumdaydı ve bu onun suçuydu.
Ayaktaki diğer çocuk genç kızı sakinleştirmeye devam ediyordu. JungKook bir elini başına götürdü ve boş bakışlarla karşı duvara bakmaya başladı. Her şeyi mahvetmişti. Bu onun suçuydu, değil mi?
Çocuk her ne kadar neler olduğunu merak etse de genç kıza soru soramazdı. Sonuçta genç kız, mahvolmuştu. Rosé nefes alışverişi yavaş yavaş düzene girdiğinde kafasını çocuğun göğüsünden kaldırmadı. Sessizce "Onun yanına gidebilir miyiz?" dedi.
Jimin kafasıyla onu onayladı. Genç kızı bu halde istese de tek başına yollamazdı zaten. "JungKook, eşyaları sen alabilir misin?" Çocuktan sadece onaylayan mırıltılar çıktı. Jimin, genç kıza kolundan tutarak destek oldu ve kendine yasladı. İkisi birlikte arabaya doğru giderlerken çökmüş olan başka birisini sınıfın ortasında bıraktılar.
❝part 2❞
Beyaz ve açık mavi ile boyanmış hastane duvarlarına bir kez daha baktı Lisa. Şu an elinden hiçbir şey gelmiyordu ve bu durum git gide sinirini bozmaya başlamıştı. En azından arkadaşına bunu yapanın kim olduğunu veya nasıl yaptığını bulabilirdi, deneyebilirdi. Ancak zaten polisler genç kız hastaneye kaldıralı o iş ile ilgilenmeye başlamıştı. Tek öğrenebildikleri şey, zehirlendiğiydi. Tabii ki bunu hastaneye geldiklerinde doktorlarda söylemişti, hatta Ji-Soo bunu fark etmişti bile. Zaten ifade vermek için polisle hemen görüşmüştü.
Genç kız dişlerini sıktı ve gözlerini kapattı. Kim neden böyle bir şey yapardı ki? Jennie ile yakındı ve okulda herkes onu severdi. Cana yakın ve yardımsever birisiydi o. Okul dışında konuştuğu veya arkadaş olduğu kişi sayısı çok değildi ancak Lisa hepsini biliyordu. Hiçbirinin de böyle bir şey yapmayacağını umdu. 'Jennie,kimseye zarar vermezdi. Kalplerini kırmazdı. O zaman..' aklından bir türlü susturamadığı düşünceleri geçiyordu. Asla susturamayacağı ve hak verdiği düşünceler.
Koridorda duyduğu tanıdık sesin "Jennie!" demesiyle kafasını kaldırıp koridorun ucuna baktı. Kendinden pek bir farkı olmayan kızıl saçlı arkadaşı orada duruyordu. Gözleri şişmişti.. O öğreneli çok olmamıştı ama gene de çok fazla ağlamıştı anlaşılan. Bitik haldeydi.
Lisa ayağa kalktı ve dolu gözleriyle kıza bakmaya başladı. Rosé bir kaç saniye dudağını dişledi ardından gözyaşlarını tutamayarak Lisa'ya sarıldı. İkisi ağlayarak birbirine sarılırken ayaktaki çocuk da onların bu halini izledi.
❝part 3❞
Çok değil, kısa bir süre sonra kapı açıldı ve dışarıya beyaz önlükleri ile bir adam çıktı. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. "Hastamızım sağlığı gayet iyi."
Sadece bu cümle yetmişti. Sadece bunu duymak gözyaşlarının artık mutlulukdan dökülmesine yetmişti. Sadece bunu bilmek az da olsa rahatlamalarına yetmişti.
Lisa dolu gözleri ve gülümsemesi ile doktora baktı ve aklındaki soruyu sordu. "Ne zaman uyanacak?" Doktorun yüzünü düşünceli bir ifade ele geçirdi. "Çok uzun sürmeyecektir. Aldığı zehir ağır bir zehir değildi, sadece midesinin yıkanması ve kontrol edilmesi gerekti." Lisa elini göğsüne koydu ve bir kaç adım gerileyip Tanrı'ya teşekkür etti.
Rosé gülümseyerek Jimin'e baktı. Jimin ise gülümseyerek genç kıza sarıldı. Şu an onun mutluluğuna ortak olmak istiyordu. Onun mutluluğunu paylaşmak istiyordu. Grubun arkasında duran JungKook köşede sessizce gülümsedi. Kendi hatası yüzünden bunlar olmuştu ama sonunda, genç kız iyiydi. İyi olacaktı.
Koridordan bir ayak sesi git gide yaklaşırken gelen kişinin sesi koridorda yankılandı. "Lisa. Rosé." Lisa yüzündeki büyük gülümseme ile sonunda polislerin sorgusundan kurtulan kıza baktı. Ji-Soo bir süre durdu ve olanları idrak etmeye çalıştı.
Lisa gülümsüyordu. Doktor sakindi ve gülümsüyordu. 'Jennie.. iyi.' Genç kız koşarak diğer iki kızı kendine çekti ve sıkı sıkı sarıldı. Jimin'den aniden ayrılan Rosé şoka uğrasada Ji-Soo'nun sarılmasına karşılık verdi. Üçü birlikte sıkı sıkı sarılmaya başladılar. JungKook ve Jimin onların bu haline bakıp gülümsediler.
❝part 4❞
Hastaneye bir kargaşa hakimdi. Etrafta koşuşturan bir kaç güvenlik görevlisi ve bir kaç hemşire vardı. Bir şeyler diyorlardı ancak kimse ne dediğini anlamamıştı. Rosé kaşlarını çatarak doğruldu. En son uyuduğunu hatırlıyordu ve oluşan kargaşanın sesleri uyanmasına yol açmıştı. Lisa seslere bakmak için ilerleyecekken Ji-Soo onu durdurdu ve oturttu. Arkadaşlarından birisini tehlikeye atmak istemiyordu. Hemşireler ve güvenlik görevlileri büyük bir şey olmadığı sürece böyle etrafta koşuşturmazlardı. Bir şey vardı. Ve bu durum Ji-Soo'yu endişelendirmişti.
Bir süre sonra, sesler daha net duyulmaya başladı. "Beyefendi, burada böyle davranamazsınız." "Hastaneye böyle giremezsiniz!" "Kendinize hakim olun! Güvenliği çağırmak zorunda bırakmayın bizi!" Ve daha bir çok ses birbirine karışıyordu.
Köşeden birisi koridora girdi ve koridordaki çocuklar dikleşti. JungKook kızlara bakarken Jimin de gözlerini gelen kişiye çevirmişti. Ve Jimin'in dudakları arasından dökülen tek sözcük Jungkook'un kanının çekilmesine neden oldu.
"Taehyung?"
❝to be continued❞
bu bölüm kısa oldu biliyorum ve bunun için üzgünüm ancak heyecanlı yerlerde bitirmeyi seviyorum naparsınız 🤷🏻♀️ 🙈