Uçan Balon.

248 9 10
                                    

Öncelikle tekrar selam!Diğer bölümü okumadığınız için çok kızgınım size çok -.- Bu bölümü telafi için yazıyorum belki düzelir okumalarımız diye.Ayrıca bu bölümü ilham kaynağım Aslı'ya armağan ediyorum.Alışılıla gelmedik kelimelerin hepsi ona ait :D Sevgiler sana güzel insan :)

İyi Okumalaarr ! :))

ONUR'UN AĞZINDAN

Yine ne halt karıştıracaktı da önceden hazırlıklı bize doğru geliyordu bu göt?Yediği dayaktan herhalde.N'apabilir ki? Önceden yaptığı gibi ilk baş bağıracak,küfredecek sonra iş ciddiye binince ağlayıp masum rolü mü kesecek?Kolay değil o kadar.

Ben,Deren,Göksu,Can,Mirkelam ve Küçükhanım Eda.Hemen arkamızda da dünden beri görmediğimiz Mehir ve Lost Men Tolga.

Ve küçüğümüz işe koyulur :

"Ne istiyorsun benden? Ne?! Daha ne uğraşıyorsun benimle gavat? Bu kadar mı zoruna gitti varlığım,ha?!"

"Sana nefret dışında hiçbir sikim hissetmiyorum ulan! Ne zoruma gidecek? Pardon ama sen laftan anlamıyordun!" derken Eda elini havaya kaldırmıştı. Deren ona zaman bırakmadan ağzına bir tane geçirdi.Bu iyiydi savunma için,nefsi müdafaa sonuçta.Ve malum kavga yeniden başladı.

Fakat olayda çok çok ilginç bir şey var.Ben,Mirkelam,Tolga ve Can ayırmaya çalışıyoruz..Deren ve Göksu kavga ediyor.Mehir hiçbir şey yapmıyor.Ne alaka ki? Neden ama ne ki şimdi bu? Deren  de farkına varmış olmalı bunun.Ama o da hiçbir şey yapmadı o an.

Hocalar geldi en sonunda.Bizim tayfayı komple toplayıp müdürün odasına uçtuk.Herkes ifadelerini verdi,okulun kamera kayıtları izlendi.Kavganın sonuçlanması birkaç gün sürdü.Tabii ki o arada neler yaşadık neler.Kavga geçti biz savunmaları verdik ve çıktık.Deren beklenen tepkiyi verdi sonunda.

"Mehir sen niye hiçbir şey yapmadın?"

"Yetmedi mi artık Deren sence de? Bu kadar sataştığın yetmedi mi kıza? Evet ben de istedim intikam almayı.Planı da beraber yapmadık mı? Ama gerçekten çok uzadı bu iş.İdare ne halt ederse etsin takmayacaksın tamam da,git yoluna deyip uzaklaşsaydın ya.Bin kere gözüne sokman gerekmez bazı şeyleri.O da istiyor belli ki ama seni deniyor işte."

Ama Deren'in bu açıklamadan anladığı tek şey vardı.

"Bana o-o en âlâ küfürlere bile yakışmayanı savunuyorsun öyle mi? Peki Mehir.Peki.Yazdım bunu da kenara." deyip okula girdi.Ama bir sorun var Tolga,Mirkelam ve Mehir arkada kalmıştı.Bi' dakika lan? Mirkelam da mı? Deren baktı bize şöyle bir. Sonra geriye döndü.

"Mirkelam?"

"Mehir haklı." dedi yalnızca. Bu mümkün değildi? Mehir istediği kadar haklı olsun -ki değil- insan sevdiğini öylece ortada bırakır mıydı? Bırakmazdı,bırakmamalıydı. Böylece bütün dengeler alt üst olmuş oldu. Biri çok çok yakın dostu diğeri sevgilisi.Artık ne yapsa haklı Deren.

MEHİR'İN AĞZINDAN

Bu muydu yani? Yine doğru bulduğumu yaptım ve Allah kahretsin yine boka batan taraf oldum. Büsbütün kızıştı ortalık. Deren bir daha yüzüme bakar mı,bakmaz mı meçhul.Eşek gibi biliyoruz ikimizde derdimizin kavga etmek olmadığını.Ne kadar doğru bilmiyorum ama sanırım kendimizi affetirmemiz gerek. Tolga'lık pek bi' durum yok. Her akşam başka bir köşede içiyor.-o gün okul çıkışı nerde diye evine bakmaya gittim de ne oldu?Aynı hesap işte. Sahilde içki kokan,uyur uyanık,bitik bir tip olarak yine bulurum. Bu sefer belki farklı mekanda. O da haklı aslında. Bütün dertleri bitti de bizim saçma kavgalarımız mı kaldı?-Ne haltına yarıyorsa.Unutur çabucak.Ama Mirkelam ve benim için zor olacak. Buluruz bir yolunu işte. Bakalım.

ERTESİ GÜN

Dün bütün gece ne yapabileceğimiz hakkında kafa yordum,yorduk. Mirkelam'la düşünmediğimiz hiçbir şey kalmadı. Ne yapsak mutlu olur da affeder bizi Deren diye göbeğimiz çatladı kafa yormaktan. En son Dwayne Johnson'la buluşma ayarlıyorduk sanırım.-ağır takıntısı var Deren'in-Ama sonuç olarak hiçbir şey bulamadık. Okula geldiğimizde ise müthiş bi' şey çıktı önümüze. Okul Kapadokya'ya gidiyormuş.Tayfa eksiksiz geziye katılırsa olayları geliştirmek kolay. Ne yazık ki bu planın göbeğinde yalnızca Mirkelam var. Ama bu benim için de bir şans olabilir.

CUMA

İşte bu! Bizim Tayfa eksiksiz bugün geziye katılıyor. Hadi Bismillah.

Uzuun bir yolculuk sonrası çok şükür oteldeyiz.15 saat sürdü kısa olmasa gerek hani.Okuldan 11.00 sularında çıktığımız için gecenin bi saati ancak vardık buraya.Tam bir 'oh' çekip öğlene kadar uyuma planları yaparken,buranın adetlerindenmiş ; resimlerde gördüğümüz o müthiş uçan balonlara binebilmek için sabahın köründe kalkmamız gerektiğini öğrendik.Bu berbat bir haber.Öğle saati güzel güzel uykumuzu alır giderdik işte yaa.Neyse.En azından elimizdeki saatleri iyi değerlendirmek gerek.Mirkelam'a dersine iyi çalışmasını tembihleyip odama yöneldim.Zaten bu da ayrı mesele.Sevgili kardeşim benle odasını paylaşmak istemedi.Tanımadığım bir tiple kalıcam.Adını bile öğrenmedim.Tek cümle yeterli.

"İyi Gecelerr."

"İyi Geceler." 

İçimden saçma yedi cüceler esprimi de yaptıktan sonra uykuya daldım.

CUMARTESİ-05.00

Balonlara binebilmek için sabahın bu saatinde kalkmak gerçekten çok sıkıcı.Ama umarım buna değer.

Gezi için belirtilen yerde toplandık.Normalde bir balona 2-36 kişi binebilirimiş.Tabii sevgili hocalarımız 6 kişilik gruplar ve +1 görevli ayarlamış.Ama kusura bakmasınlar bu biraz farklı olacak.Herhangi 5 kişi seçip Deren'in yanına yolladım.Bunun sebebi işaret verdiğimde atlayabilecek olmaları.Deren'e gidip hoca grupları böyle yapmış biz altımız beraber biniyoruz dediler.Herkes bindi.Biz hariç.Her şey hazır olduğunda yani balonlar hareket ettiği sırada ise bizim beşli atladı aşağı başka bir balona bindi.Ve tam da planda olduğu gibi kahramanımız Mirkelam da o sırada Deren'in yanına atladı.

Deren'in olayları kavrayıp kavrayamadığından şüpheliyim.En son Mirkelam'ın göğsünü yumrukluyordu.Sonra da otele kadar bir daha göremedik onları zaten.

MİRKELAM'IN AĞZINDAN

İşte bu!Her şey istediğim gibi gerçekleşti.Şimdi de biraz romantik olma zamanı.Uzaktan bakınca ben de 'ormantik' gözükse de.

"Deren dur!Tamam dur vurma!Lütfen bi' dinle.Lütfen ?"

"Ne var,ha? Ne var? Ne istiyorsun? Gitsene haklı bulduklarının yanına!"

"Bak yapma! Lütfen bunu uzatma artık.Derdimizin kavga etmek olmadığını biliyorsun.Ama gerçekten uğraşma artık o kızla."

Berbat.Ben buraya bunları anlatmaya gelmedim.

"Bunları anlatmaya mı geldin buraya? Defol gitsene!"

"Bak.Tamam haklısın.Bunları söylemeye gelmedim."  

Klasik hareketimiz olan avuç-avuca taktiği yerine bu sefer sımsıkı sarılmayı tercih ettim.Sarıldım ve devam ettim :

"Ben seni üzmek istemedim.Bilmiyorum o an ne düşündün ve şimdi ne düşünüyorsun hakkımda.Ama ben seni hiç üzmek istemedim.Bir kere üzmüştüm ya seni.İşte o gün söz verdim kendime.Bir daha asla sen benim yüzümden üzülmeyeceksin dedim.Umarım sözümde durabilmişimdir.Seninle konuşmak istediklerim saçma insanların saçma kavgaları değil.Ben seninle duygularım hakkında ya da aşk deniyor sanırım bunlar hakkında konuşmak istiyorum.Söyledim ya daha şimdi ben de bilmiyorum nedir aşk.Ama sonsuz,değişik bir duygu diyorlar tanımına.Peki sonsuzluk neyi ifade eder ki?Aslında kimse ne olduğunu bilmiyor bu kelimelerin anlamının.Ben de bilmiyorum.Ama eğer güzel şeylerden geçiyorsa bunlar lügatta ; bu benim için seni ifade eder.Eğer sen de benim gibi düşünüyorsan gel biz gerçek aşka ve bütün arayıştakilere rehber olalım.Tıpkı içinde bulunduğumuz balon misali sev beni.Sıcak hava verildikçe yukarı çıkıyor ya bu balon,sen de her gözlerime bakışında ısıt kalbimi.Bense karşılığında aşk vereyim sana.Ben kötü şeyler olsun istemiyorum.Hadi bırak küslüğü de affet beni.Hala bir yerim var mı kalbinde?"

Birden sıyrıldı kollarımın arasından.

"..."

Bizim TayfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin