Evet arkadaşlar bu da final bölümümüz.İkinci kitaba yakın zamanda başlayacağım.Söz verdiğim gibi sürprizi yaptım -gerçi diğer kitapta yapmak yerine bu bölümde yaptım ama olsun-:) Beğenmenizi umuyorum.Hikaye toplamda en az bir 50-60 oy almadan 2. kitap gelmez.İyi okumalar... Not: Eğer anlamadığınız veya merak ettiğiniz bir kısım varsa yorum olarak yazın ben en kısa sürede cevaplayacağım.
Kheiron ayağa kalkıp kitapları yerine koydu ve yeni bir kitap aramaya başladı.
''İyi de neden bu kitaplardaki yazılar gazete küpürleri gibi?'' diye sordu Kıvırcık.Odadaki Kıvırcık dışında herkes iç geçirdi.
''Çünkü ikisinin de yazarı aynı ve kendisi bir gazeteci.Ve biliyor musun, ikinci kitabı yazdığında 74 yaşındaymış.'' diyerek sorusunu yanıtladı Kheiron.
Kıvırcık anladığını belirtircesine başını salladı.
''İşte burada!'' suratında bir zafer ifadesiyle elindeki kitabın bir sayfasını açıp çocukların önüne koydu.
Bu sefer Percy sayfayı okumaya başladı:
Yancy Peter
Joseph Antonie Peter, bilinen adıyla Yancy Peter, 1783'te doğumundan 9 ay sonra babasını ve annesini kaybederek henüz bir yaşına giremeden hem öksüz hem de yetim kalmıştır.
14 yaşına kadar acımasız amcası Calvin'in yanında, zorlu işlerde çalışarak genç yaşta hayatın acılarını öğrenmiştir.Sonrasında amcası öldüğü zaman tek başına kalmış ve kendi kendine yaşamak zorunda kalmıştır.
21 yaşında kimden geldiği belirsiz bir mektup almıştır.Bu mektupta anne ve babasının katillerinin en yakın arkadaşlar olan Marc Kevin ve Dennis Swaen olduğu yazmaktadır.Bunun üzerine Peter, kendi kendine intikam yeminleri etmiştir.Sonrasında bir kitapta tek boynuzlu at kanının gücüyle ilgili bir şeyler okumuş ve bir tek boynuzlu at öldürüp kanını içmiştir.Bunun üzerine lanetlenen Peter'in boyu üç metreyi bulmuştur.
Tam 45 yıl boyunca anne ve babasının katillerini arayan Peter, 1849 bu katillerin torunlarını bulmuş ve Kevin ile Swaen'in ruhlarının bu iki çocuğun içlerinde olduğuna inandığı için Eliza ile Jonath'tan 5 yıl intikam almaya çalışmıştır.Bu denemesinin ardından 14 Mart 1854 yılında bu iki çocuk tarafından Tartarus'a yollanmıştır.
Edindikleri bu kadar bilginin yeterli olduğunu düşünüyordu herkes.''Peki ya bu şey bunca yıllardır nerede ki şimdi bir anda ortaya çıkıp bizi ürkütüyor?'' diye sordu Percy kuşkuyla.
''Bence yıllardır bizi arıyor.'' kitabın bir kaç sayfasını çevirdi Annabeth.''Ah, işte! Burada üç kardeş hakkında genç yaşlarında öldükleri ve hiç birinin çocuğunun olmadığı yazıyor.Zannedersem yıllardır Eliza ve Jonath'ın soyundan kimse doğmadı.Bence Yancy yıllardır bizim doğumumuzu bekliyor.Doğduğumuz bilgisinin kulağına geç gittiğini varsayarsak ve bir kaç yıl boyunca da bizimle iletişim kurmaya çalıştığını düşünürsek, bizi şimdi bulması çok doğal.''
Herkes onun zekasına hayran kalmıştı.
''Söylediklerin mantıklı.Tamam, Yancy'nin Percy'e saldırmasını anlayabiliyorum, o uzun zamandır Poseidon'un tek çocuğu.Ya neden Annabeth'e saldırmak istiyor? Sonuçta Athena'nın bir sürü çocuğu var!'' diye merakla sordu Kıvırcık.
''Çünkü,'' dedi Kheiron, ''Annabeth, Athena'nın çocuklarından en çok Eliza'ya benzeyeni.Bunun sebebi de aralarında kan bağı olması.Evet, bu üç çocuğun çocukları olmadı, ama Jonath, sadık bir adam olamamıştı ve Eliza'yı aldatıp Brenda Mercley ile beraber olarak bir çocuk yaptılar.Bu kız çocuğunun bir kızı oldu.Sonrasında bu kızın da bir oğlu oldu.İşte o çocuk, senin büyükbaban Annabeth.''
Bu onların şapşal şapşal bakmalarına, Annabeth'in ise,
''Vay be, büyük büyük annemin büyük babası bir kahraman demek, bu harika!''
''Çok okuduğumu söylemiş miydim?'' diye övündü Kheiron.
Evet, artık lanetle ilgili her şeyi öğrenmişlerdi.Geriye tek bir nokta kalıyordu.
''Peki, bu Yancy denen herif Tartarus'tan çıkabilecek mi?'' diye herkesin aklındaki o soruyu Kheiron'a yöneltti Percy.
''Şey, bence bir yolunu bulacak gibi duruyor.''
Bİr anda odadaki herkes gerilmişti.Onlar beyinlerindeki düşünceleri sıralamak üzere beklerlerken bir ses duyuldu:
''Hey, kimse yok mu?''
Bir anda dördü birden hareketlenip ormana fırladılar.Ses yakından geliyordu.Biraz ilerleyince önlerinde yaralı, kendi yaşlarında bir çocuk gördüler.Çocuğun siyah saçları ve bir de gözlüğü vardı.Sol bacağı kanıyordu.Alnındaki yara izi karanlıkta bile parlayarak kendini belli ediyordu.Onu Kheiron'un sırtına bindirip odaya götürdüler.Kheiron çocuğu tedavi ettikten sonra çocuğun başına toplandılar.Hepsi kendini tanıttı.
''Ya sen, sen kimsin?''
''Ben Harry, Harry Potter.'' dedi usulca yabancı.
''Sen buraya nereden geldin?'' diye bir soru yöneltti ona Annabeth.
''Şey, uçuç tozu kullanırken yanlış yer adı belirtmişim.''
Şaşkın gözlerle ona bakıyorlardı.
''Uçuç tozu mu?''
''Evet.Üstüne üstlük bir de yaralandım.Yarım saattir geri dönmeyi deniyorum, başaramadım.Sanki burada sihirli bir şeyler varmış gibi...Ron ve Hermione yanımda olsalardı yardım edebilirlerdi.Ah, kesin beni merak etmişlerdir.Nasıl döneceğim acaba!''
Bu çocuğa güvenebiliriz, diye içinden geçirdi Kheiron.Diğerleri de aynı şeyi düşünüyorlardı.Harry'nin ise aklı karışmış gibiydi.
''Vay canına,'' bir anlığına Kıvırcık'ın nefesi kesilmişti.''yoksa sen, Hogwarts'tan mı geliyorsun?!''
![](https://img.wattpad.com/cover/16524085-288-k398930.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olimpos Canavarı 1: Lanetin Tarihi
FanfictionBu bir Percy Jackson ve Olimposlular Fanfiction'ıdır.