Kapı açıldığında gözleri gözlerimle buluştu.Yüzünde yine o kocaman gülümsemesi vardı.
"Eğer bana biraz daha öyle bakarsan eriycem ve beni bir daha göremiyceksin"
Demek isteyen iç sesimi bastımaya çalışırken uzun süredir bakıştığımızı fark ettim.
"Ben Alev bu arada, o kargaşa içinde söylemeyi unuttum" dediğimde gözlerimi kaçırmaya çalıştım ama beceremiyordum. Gözleri o kadar güzeldi ki gözlerimi ondan ayıramıyordum. Küçük bir kahkaha attıktan sonra:
"Öyle oldu, içeri gelsene oda arkadaşım gelmiyormuş yani yalnız kalıcam o yüzden eğer herhangi bir şey olursa buraya gelebilirsin"
İçeri girdiğimde mütheş erkek parfümü burun kanalımda parti vermeye başlamıştı.
"Eee anlatsana hangi okuldan geldin" derken yanımdaki benim de benzerine oturduğum şezlonga benzeyen sandalyeye oturdu. Birbirimize okullarımızdan bahsetmeye ve okulda yaşadığımız komik olayları anlatmaya başladık. İkimiz de o kadar eğleniyor ve gülüyorduk ki zamanın nasıl geçtiğini bir türlü anlayamamıştık. Öğretmenler odaları dolaşıp lobiye inmemiz gerektiğini söylediğinde zamanın farkına varabilmiştik.
Bu arada telefonum sessizde olduğu için Damla'nın 6 adet cevapsız çağrısını duymamşış olduğumu fark ettim.
Arda ya lobide buluşucağımızı söyledim o da bana göz kırparak "Görüşürüz"dedi.
Odadan çıktığımda Damla nın koridorda olduğunu görüp hemen yanına koştum.
"Kızım öldün mü kaldın mı sağır mı oldun seni kaç kere aradım biliyo musun? Sus, hiç cevap verme direk olanları anlat!" Derken yüzüne yine o yamuk sırıtşı yerleştirip beni dinleme havasına girmişti 'yine'. Ben de anlattım. Sevinçle çığlık attıktan sonra:
"Ayy siz çok tatlı oldunuz yaa! Bak bu çocukla iki güne sevgili olursunuz benden söylemesi..."
Eğer biraz daha konuşursa onu pataklama isteğiyle üstüne atlayabileceğimi belirten
( allahım o nası... oluosa) bir hareketle onu susturmaya çalıştım çünkü Arda nın odasından çıktığını fark ettim lobiye doğru yürüyordu. Biraz uzaklaşınca Damlaya:
"Kızım saçmalama yaa mal mal konuşuyosun off bişey olduğu yok daha allaam yaa"
Arda nın odasından çıktığını fark ettim lobiye doğru yürüyordu.
Damla bana oda arkadaşının dersanedeki kankalarımızdan Pelin olduğunu söylediğinde hemen arkasından Pelin geliyordu.
"Kankaaa" diyen bağırarak birbirimize sarıldıktan sonra koridorda herkesin bize odaklandığını farkedip kıkırdadık.
"Damla isterse Pelin'e de anlat siz kızlara sonra katılsamm şeyy ..." Onları satmış gibi olmak istemiyordum bu yüzden söylemek için bir yol aramaya çalışıyordum...
"Koş yetiş -meteor-una lobide konuşuruzzz" Meteora fazlasıyla vurgu yapmıştı ama hepimiz öyle olduğunu biliyorduk zaten. Ne anlayışlı arkadaşlarım vardı benim!
"Sizi seviyorum kızlaar" diye bağırırken Damla Peline ötmeye başlamıştı bile..
Son katta olduğumuz için yine uyuşukluğum tutmuş ve asansörden inmeye karar vermiştim. Asansör tam kapanıyordu ki birinin kapanmaması için elini arasına koyduğunu gördüm ve kapı yeniden açıldı. Tıkabasa dolu asansörde O bana gülümsüyordu yer açmaya çalışırken, Tanrım gülümsemesini anlatacak kelime bulunduğunu sanmıyorum.
"Çok saoll ama elin acıdı benim yüzümden öpiyim geçsin mi ha hadi öpiyim bi geçsin" demek isteyen sesime bir tane patlatarak susturdum.
"Teşekkürler elin acıdı mı?"
"Yok canım, amaa... seni yeni bir asansor beklemekten kurtardığıma göre - artık benimle birlikte bir akşam yemeğine gitmeye borçlusun" diyerek bana göz kırptı.
Az önce bana çıkma mı teklif etmişti!!! Of Alev saçmalama yaa herkes olcak orda otelde arkadaş masasında seni de istiyo kendini hemen bişey sanıp atlama. İşte çocukla arkadaş olmaya başladın diye yoksa başka neden olcak demi?
Lobiden bahçe kısmına geçitik. Orada bizi 2 saat boyunca bekleyen saçma etkinlikleri atlattıktan sonra sıkıntıdan patlamak ve açlıktan ölmek üzereydim. Bizim yeni arkadaşlarımıza ısınmamız için bu etkinlikler yapıyor olmamız gerekiyorudu ama sıkıntıdan hayattan soğumuştuk. Vaay ne kadar da havalı bir cümle kurdum ben böyle! Herneyse Damla ve Pelini bulup restorana doğru yürümeye başladım. Onlara bugun Ardalarla oturacağımızı söyledim. Fazlasiyla sesli bi "ooooo" ardından onlara sakin olmalarını gerektiğini söyleyip açık büfeye doğru ilerledim.
Oldukça acıkmıştım ama Arda nın önündede obur gözükmek istemiyordum. Bu yüzden tabağımı yeterli doldurup gözlerimle Ardayı aramaya başladım. Zor olmadi tabii çünkü kalabalığın arasında deniz mavisi gözleri seçememek imkansızdı.
Yanına ilerleyerek oturdum. Damla karşıma ve yanına da Pelin oturmuş pis pis sırıtıyorlardı ikisi de...
Arda da gülümseyerek:
"Geldiğine sevindim." dedi. Gözü tabağıma kaydı ve bir anda gülümsesi yok olmuştu.
"Arda iyi misin?" sesim endişeli çıkıyordu. Onu böyle görmeye alışkın değildim. "Gören de yıllardır tanıyosun sanır ya bir gün oldu kızım" iç sesim beni gıcık etmeye devam ediyordu.
"Yok bişey" sesi oldukça kötü geliyordu.
"Arda bişey oldu lütfen söyler misin? "
"Yok bişey."
"Arda bak yüzün çok kötü gözüküyo. Bişey oldu. Bana güvenebilirsin... Ne oldu?" sesimi iyice yumuşatmıştım.
"Eski sevgilim..." sesini duymak için çaba sarfetmek gerekiyordu. Çok kısık sesle konuşuyordu. Ama üzülünce de bir baska bi tatli mi oluyordu öyle. Alev yapma, Alev kesme cocugun uzerine yapisan tisortinun altindaki kaslari, Alev ayıpp!..
"O... onunla ayrılmadan önce tabağında yediklerin vardı."
Ne diyeceğimi bilememiştim.
" Arda ben.. ben çok özür dilerim. Benim yüzümden hatırladın."
"Sacmalama Alev o...o hep aklimda. Seninle konustugum zaman kafam dagiliyo. Unutuyorum. O yuzden kendini suclu olarak asla gorme."
"Tamam, o zaman herseyi yok sayiyoruz. Sana anlatacaklarim var..." eski heycanli sesimi takinmaya calisatak okulda gecenen komik anlardan birini anlatmaya basladim. Beni dinlerken hafifce gulumsemeye basladigini goruyordum ve sonunda kahkahalarla gulmeye basladi.
" Kendime hak veriyorum. Onu unutturmaktan fazlasini yapiyor beni gulduruyorsun" dedi sevecen gozlerle.
Ama sanki bu bakislar fazlasiyla arkadascaydi. Fazlasiyla... Eski sevgilisini hala sevdigi acikca ortadaydi... Ben-ben kendime itiraf etmekte zorlansam da ona asik olmustum. Gulumsemesine, gozlerine, konusmasina...
Arkdaslar okuyan herkese cok tesekkur ederim. Okunma sayisi istegime ulstigi icin hikayeye devam edicem. Votelarimiz artarsa cok sevinirim. Hepinize iyi okumalaaar ... :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stepbrother
Teen FictionGerçek aşka inanan bir kız, oldukça yakışıklı ve romantik bir erkek... Onlar birbirleri için yaratılmış insanlar ama imkansız bir aşk... Onlar üveykardeşler... +Kızım, Alevcigim işte bu yeni nişanlım Özlem, bu da yeni karde... "Arda!?" -"Alev!?" Tan...