BU HIKAYEDEKI KISILER OLAYLAR VE MEKANLAR HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEKLİKLE ILGISI BULUNMAMAKTADIR.Hilal omuzlarını açıkta bırakan saten geceliğinin verdiği ürperti ile yine yalnız uyandı geniş karyolasında. Gözlerini devirdi, evlendiklerinin ilk haftasından sonra hep yalnız uyanır olmuştu. Ilk baştaki o tatlı heyecan yerini rutine bırakınca biricik kocası sabahları uyanır uyanmaz soluğu çalışması için hususi olarak ayarlanmış konaklarının arka tarafındaki depoda alıyordu.
"İşine aşık bir koca aman ne fevkalede." diye mırıldandı tarağını alırken.
Aynada belini okşayan altın sarısı saçlarını özenle şekle soktu kıvırcık bukleleri her zaman maharetli ellerden çıkmışçasına muntazamdı. Önünden aldığı bir tutamı örerek arkada taşlı defne dalını andıran tokasıyla ile buluşturdu. Düzgününü sürdüğünde beyaz yüzü daha da beyazlaşmıştı az biraz allık dokundurdu, ok kirpiklerine sürme çekti hazırdı.
"Gelin Hanım sofra hazır."
"Geliyorum Hatice." Dedi bıkkın bir ifadeyle bu evde her şey saati saatine uymak zorundaydı. Günlerdir takmadığı madalyonunu ilişirdi boynuna sanki bugün o olmasa eksik kalacakmış gibi hissetmişti. Kalbinde tuhaf bir his oluşmuştu.
Her zamanki yerine oturdu.
"Hayırlı sabahlar babacım." Bu evdeki nadir sevdiği şeylerden biriydi bu saçlarına aklar düşmüş şişman adam."
"Hayırlısı sabahlar gelin kızım."
Biraz sonra kocası belirdi uzun boyuyla salonda. Karısının karşısındaki yerini alırken gülümsedi. Hilal de ufak tebessüm ile karşılık vermişti. Yemekler yenedursun Hilal oldukça düşünceliydi. Karşında oturan adamı inceledi. Parmakları yer yer nasır tutmuş yanmıştı. Yavaşça yemeğini yiyordu. Evlenmeden önce tanıdığı deli dolu kisiden eser yoktu. Esasen çokta düşünmeyerek evlenmişti. Balkan harbinde bıraktığı babasıyla ilk kanadı kırılmış onun üzüntüsüyle dayanamayan annesiniyle ikinci kanadına veda etmişti. Dayısı yanına alıp büyütmüştü Hilal'i. Sert bir adamdı kendisine her daim fazlalık hissettirmekten gocunmazdı. Bir gün karşına evlendiği adam çıkagelmişti. Kader buya çamaşır asarken uçan eşarbı tanıştırmıştı ikisini. O günden sonra muhabbeti bir tatlıcıda ilerletmişlerdi. Evlenme teklifini ise düşünmeden kabul etmişti hem artık sığıntı olmayacağı bir evde, kendi evinde oturacaktı hem de o mendebur dayısını her Allah'ın günü görmek zorunda kalmayacaktı. Izmirin sayılı zengin Türk ailelerinden birine gelin gidecek olduğunu duyunca dayısı ve yengesi sevinçten havalara uçmuşlardı. Çok geçmeden evlenmis konağın küçük hanımı olarak buraya yerleşmişti. Kayınpederi eski nazır şimdiki tüccar Fehmi Bey oldukça varlıklı, görgülü ona babası gibi davranan biriydi kayınvalidesini ise geçen yıl kaybetmişlerdi. Evliliklerinin üçüncü yılıydı. Kocası her daim ona şefkat gösteren nazik ama ters tarafı tuttuğu vakit korkutucu, zeki bir adamdı. Kendisini seviyordu biliyordu ancak onun aşık olduğu tek şey ancak göklerdeydi.. tayyareler.. Otuzlarına yaklaşmış olan adam iki senedir bir tayyare uğruna gecesini gündüzüne katıyordu. Pilot yüzbaşı Mahir. Hayattaki tek gayesi bir tayyare tasarlayıp onu çalıştırmak olmuştu.
Hilal hiç unutmaz bir sevişmelerinden sonra adamın alâl acele kendisini yatakta bırakıp baş ucunda duran defterine çizim yaptığını görmüştü. Hatırladığı anı ile kıkırdadı. Sevişmelerinde bile aklı işinde olan biriydi o. Biraz kıskançlıkla sordu. Bir kadını değil de hurda yığınını kıskanıyor olmasına gulmeli mi yoksa ağlama mı bilmiyordu.
"Bugün kordona ineceğim bana eşlik etmek ister misin? "
"Hilal yarın insek çok önemli kısmına geldim motoru ha çalıştı ha çalışacak."
"Yaklaşık iki senedir hep en önemli kısımdasın." Dedi alayla genç kadın.
Mahir babasının önünde daha fazla tartışmak istemediğinden konuyu geçiştirdi. Fehmi Bey bahçeye çiçeklerinin yanına çıktığında ise kıyamet kopmuştu.
"Hilal senden biraz anlayış bekliyorum sadece lütfen."
"Daha ne kadar anlayışlı olabilirim. Sıkıldım bu evde sinemaya gidelim diyorum eşlik etmiyorsun kordona inelim yok varsa yoksa o nalet olasıca hurda yığının."
"Dayının evinde çok gittin çünkü sinemaya sinema ne deseler o ne derdin-"
Hilal çenesinden damlayan yaşlar ile farkına varabilmişti ancak ağladığının Mahir de o an anlamıştı sözlerinin can yakıcı olduğunu.
"Evet bilmiyordum tamam mı ! Çünkü bütün gün ev temizliyor çamaşır yıkıyor yemek yapıyor hemşirelik yapıyor ve o şımarık kuzenime bakıyordum. Gün sonu ödülüm ise bir kap yemek oluyordu!"
"Hilal özür dilerim çok üzgünüm ben bir anlık öfke ile konuştum öyle demek istemedim." Hilal kendisine sarılmaya çalışan kolları şiddetle itirdi.
"Akşama gideriz hatta ben gidip bilet bakayım sende hazırlan ilk kordonda dolaşırız."
"Istemez çocuk mu avutuyorsun."
"Hilal gerçekten"
"Istemez dedim kâfi sakın peşimden gelme."
Mahir bu bakışları çok iyi bildiğinden ağzını açmaya cesaret edemedi gökyüzünü anımsatan gözlerinde fırtınalar çıkmıştı.
"Aptal herif öyle mi denir." diye bağırarak öfkeyle kafasına vurdu. Hilal pahalı feracesini giyip ipek şalını doladı başına. Küçüklüğünden beri hep sığınağı olan o ağaç altına geldi gözlerini kapatıp denizin huzur veren sesini dinledi. Kendini izleyen gözlerden habersiz saatlerce kitap okudu. Okudukça satırların arasında kayboldu. Gün battı mavi deniz kızıl oldu. Aynı zamanda bir el kağıda onun suretini kömür karası ile nakşediyordu. Kitap okudukça yüzünde şekillenen mimiklerden birinde karar kılıp dudaklarına kondurmuştu.. Yarım kalmış tamamlanmamış buruk tebessümünü.
Ressama göre genç hanım büyülü bir evrenin sakinlerinden biriydi, bu güne dek insana baktıkça huzur veren yeryüzünde başka hiç bir şey ile karşılaşmamıştı.Hilal kendini kitaba kaptıra dursun saat çok geç olmuştu. Bunu fark edince apartopar kalktı yerinden, o an boynundan kayıp giden madalyonu hissetmedi. Parıldayan metal çamura düşmüştü.
Leon koşan genç hanımın arkasından ne kadar seslense de kendini duyuramadı. Parıldayan metali eline aldığında bunun kanatları iki yana açılan bir kelebek olduğunu fark etti. İçinde ise belkide görmeyi en son beklediği fotoğraf vardı. Babasının sağ kolu Albay Cevdet'in gençlik fotoğrafı ve esmer güzel bir hanım.
Meraklısına ufak bir notum var Teğmen hikayeme 5 6 bölümlük sürecek final yazıyorum. Bititnce onu da ekleyeceğim iyi okumalar yorumlarınızı eksik etmeyin.