❝bölüm on iki❞

2.1K 156 31
                                    

❝part 1❞

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

part 1❞

Günlük kıyafetlerini giymiş, yüzlerinde minik bir gülümseme olan dört çocuk gülümsemeleri genişlerken kızların masasına oturdular. Uzun ve büyük masada herkes yerini aldıktan sonra sıra sohbete gelmişti.

"Nerede kaldınız?" Lisa büyük ihtimalle aralarında en çok acıkandı ve daha fazla dayanamayacaktı. "Neyse ne, geç kaldınız ve ben çok açım!" Elini kaldırıp garsonlardan birisini çağırdı.

Hepsinin önüne konulan menü, hepsinin aslında çok aç olduğunu fark etmelerine yaramıştı. Masada ortaya büyük bir şeyler mi isteseler yoksa herkes kendine mi istese tartışması en az 10 dakika sürdü. En sonunda herkesin kendine istemesine karar verdiler. Bir 10-15 dakika da karar vermelerine gitmişti. 30 dakika sonunda siparişlerini verebilmişlerdi. Geriye kalan tek şey, beklemek oluyordu.

Masa da siparişleri verdikten sonra bir sessizlik olmuştu. Kimse ne konuşulacağını bilmiyordu. Herkes birazcık çekiniyordu aslında. Taehyung daha fazla buna dayanamadı. "Ee, Rosé ve Jimin. Sizin şarkınız ve yarışma hakkında konuşalım."

"Ne kadar zaman kalmıştı?" Rosé kafasını hafifçe yana eğerek Taehyung sorusunu düşündü. "Üç hafta?" Yanıtlarken emin olmak için Jimin'e bakmıştım genç kız. Jimin de samimi bir şekilde onaylayınca gülümsedi.

"Hangi şarkıyı söyleyeceğiniz bellidir o zaman, artık bir öğrensek mi diyoruz?" Lisa şarkıyı öğrenmek için can atıyordu. Jimin'in sırıtışı olabildiğince genişledi. "Hm, hayır?" Ve aldığı yanıt ile Lisa'nın suratı asıldı.

"Devlet sırrı sanki, söylesenize olum!" Yoongi de, Lisa kadar olmasa da merak ediyordu aslında. Rosé oflayarak arkasına yaslandı. "Bizim şarkımızı boş verin de, Ji-Soo ve Jin'in birlikte ders çalışmasına odaklanalım biraz."

Rosé'un dediğiyle Taehyung masaya eğildi. "Ne demek ikisi birlikte ders çalışıyor!?" Jin mahcup bakışlarını Ji-Soo' ya çevirdiğinde aynı bakışlarla karşılaştı. "Bilmiyor muydunuz? Hatta Jin'i Ji-Soo davet etti!" Lisa tam dedikoducu teyze moduna girmişti ve kolay kolay çıkacak değildi.

"Lisa, sussan mı?" Ji-Soo gülümseyerek arkadaşına bakıyordu ancak bu gülümseme kesinlikle masum değildi. Aksine şeytaniydi. "Jin, neden söylemedin!" Taehyung sahte sinirle arkadaşına baktı.

"Rosé neden konuyu bize getiriyorsun ya!" Jin Rosé'a sitemli bir şekilde döndü. Rosé ise sadece gülümseyerek omuzlarını silkti. "Birilerini feda etmem gerekiyordu." Ji-Soo arkadaşının kolunu cimcikledi. Rosé'dan minik acı bir çığlık çıktı.

Lisa'nın telefonuna gelen bildirim sesi masayı kapladı ve çok kısa bir süre masadaki herkes Lisa'ya baktı. Daha sonra hemen bakışlarını çektiler tabii ki. Lisa telefonunu eline alıp bildirime baktığında kaşlarını çattı.

Jungkook : Neredesin!?

Lisa göz devirdikten sonra mesaj yazmaya başladı. O sırada yanında oturan Jennie ona çaktırmadan bir kaç mesajı okumaya çalışıyordu. Yaklaşık iki hafta önceki konuşmalardı. Zehirlenmeden önceki  konuşmalar...

play of life • bp & btsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin