BÖLÜM 1

87 3 0
                                    

Nisan yağmurlarının ardı arkası kesilmediği,havanın bir hayli soğuk olduğu çarşamba gecesiydi. Yatağımdan pencereme düşen yağmur tanelerinin sesiyle uyandım.
Perdeyi aralayıp dışarıya baktım. Saat 04:45 'di. Neredeyse sabah olacak. Uykumu kaçıran bir huzursuzluk vardı. Kalktım bir sigara yaktım. Pencereyi açıp soğuk rüzgarla temasta bulundum. Kan dondurucu bir soğukluk,sigaramdan bir nefes çekip gökyüzüne baktım. Bir tane bile yıldız yok. Sessizlik çok ürkütüyor beni buralarda. Küçük bir sahil  kasabasında yaşıyorum her şeyden vazgeçtiğım günden beri. Yeni bir hayat çizip mutlu olmaktı hedefim. Her şey istediğim gibi giderken bir pazar sabahı her şey tamamen değişmişti...

Pazar Sabahı 09:23

Hava çok güzeldi. Kahvaltımı balkonda yapmaya karar vermiştim. İki yumurta kaynatıp,çay suyu koydum ocağa. Patates kızartması,peynir,zeytin,bal... Allah ne verdiyse diyerek kendime güzel bir kahvaltı hazırladım. Fonda bir plak şarkısı Ajda Pekkan'dan Düşünme Hiç çalıyor. Kahvaltımı yaparken gazetenin 3.sayfa haberlerine ilişiyor gözüm. Yine ölüm,yine şiddet. Şu doğanın içinde bile kendime ait huzurumu yaşaamıyorum. Bundan sonra anlaşılan gazete okumak da yasaklandı.

×televizyon yasak
×cola yasak,cips yasak
×kulaklık yasak
×gazete yasak

Kendi yasaklarımı kendim oluşturduğum için istediğim zaman kaldırabilirdim bu yasakları ama benim için faydalı olacak yasaklardı bunlar...

Hazırlanıp dışarıya çıkacaktım. Üzerime baskılı bir tişört ve eşofman altı giyip ayağıma da spor ayakkabılarımdan birini geçirerek bisikletime atladım. Güzel bir güne başladım. Hadi bakalım bugün de neler yaşayıp göreceğiz merek ediyordum...

Kumsala indim her zaman ki gibi,mis gibi yosun kokusu geliyordu burnuma. Hava güzeldi,hayat güzeldi ve ben hep güzeldim. Fakat o sırada hiç beklemediğim bir çığlık koptu. Çığlık ile birlikte arkamı döndüğümde genç bir kıza araba çarptığını gördüm. Elim ayağım birbirine dolanmıştı. Ani şoku atlatıp hemen ana caddeye koştum. Kıza çarpan araba oradan uzaklaştı. Lanet olsun bu kadar vicdansız nasıl olabilirdi bir insan. Hemen çevredeki insanlardan yardım istedim. Biri arabasını getirdi. Genç kızı arabaya koyup hastahanenin yolunu tuttuk. Nabzını kontrol ettim. Çok şükür yaşıyordu. Ama hayatı tehlikesi olabilirdi...

...saatlerce bekledim. Acaba yaşıyor mu diye,merak içindeydim. Doktor çıktı ve beklenen haberi verdi sonunda,kızın sağlık durumu iyiymiş. Yakınlarından birinin haberi olması lazımdı. Doktora yakını olmadığımı söyledim. Kendisini görüp göremeyeceğimi sorduğumda sadece kısa bir süre için izin alarak odasına girdim...

Uyuyordu,ne kadar güzel bir kız. Uyandırmaya kıyamadım. Acaba yakınlarına nasıl haber verecektim. Çantasına uzanıp telefon rehberinden birini bulurum umuduyla bakmaya çalışırken elimin üzerinde onun elini hissettim.

"Çok teşekkür ederim."
"Şey,ben yakınlarına haber vermek için geldim de."
"Kimsenin benim burada olduğumu bilmesine gerek yok. Zaten evden kaçtım ben. Bırak n'olur."

Genç kızın haline üzülmüştüm.

"Su getirebilir misin bana?"
"Tabi.."

Kendimi ona bakmaktan alıkoyamadım. Aşık mı oluyordum yoksa. Yıllarca açılmak istenen kapıyı mı açmıştı yoksa. Beklediğime değecek miydi? Ah ne diyorum ben. Hadi kendini kandırmaktan vazgeç. Kız senden su istedi,onu getir bakalım önce. Sonrasına bakacaksın. Deli miyim neyim? Hoşlanmak falan bana göre değil ki hem. Aman neyse boşver."

"Kolay gelsin bi su alabilir miyim?..."

KÜÇÜK BİR BEKLEYİŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin