3.Bölüm ► Welcome to Hell beauty...◄

610 32 5
                                    

On altı yıldır şu yaşadığım durgun hayatta böyle bir aksiyon beni fazla aşıyordu.Benim hayatım ; Evden okula,Okuldan eve tarzındaydı.

Kadife ses tonuna sahip olan çocuk elindeki silahı daha çok sıktı.Gözleri bir an bende durdu ve sonra etrafa bakınmaya devam etti.Korkuyu iliklerime kadar hissediyordum.Tanrım banka soymak için harika bir gün (!)

Herkes olduğu yere sinmişti...O çocuk silahı doğrultmaya devam ederken çetenin geri kalanına baktığımda ellerindeki bir tomar parayı siyah torbaya atmakla meşgullerdi.

Ben ise hala yerde kalçamın üzerinde duruyordum.Ellerimi iki yana koyarak yerden destek aldım ve kalkmaya yeltendim.Bana çarpan çocuk öyle kuvettli olmalıki ki vücudumun her yeri ağrıyordu.

O an bana baktı "Bir yere mi gidiyordun güzellik?" dedi ve sağ koluyla boynumu kilit altına aldı.Diğer koluyla ise elindeki tabancayı şakaklarıma bastırdı.

İçimdeki korku gitgide büyüyordu.Bu saçma cümlesine cevap vermek istemedim zaten kaçacak yer arıyordum.Vücudum şimdiden titremeye başlamıştı.

"Eğer kıpırdayan olursa bu piliçe veda etmek zorunda kalırsınız.Aynı şey sizin içinde geçerli." duyduklarımlarım karşısında ılık göz yaşlarım yanaklarımdan süzüldü.Az önce tartıştığım yaşlı kadına baktığımda kalp krizi geçirecekmiş gibi duruyordu.Benim de ondan pek bir farkım olduğu söylenemezdi.

Beni tutan kişinin sıcak ve düzensiz soluk alıp verişleri boynuma bir esinti gibi çarpıyordu.Bir kurtuluş,bir yardım bekliyordum.Polis arabasının siren sesiyle dualarım biraz olsun kabul olmuştu.

Paraların bulunduğu torbayı tutan kişi bu tarafa doğru bağırdı "Justin ! Koca k*çını kıpırdat.Polisler burda adamım.Acele et ! " diye bağırdı sesinin çıkabildiği son noktoya kadar.Sanırım beni esir alan kişinin adıydı ;Justin.

Polislerin gelmesi kurtulduğuma dair bir işaretti.Olduğum yerde biraz daha kıpırdandım.Fakat adını yeni öğrendiğim Justin beni kendiyle birlikte çetenin olduğu yere sürükledi.Durun bir dakika! Ne yaptı !? Ne yaptı !? Aslında beni şuan tam olarak bırakması gerekiyordu.

Ama bunun yerine beni arka kapıya kadar sürükledi.Dışarıya çıktığımızda güneşin kavurucu sıcağı beni boğmak üzereydi.Onunla gelmemek için ayaklarımı sürterek kendimi geriye çekmeye çalıştım.Ama o bunu fark edince beni daha hızlı sürüklemeye başladı.

Korkudan çığlık bile atamıyordum.Arabanın önüne gelince kapının kulpunu kavradı ve kapıyı açtığı gibi beni içeri savurdu.Kendiside aceleyle yanıma yerleşip kapıyı hızla çarptı.

Daha sonra arabadaki herkes kar maskelerini yüzlerinden sıyırıp çıkardı.Kapının kulpuna uzanıp açmaya çalıştım ama kalumdan asıldı ve beni koltuğa gömecek şekilde oturttu.

"Seni sürtük !" dedi tükürürcesine.O an durdum ve o bal rengi gözlerine baktım.Sanki baktıkça içinde kayboluyordum.Saçları rampa modeli ve altın sarısıydı.Siyah tişörtünden taşan kol kasları çok daha etkileyici görünüyordu.

Bir sürü ona baktıktan sonra oturduğum koltuğa daha çok sindim.Fazla ses çıkarmamaya çalışarak ağlıyordum.Arabada 5 kişi vardı.Bu araba yolculuğu nereye kadar devam edecekti?Hıçkırıklarım gitgide artıyordu ve arttıkça boğazıma düğümleniyordu.Başımı cama yasladım ve bir kaçış yolu bekledim.

---

Başımı yasladığım camın kafamın altından kaymasıyla vücudum boşluğa düşer gibi olduğunu sanmıştım.Başım bir boşluk yerine birinin vücuduna serilmişti.Lanet olsun! Justin kapıyı açmıştı ve benim kafamda o cama yaslı olduğu için otomatik olarak kapıyı açtığında üzerine düştüm.Arabanın içine göz gezdirdiğimde arabadaki diğer herkes inmişti.Ben hariç.

Gözlerim ağlamaktan şişmişti.Ellerimi yumruk yapıp gözlerimi ovuşturdum ve etrafa daha dikkatli bakmaya başladım.

Gözlerini devirdi "Kalkman için daha ne kadar bekleyeceğim ?" Bu dediğine karşılık kafamı biraz kaldırarak onun yüz hatlarını inceledim.Kusursuz.

Benim cevap vermeyeceğimi anladığında kolumu kavradı ve fırlatırcasına arabadan çekti çıkardı.Vücudum bu kadar güce karşın dengesi kaybetmişti.Hatta yüzüstü kapaklanacakken düşmemi engelledi.Ve bileğimden çekiştirerek villadan daha büyük olan görkemli evin girişine kadar getirdi.

"Benden ne istiyorsunuz?"O an bana döndü ve burnundan soludu.Bir anda beni omuzlarımdan duvara ittirdi.Sırtımın soğuk duvara çarpmasıyla ağzımdan bir inilti kaçtı.

Eliyle boynumu kavradı çenemden başlayıp gözlerimin içine bakana dek beni süzdü."Sana soru sorma hakkını kim verdi s*rtük ?" Parmakları yüzümde biraz dolandıktan sonra yavaş yavaş sıkmaya başladı."Şimdi ne diyorsam onu yap.Sen işimize yarayacaksın."

Beni bıraktıktan sonra diz kapaklarıma kadar eğilip sol elimi dizime yasladım.kalan elimlede boğazımı ovuşturdum.Tanrım nefessiz kaldığım saniyeleri sayacak olursak şimdiye ölmem gerekiyordu.Doğrulduğumda Justin kapıyı açmış içeri geçmemi bekliyordu.Beni yeniden sürüklemesini istemediğim için içeri geçtim.Çünkü kolumu sıktıkça morarıyordu.

Benim ve Justin'in içeriye girmesiyle gözler üzerimize döndü.Saçları ense hizasında olan esmer çocuk ayağa kalktı ve "Justin,iyi iş çıkardın dostum.Ordan çaldığımız para dışında bu kızda çok işimize yarayacak." arsızca bir sırıtma yüzünde oluşmuştu.

"Cehennemimize hoş geldin güzellik..."

Trouble (Justin Bieber FanFiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin