BÖLÜM 2

45 3 0
                                    

"Neden evden kaçtın bakalım?"

"Bunun cevabını almak istediğine emin misin?"

"Yani merak ettim. Ya başına gerçekten bir şey gelseydi?"

"Benim başıma bir şey gelmez. Ben kendimi koruyabilirim."

"Evet görmüş oldum. Kendini kandırmakta iyi olabilirsin ama ben seni böyle bırakamam. Hadi arayalım aileni."

"Hayır,kimseyi aramayacaksın. Bak yoksa gerçekten kendime kötü şeyler yaparım."

"Sakın ol bakalım. Tamam dinlen sen ben dışarıdayım. Kendine gel de bakarız bir hal çaresine olur mu?"

Masumca kafasını salladı,yüzünde bir tebessüm. Açık kumral ve ela gözlerine kapılarak birkaç saniye öylece ona baktım.

"E dışarı çıkacaktın hani?"

"Ha evet doğru ya,bir şey düşünüyordum da..."

"Ne düşünüyorsun?"

"Boşver,hadi dinlen sen. Görüşürüz."

Başım eğik çıktım odadan. Bu kadar benzeyemezdi herhalde. Yıllar sonra karşıma tekrar çıkmış olabilir miydi? Olabilir de olmayabilir de aslında.
Kafam çok karışıktı,o kadar çok bunalmıştım ki hastahanenin bahçesindeki banklardan birine oturdum ve bir sigara yakıp kendim ile tartışmaya başladım. Yine o içimdeki ses beni rahat bırakmıyordu. Hala bende yarım kalan bir şeyler olduğunu söylesede ben zaten kendime yeni bir hayat kurmuştum. İnsanlardan uzak,kafam rahat. Ama olmayacaktı sanırım,her şeyi elime yüzüme bulaştırdığım gibi yine her şey boka saracaktı anlaşılan. Her neyse...

Saat bayağı ilerlemiş,gün bitmek üzereydi. Akşam güneşinin yüzüme vuruşuyla uyanıverdim. Koşarak hastahaneye girerek kızın odasına koştum. Kapıyı sessizce aralayıp içeri girdiğimde kız yoktu. Bir an içimi yeniden yıkılmışlık hissi kapladı. Gözlerim dolmaya,burnum sızlamaya başladı derken içeriden o kumral saçlı kız geldi.

"Sen burada mıydın?"

"Ne o kaçıp gittim sandın değil mi?"

"Ben şey,evet biraz öyle oldu aslında. Merak ettim seni... Doktor bir şeyler söyledi mi? Uyuyakalmışım kusura bakma."

"Bir şeyim yok bak iyiyim. Doktor akşam taburcu edecek beni. Çok teşekkür ederim beni hastahaneye yetiştirğin için."

"Ne demek... Kim olsa aynı şeyi yapardı sanırım."

Öylece bana baktı ve gülümsedi.

"Neden güldün?

"Hiç,hoşuma gitti de o yüzden."

"Bak sakın yanlış anlama sana kötü gözle bakmıyorum."

"Hayır hiç öyle düşünmedim ki zaten."

"Sevindim o zaman... Şey diyeceğim... Taburcu olduktan sonra misafirim olmak ister misin?"

"Tabii neden olmasın."

Aldığım cevap karşısında daha çok mutlu olmuştum. Her şey çok güzel gidiyordu. Uzun zaman sonra yeniden biriyle tanışmak ve birine karşı bir şeyler hissetmek beni daha mutlu bir insan haline getirmişti. Sanırım... Yani evet belki de yalnızken daha sakin ve kendini kandırmak gibi bir hayat tercihinin içinde debelenip duruyordum. Şimdi kendimi kandırmayı bırakıp,bu güzel şeyin ardından gideceğim. Ama korkularım var. Korktuğum şeyler beni yeniden mutsuz ve umutsuz bir insan yaparsa? Yeniden hayata tutunamayıp kendimi kozamın içine hapsedersem? Ya ona deliler gibi aşık olursam da beni terk ederse? Ya her şey yeniden en başa dönerse,işte bu beni çok ama çok korkutuyordu. Kendime gelip verdiğim sözü tutmam lazım. Kendime çok iyi bakmam lazım. Yoksa bu sefer hiç beklemediğim şeyler olacak,kendime ihanet etmiş olacağım...

KÜÇÜK BİR BEKLEYİŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin