Sınır: 15 vote bebiklerim
Eylem allığımı sürerken ben bilgisayarda Avrupa dosyasına sızmaya çalışıyordum.
"Aaa! Bahar!" Dedi Selin leptobu elimden alarak "Evleniyorsun kızım! Bırak şunu, çalışırsın sonra"
"Ya kızım napıyorsun!"
Eylem elimden tutup hızla ayağa kaldırdı ve aynaya çevirdi.
"Ne kadar güzelsin sen öyle, afet gibisin" dedi Eylem gülümseyerek
"Allah'ım ne kadar da güzel oldu be!"
"Aman abartmayın" dedim aynadan kendime bakarak
İtiraf etmeliydim ki gerçekten çok güzel olmuştum. Ama bu benim umurumda bile değildi, nasıl olsa bir kaç ay sonra Oğuz kendi yoluna ben kendi yoluma gidecektim. Kapı çalındı ve içeriye bizimkiler girdi
"Eeeeey Bahar eeeeey! Bu nedir lan?" Dedi Mücahit
"Hanımefendi? Siz Bahar mısınız?" Dedi Feyzullah
"Benim küçüklük arkadaşıma bak be!" Dedi Fethi
"Şuan hücrelerim bile inanamıyor, kız kezban nolmuş sana" dedi Ateş
"Ayıp be ayıp" dedim hafif gülümseyerek
"Lan!" Dedi Fethi Eylemi baştan aşağıya süzerek "Eylem eteğin koptu herhalde dimi, yada ek takviye falan yapacaksın dimi?'
"Hayır bu böyle Fethicim"
"Lan ne demek bu böyle! Seni ben böyle çıkartmam eteğin yok lan eteğin"
"Ya of! Düğün zamanı napayım pantolon mu giyeyim!"
"Gerekirse evet! Hadi çıkar Eylem"
"Fethi! Bak sana dalarım! Yürü git!"
"Eylem beni öküzleştirme işte hadi çıkar"
"Ya çıkarmıycam işte!"
"Ben mi çıkarayım!"
"Bana bak gerizekalı! Düğün bitene kadar benimle muhattap olma, seni öldüresiye döverim!" Dedi Eylem arkama geçerek
Eylem ve Fethi'nin klasik kavgaları, Eylem kısa bir şey giyer ve Fethi kudurur. Oğuz üzerine çok yakışan bir damatlıkla ve 2 erkek arkadaşıyla içeri girdiğinde herkes susarak onlara baktı. Kol düğmesini ilikleyip bana baktı
"Yürü"
"Lan, bana bak bana. Sen benim Baharıma emir mi veriyorsun ben mi yanlış duydum?" Dedi Mücahit kaşlarını çatarak
"Façanı keserim lan senin" dedi Ateş Oğuz'un üstüne yürüyerek
Oğuz'un arkadaşları ve bizimkiler 2 dakika içinde kavgaya tutuşmuştu
"Arkadaşlar bir sakin olur musunuz lütfen! Tamam Mücom sıkıntı yok, sarı sende. Oğuz sen de biraz insaf yahu! Hadi tamam yürüyün gidiyoruz. Düğünde de olay çıkartmayın, fazlalığınızdan asarım sizi!" Dedim ve durdum "Diğer devletlerden kim gelmiş?"
"Rusya, Almanya, İspanya, Fransa"
Kafamla onayladım ve saçlarıma son kez ellerimle dokundum. Oğuz'un gözleri hafif hafif göğüslerime kayıyordu. Duvağımı kapatıp sert bir şekilde Oğuz'un koluna girdim.
"Yavaş!"
"Ee ben de böyle biriyim, napayım!"
Yavaşça merdivenlerden inmeye başladığımızda salonda büyük bir alkış koptu. Zaten duvaktan önümü göremiyordum, bir de alkış mı?. Zoraki gülümsemelerle gelinle damatın oturduğu masaya oturduk. Nikah şahitleri Eylem ve ismini bilmediğim Oğuz'un siyah saçlı arkadaşıydı. Nikah memurunun saçma sapan uzun sorularıyla vakit geçirdikten sonra Oğuz "EVET" diye bağırdı. Vay be, yıllardır flash tv izliyorum böyle oyuncu görmedim. İnandırıcı ol biraz. Nikah memuru bana soru sorduğunda ben de onun gibi bağırdım. Mutlu aile tablosu çizimimiz başarıyla tamamlanmıştı, herkes çok mutluydu. Ben hariç, göremiyom lan. Eylemle bilinmeyen adama da sordu ve nikah sona erdi. Oğuz'un ayağına hayvan gibi bastım. Tüm salon gülerek bakarken Oğuz zoraki ve sinirden kızarmış bir şekilde gülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOR | OĞBAH |
Fanfictionİki genç düşünün, ülkeleri için evlenmek zorundalar. Siz olsanız napardınız? Seyirci mi kalmak isterdiniz? O zaman benimle gelin.