0.4'F

1.4K 79 108
                                    

|Pasaj yorumları bekliyorum.|
|Keyifli okumalar!|


-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

Boşlukta sallanan bacakları biri tarafından parmakları himayesi altında iken ağrıyan gözlerini yavaşça aralayıp etrafını içinde bulunduğu durumunu kontrol etti. Kollarının yerçekimine karşı koyarcasına yukarıdan demir bir aletle tutturulması ile omzundaki acıyla inleyip boşlukta debelendi.

Tanımadığı bir adamın elleri bacakları arasında gezinirken huzursuzlukla ince bacaklarını geri çekmeye çalışsa da başarılı olamamış, yamuk dişleri ile iğrenilesi bir gülüş sergileyen uzun sarı sakallı adamın dokunuşlarına maruz kalmıştı.

Kulakları oldukça ağır bir ses doldururken Ales'i rahatsız eden adam kısa bir süre gelenlere bakıp tekrar kadına dönerken, Defne ise ayaklarının yerden kesik olması nedeniyle ne yazık ki dönememişti.

"Arthuro, estás actuando temprano!"

(Arthuro, erken davranıyorsun dostum!)

Tanıdığı bu ses, yavaş yavaş onlara doğru yaklaşarak tam önünde dururken başını yana eğip Ales'i baştan sona süzdü; kadın ise dakikadan dakikaya geniş ve soğuk alanda sayıları artan erkekler arasında bu halde ve bu kıyafetleri ile kalmaktan son derece rahatsız olmuştu.

"Defne Ales." Adamların içinden sadece biri türkçe bilirken, Defne ise sinirden alev alacak gözlerini tam karşısında onunla konuşan adama dikti. "Bir gün içerisinde bu kaçıncı görüşmemiz, tesadüf mü bu ?."

Etraftaki diğer adamlar türkçe diline hakim olmadığından Ales ve İplikçi aralarında boş gözlerle mekik dokurken esmer tenli adam kadına biraz daha yaklaşıp önünde durdu. Kadının yerden yüksek olması, boy farklarını sıfıra indirmişti.

"Seni o alevlerin içinde yaralı halde bırakmalıydım." Ales, omzundaki yaranın ağrısına rağmen aynı İplikçi gibi alaylı bir sırıtışla konuşurken, Ömer ise küçümser bir tavırla onu dinliyordu. "Adi bir herifi dünya üzerinden silmemek gibi bir bir günah işlemenin haklı üzüntüsünü yaşıyorum İplikçi."

"Caballeros, todos se beneficiarán. Tenemos mucho tiempo."

(Beyler, hepiniz faydalanacaksınız. Zamanımız çok.)

İplikçi, kadının yüzüne bakarak İspanyolca söylediği seslice cümleden sonra etraftaki adamlardan tatmin olmuş bir ses yükselirken; Ömer ise hiçbir şey anlamayan kadının burnunu kendisininkine sürterken, "Ne dediğimi anlamadın; değil mi." Dedi dudaklarını hissedilmeyecek biçimde Ales'in yanağına sürtüp kulağına doğru yol alırken.

"Senin buradaki bütün erkeklere sırayla yeteceğini söyledim Defne Ales. Umarım hayal kırıklığına uğratmazsın bizi."

Kulağına üflenilen iğrenilesi nefes ile gözlerini yumarken, İplikçi'nin gözleri ile kadının bedenini kolaçan etmesine karşılık oldukça yakın erkek yüzüne tükürerek yüksek sesle bir küfür savunmuştu Ales.

Feveran Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin