-III. BÖLÜM-

2.5K 46 110
                                    

1. Kadına da, erkeğe de Eşitliği Getiren'im ben, öğretimle ve peşimden
gelen seçkinlerime sağlayacağım ve sağladığım ve ezelden beri sağlamış
olduğum imkanlarımla ve öğretimle. Gerçek eşitliği sağlayan, yalnız
benim! Eşitliği bozan, insanlar arasındaki sahte dinlerin öğretileridir.

2. Işığım, karanlığımın içindedir. Onu bulmak için bulmayı dilemelisiniz
herşeyden önce. Kim ki, içinde duyar aklının sesini ve kim duyar isyan
hissini ve kim isterse, köle değil, eşit olmayı; önce bunu dilemelidir.

3. Saygı göstermeli, saygı görmeyi dileyen. Seçkin olan, asla
ayıplamamalı bir diğer seçkini! Utanmamalı da kendi zayıflığından ve
isteğinden ve ihtirasından ve ne de şehvetinden. Herkes dile getirebilmeli
inançdaşına kendi içini ve dinleyip, kendi derdi olarak benimsemeli
başkasının isteğini.

4. Akla vurmak ve anlamak çağı geliyor; iman ve kör inanç çağı yerine.
Anlayış ve kendini anlamak çağı geliyor; diğerlerini karalama ve kendini
yüceltme çağı yerine. Neden kendinizi sahte vasıflarla ve sahte erdemlerle
ve sahte güzelliklerle ve sahte imanla ve sahte ahlakla yüceltesiniz ki?
Kendini anlayan, yücedir yeterince.

5. Nasıl ki kendisini anlayan bir tanrıysa, köledir ve köle kalacaktır;
sahteliklere sarınan ve bunda ısrar eden ve bunu, bütün çevresine
bulaştırmak isteyen.

6. Herkes eşit olmalı! Paylaşımda ve maddede ve en güzeli, ruhsal
özgürlükte ve aklın gücünde ve yargılamada; ama ilk önce kadına
özgürlük getirmek isterim ben ve kadın, eşit olmalı erkekle. Çünkü çağlar
boyunca, dinsel saçmalıklar bozdu kadını ve yok saydı. Çünkü eski
çağlarda kadim inançlar eşit tutardı kadını, erkekle ve bazı zamanlarda da,
daha üstün olurdu kadın veya erkek, yönetimde ve dinsellikte.

7. Her kavim ama her kavim incelerse kendi geçmişini, görür iki cinsin
eşitliğini. Özellikle, öğretimin Kahin'inin kavmi görür kadının nasıl
aşağılandığını; adil Tanrı dediklerinin dini benimsendikten sonra. Erkekle beraber savaşa giderken kadın ve tam olarak eşitken, yönetimde de kral ve
kraliçe olarak, nasıl hapsedilip, sarılıp sarmalanarak, gözlerden utanılacak
bir şey olarak saklandığını.

8. Yoktur Dünya'da, buna benzemeyen bir kavim. Her kavim katletmiştir
iki cinsten birini ve yarım bırakmıştır kendisini, her şeyin en uygununu
yapan dedikleri Tanrı'yı benimsedikten sonra. Bunu ben söylemiyorum
size. Aklınıza güvenin. Tarihi inceleyin. Kendiniz görün.

9. Ne kahrolası yalandır, Arabın dininin kadına kurtuluş ve özgürlük
getirdiği. Ama insan aptaldır çoğu zaman. Göz göre göre, gözünün
önündeki gerçeği inkar ederek, benimsemiştir bu yalana inanmayı.
Unutturmuştur kendisine bile, göze batan gerçekleri de; övünmüştür; "Biz
kadına özgürlük verdik" diye.

10. Arabın dini, Hiç bir imkan tanımadı Arap kadınına, ama yok etti
acımadan - şimdi - sizden ve tarihten bile saklanan üstünlükleri. Kadın
nasıl kötü durumda olabilir, nasıl aşağılanırdı o zamanlar? Bakmazmısınız
Kabe'nin içindeki en büyük üç tanrıya -o zamanlarki -? Arabın dininin
kitabında, bizzat kendisinde yazılı değil midir; bunların dişi tanrıçalar
oldukları? En büyük tanrıları dişiyken Arabın, Lat, Menat ve Uzza ilahi
tapınım merkeziyken, o insanlar nasıl aşağılarlardı kadını? Lanet olsun bu
yalana ve ona inanana!

11. Demedi mi, kahrolası Arabın dini, kadına, "Ziynetinizi saklayın
göstermeyin"? Erkek evlenir isterse dört kadınla ve alır istediği kadar
cariye ve köle, parasının yettiğince. Ama kadın, erkeğe bağlı olmalı ve
haremde kapanmalı. Bir utanç abidesi saymalı bedenini ve kimselere
göstermemeli bir yerini.

AYETLER KİTABI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin