Tanrım... Bu , bu adam ,
Cennetten düşmüş gibiydi. O kadar güzeldi ki , güzelliğinden etkilenip bayılmamak için kendimi çok zor tuttum.
Ben kendi kendime hayallere dalmışken gözlerimin önünde bir adet ince ve kemikli elin belirdiğini fark ettim.
"Özür dilerim ufaklık. Çok dalgın ve şaşkın görünüyorsun. Umarım çok hızlı çarpıp canını yakmamışımdır ? "
"S-s-orun d-d-değil."
Kalbim göğüs kafesime ihanet edecek şekilde atıyordu. Ve bu deli gibi atan kalbim hayra alamet değildi.
Hayatımda ilk kez böyle olmuştum. Daha adını bile bilmediğim cennet güzelliği beni 10 saniyede ne hale getirmişti? Bu ben olamazdım. Hırçın , asabi ve hiçbir şeyi umursamayan , katı kalpli adam şu an bu hale bürünemezdi.
Benliğim ellerimden kayıp gitti o an. Sen bana ne yaptın minik gözlü adam ?
Ben kendi içimde savaş verirken hala beni incelemeye devam ediyordu.
"Güzel dudaklar , güzel bakışlar , güzel beden ve mükemmel koku. Ve ayrıca çok güzelsin. Keşke böyle tanışmasaydık."
Bir dakika bir dakika. Şimdi bu adam bunları benim için mi söylemişti yoksa ben duyma yeteneğimi mi kaybetmiştim?
Hayır olamazdı. Böyle bir şey olamaz. İlk görüşte birbirlerine aşık olanları anlamazdım ve inanmazdım onlara. Şu an ne demek istediklerini anlamıştım.
"A-a-nlamadım ? "
"Anlamayacak ne var ufaklık? Sadece görüşlerimi söyledim ne var bunda?"
Gençler bu bölüm hiç hoşuma gitmedi ya. Bilemedim nasıl yazacağımı. Biraz baştan savma ve baya kısa oldu. Biraz olaylara bodoslama dalmış olabilirim ama olayların gidişatına göre hızlı veya yavaş gideceğim.
Oy vermeyi , yorum yapmayı unutmayın lütfen. Teşekkürlerrr...❤😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Please , Don't Leave Me. |TAEKOOK🌼
ActionO minik gözlerle karşılaştığım her an ; gözlerindeki ateş , yangından farksızdı. O yangın büyüyordu ve ortaya saçtığı kıvılcımlar bedenime ve ruhuma ciddi zararlar veriyordu. Ve sonra bu kıvılcımlar kalbimin üzerine damlıyordu ve oraya izlerini bıra...
