'1

666 33 8
                                    

Karanlık siyahın dansıdır insanla. İnsan ürker karanlıktan. İnsanın içini karartan, insanı mutsuz eden bir şey vardır karanlıkta.

"Hayatın bizlere ne getireceğini bilemeyiz."

Nefise yavaşça göz kapaklarını aralamıştı. Gözlerini tam açtığın da etrafın karanlık olduğunu sezdi, yatığı yerden doğrulmaya çalışıcaktı ki belinde hissettiği acıyla olduğu yerde kalakaldı. Etrafı çok karanlıktı, ne bir camdan sızan ay ışığı, ne de bir mum ışığı... Nefise giderek bu durumdan tedirgin olur. "Anne..! Kimse yok mu?" Koridor da çaresizce bekleyiş içinde olan Şadoğlu ailesi Nefise'nin odadan yankılanan sesiyle ayaklandılar. Feride hanım hiçbir şey demeden odaya girdi. Girer girmez, "Nefise" dedi. Nefise annesinin sesiyle huzura ermişti sanki, ama halen ışık yoktu. "Anne ışığı açar mısın, burası neden karanlık bu kadar?" Feride hanım ağzını eliyle kapadı, gözlerini yumdu. Gözlerinden akan yaşlara engel olamadı. Nefise annesinden ses gelmeyince endişelenmeye başladı. "Anne" dedi. Şadoğlunun diğer aile fertleri olayı kapı dışında izliyorlardı. Öykü bu duruma dayanamayıp doktoru çağırmaya gider. Feride hanım kendini toparlayıp Nefisenin yanına yaklaştı, kızının ellerini tutup "Burdayım annecim." Nefise hiçbir şey anlamıyordu, tek istediği şey bir an önce birinin bu odanın ışığını açmasıydı. "Anne neredeyim ben, ne oldu bana?" Annesinden sorduğu sorunun cevabını bekliyordu Nefise, Feride hanım ise çaresiz bir halde hiçbir şey diyemiyordu. -Zaten nasıl söyleyebilirdi ki- Doktorun odaya girmesiyle herkesin gözleri doktora kaymıştı. "Nefise hanım" Nefise kendine yabancı gelen sese karşılık "Siz kimsiniz?" diyebildi. "Ben doktor Ali." Nefise bu durumdan sıkılmaya başlamıştı bir o kadar da endişeliydi, bir şeylerin ters gittiğini seziyordu. 'yoksa?' Nefise tam düşüncesinin devamını getirecekken doktor onu bu düşüncelerden sıyrılmasına neden olmuştu. "Nefise hanım.. size söyleyeceklerim karşısında sankin kalmanızı istiyorum." -Nasıl sakin olabilirdi ki?- Doktor derinden bir nefes aldı, "Nefise hanım şuan geçici körlük geçiriyorsunuz." tek nefeste söylemişti doktor. Nefisenin korktuğu başına gelmişti, ve hayat onun için şuan durmuştu. Doktorun söyledikleri kulakların da çınlanıyordu. "Geçici körlük" demek bu yüzden etraf karanlıktı. Nefise anın etkisiyle şoka girmişti. Nefise den ses çıkmayınca doktor ve diğerleri endişelenmeye başlarlar. Doktor yavaşça Nefisenin sol omzuna dokunur. "Nefise hanım.. iyi misiniz." Doktorun dokunmasıyla sayıklamaya başlar Nefise.
"Hayır..hayır...hayır...hayır..hayır..." Doktor şoka girdiğini anlar, bu sefer kuvvetli bir şekilde iki eliyle Nefisenin omuzlarından tutup sarsmaya başlar. "Nefise Hanım!" Yüksek tonda söylemiştir. Nefise sarsıntıyla girdiği şoktan çıkar. "Hayırr.. bu...bu..olamaz, ben kör olamam. Anne! Anne...ben..ben kör değilim dimi bana şaka yapıyorsunuz dimi." Doktor Nefisenin sakinleşmesi için sakinleştirici iğne yapar. Kızını bu halde görmeye dayanamayan Feride hanım oracıkta bayılır, tam düşecekken oğlu Umut annesini tutar, odadaki hemşireler de müdehale ederler. Nefise, "Muzaffer" diye sayıklayarak gözlerini kapatır. Öykü Muzafferin ismini duyunca daha da kötü olur.

KARAKTER  TANITIMI:

KARAKTER  TANITIMI:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
AŞK VE NEFMUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin