-Gerçekler-

41 1 3
                                    

McGee konuşmasını bitirdiğinde ayağa kalkıp odalarımıza yöneldik.McGee ile aynı oda da kaldığımız için ona anlatacağım şeyler vardı.İçimde ona karşı nedenini bilmediğim bir güven var.Neredeyse her gün konuştuk ana onu bir gündür canlı gördüm.Yani bu güvenin iyi mi yoksa kötü mü olacağına hala karar vermedim.Üstümüzü sırayla değiştirdikten sonra yataklarımıza girdik.Sola dönüp McGee'ye bakarak"Çok uykun yoksa biraz konuşabilir miyiz?"dedim.O da bana dönerek "Olur"dedi.

Anlatıcak o kadar şey var ki.Ama Ethan'ın olayını anlatmaya hiç niyetli değilim.Söylemek istediğim şeyi sordumum.

"Ben,haftalarfır bir adam görüyorum.Ama kanlar içinde.Sadece bana bakıyor,konuşmuyor.Ve bu adamı buraya girmeden önce kapının yanında gördüm.Gülüyordu,bir şeyi yoktu"

"Peki,bu çok garip.Öncelikle yanlız dolaşma.Onu bir daha görürsen burada yanında biri olmalı.Beklemekten başka çaremiz yok"

"Peki.Çok sağol"
"Niçin?"
"Yanımda olduğun için"

Utanmışa benziyordu.Yumuşak,yavaş bir şekilde"İyi geceler"dedi.
"Sanada"
Gözlerimi kapatmamla uykuya dalmam bir oldu...

***

Gözümü açtığımda McGee yatağında doğrulmuştu.Saçları her yana dağılmıştı.Yavaşça yataktan kalktım.Saçımı düzeltipmtopladım.Kısacık pembe bir şort ve üstüne beyaz kolsuz giymiştim.Hava o kadar sıcaktı ki.McGee'nin de kalktığını görünce yanına gittim.Elimle saçını düzelttim ve "Günaydın"dedim.Şekil vermeyi başarınca elimi çektim.

"Hadi giyin.Ve unutma yanımda duracaksın"
"Unutmadım,tamam"

Dışarı çıkıp Ethan'ın kapısını araladım.Hala uyuyordu.İçeri girip kapıyı sessizce kapadım.Yanına çömelip omzunu dürttüm.
"Hey uykucu saat 9.Hadi kalk"

Gözlerini açtığında masmavi parladı.Ayağa kalkmasına yardım ettim.
"Saçın yakışmış"dedim.
Sapsarı saçları bir o yana bir bu yana dağılmıştı.Yinede kötü gözükmüyordu.

"Günaydın Sky"
"Günaydııın"
Aynanın karşısına geçip parmakları ile saçına şekil vermeye başladı.

"Sende giyin ben çıkayım."
"Peki.Aşşağıda buluşuruz"
Kapıyı açıp dışarı çıktım.

Merdivenlerin başımda McGee beni bekliyordu.Hızlıca odama girip çantamı açtım.Asker yeşili şort ve üstüme siyah kolsuzumu giydim.Koluma iki tane sitak bileklik taktım.Hançerimi alıp kınıma koydum ve dışarı çıktım.

Merdivenlerden sesli bir şekilde imdikten sonra McGee'nin yaninda durdum.
"Aiden nerede?"
"Ethan ile konuşuyor"

"Aralarındaki farkı nasıl anlıyorsun"
"Hanginiz Ethan elini kaldırsın diyorum.Kaç yıldır arkadaşım ama aralarında fark yok"
Gülmemek için dilimi ısırdım.

Biraz sonra ikiside aşşağım indi.Masaya oturdu.McGee'nin yanına oturdum.Diğer yanımada ya Ethan yada Aiden oturdu.Masa başında da ikisinden biri oturuyordu.

Herkes tostlara daldıktan sonra Aiden/Ethan"İyi uyudun mu?"dedi.Yüzüne boş bir ifade ile baktım"Aiden"dedi.Peki,yeşil giymiş olan Aiden.Bunu birkaç kez tekrarladıktan sonra"Evet uyudum"dedim.Birkaç dakika sonra Aiden"İşte tamamlandık.Oturun bay Braneur"dedi.Tostumu ısırmayı başardıktan sonra masaya oturmuş adama doğru baktım.

Bakmam ile öksürük kırizi geçirmem bir oldu.Öksürüğüm bitince apar topar ayağa kalkıp geri geri yürüyerek jet hızında merdivenlerden çıktım.Duvara yaslanıp ağlamaya başladım.Soğuk terler döküyor,titriyordum.Ayak sesleri gelmeye başlayınca hançerimi çektim.McGee gelince rahatladım.İki elini yana açıp"Sakin ol benim"dedi.Kınıma koyup öylece durdum ve göz yaşlarımı sildim.Bana yaklaşıp "sorun ne?"dedi.Ellerini beline sarıp başımı gövdesine yastlayıp dahada şiddetli ağlamaya başladım.Teselli verircesine bir elini başıma diğerini sırtıma koydu.
"O adam sana bahsettiğim adamdı."dedim.
"Sakin olmalısın Skylar"
"Ben,olamıyorum"

Yüzümü iki eline alıp gözyaşlarımı sildi ve"Güçşü olmalısın.Artık bunlara alış.Hayat kolaylaşmayacak sen güçleneceksin"dedi.Bu laf aklımı başımdan götürmüştü.
Kendimi toplayıp"Tamam,hadi imelim"dedim.

Ellerini çekip gülümsedi.Birlikte aşşağı indik.Yüzümü çevirdiğimde adam tam karşımızdaydı.Güçlü bir çığlık koyverdim ve McGee'nin koluma o kadar sıkarak asılsım ki neredeyse düşecekti.

Derin bir nefes alıp yanından geçtim.Ethan ve kardeşi koltuklarda oturuyordu.Oturduktan sonra korktuğum başıma geldi ve o adam tam yanıma oturdu.McGee bacağımı tutup"Herşey yolunda"dedi.Umarım.

Adam siyah saçlıydı ama arada beyazlıklar vardı.Gri gözleri vardı.

Bana döndü ve"Özellerden misin?"dedi.
"Nerden biliyorsun?"
"Çünkü bende özelim"

Ne bu şimdi kamera şakası falan mı?
Benden bir tane daha.Salondaki herkesin ağzı açık kalmıştı.

"Koluna hiç dikkat ettin mi?"dedi ve eline sol kolumu aldı ve avuç kısımına çivirdi.Elime yakın olan yerde bir işaret gördü.Aslında bunu fark etmemiştim çünkü kolumun üzerindeki yarık daha ilgi çekiyordu.Bu rüyamda gördüğüm işaretti.Ψ.λdam kolunun aynı yerini açıp o işareti gösterdi.Özellerin hepsinde bundan vardır."
"Bu işaret geçidin üzerinde de vardı yani onu bir özel yaptı"
"Λynen öyle.En çok tanınanımız,Delphie.O da bir Özel ama çoğu kimse bilmez.O geçidi Delphie taptı"

"Peki bana kanla mesaj gönderen sen miydin"
"Λynen öyle"
"Peki benimle konuşan kadın.O kim?"
"Senin annen"

Şaşkın bir şekilde"Ne,ama benim annem New York'lu ve sesi onun ki gibi değil" dedim.
Adam şaşırmışçasına"Ne!Bunu sana söylemediler mi?"
"NEYİ!"

"Sen onların kızı değilsin.Senin annen Melanie Daws,baban ise Sander Daws.Annen çok yüce biri.Bütün yetenekliler ve özellerin kraliçesi.Tek çocuğu sensin,bu yüzden en güçlümüzde sensin.Bunun zor olduğunu biliyorum ama onlar senin gerçek annen ve baban değil Sklar.Senin baban hala yaşıyor ve annen ise hiç ölmeyecek.Büyük ihtimal ile babanada Yüce Melanie tarafından bu yeteneği kazanacak"

🐣Salveee 🐥
Umarım sevdiğiniz bir bölüm olmuştur.Vote ve yorum yaparsanız çok sevinirim.
ByeΨ
Its a DAM Percy Jackson thing you wont understant

ÖzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin