Merhaba arkadaşlar uzun zaman sonra tekrar yazmaya karar verdim. 💃😂
Umarım hikayeyi beğeniyorsunuzdur yoruk yapmayı unutmayın lütfen 🙏😻
Şimdiden iyi okumalar~~
Hyun jae ye baktığım da hala uyuyordu. Yanımda burnundan soluyana annemi görmemle gözlerimi devirmem bir.oldu. Normalde o da bende alışmıştık benim vakalarıma ama bu sefer fazla ağırdı.Tavana bakarak düşünmeye başlarken sesizliği annemin cırtlak sesi bozmuştu.
" Yahh salak mısım sen iki üç tane sürtükten nasıl kamyon kadar dayak yedin hah?? Ya önemli bişey olsaydı napardık bunu hiç düşündün mü??" Gözlerim hala tavanda ağzımı açmadan annemin susmasını bekliyorum ki son söylediği sözlerle bir anda anneme öldürücü bakışlar atmaya başladım.
"Şu aptal takıntın yüzünden başına gelmyen kalmadı. Ne varsa sanki o çocukta ?? Elin oğlu yüzünden düştüğün şu durumlara bak!!"
Evet annem kızmakta haklıydı ama ona laf söylememeliydi. Söyledikleri ne kadar gerçek olsada ona kimse laf söyleyemezdi.
"YAAHH ne dediğinin farkında mısın ???? Bana istediğini söyle ama onunla ilgili ağzından tek bir kelime bile çıkarma anladın mı ???!!! "
Kocaman açılmış gözleriyle bana bakan kadın tam ağaya kalkıp ağzıma bir tane patlatmaya hazırlanırken yanımızdan gelen inleme sesinin dikkatini dağıtmasıyla içimden şükretmeye başladım. Yanıma döndüğümde Hyun jae gözlerini hafifçe açmaya başladığını fark ettim. Ben derin bir nefes alırken annem çoktan doktoru çağırmak için odadan ayrılmıştı bile.
Doktor geldikten dakikalar sonra hyun jae artık kendine gelmişti.İkimizi de güzelce kontrol ettikten sonra benim yarında burda kalmam hyun jae nin ise bir hafta daha burda kalması gerektiğini söylemişti. Doktora söylediklerinden sonra teşekkür ederken bizi başıyla selamlayıp odandan çıkmıştı . O sırada yanımda benden daha beter halde olan arkadaşımla birbirimize bakarken annemin çıkması için içimden dua ediyodum.
Annem bi anda ayaklanıp size yiyecek bişeyler getiriyim dedikten sonra bu kadar çabuk olmasını beklememiştim. O çıkarcıkmaz hyun jae bana dönerek
"Ne oldu bize neden burdayiz??? En son o sürtükle- AAhhh tabi yaaaa onlar yaptı dimi???? Ama be onları bi elime geç- " ani hareketle inledikten sonra konuşması yarıda kalmıştı.
"Şimdi bunların hiç birini düşünme bir iyileşip kendimize geleliö onların icabına sonra bakacağız. Asıl konu..... yarın.... Tanrım şans yüzümüze bi kere güldü demişitik ama şu halimize bak ne yapacağız şimdi?? "
Sinirden kudurmak üzereydim. Hyun jaenin burun çekişini duyunca konuşmayı bıraktım ve yanımda ağlayan arkadaşıma sarıldım. Gerçekten hem fiziksel hemde ruhsal olarak çok yıpranmıştık ama o benden daha kötü durumdaydı kendimi unytıp
unutup ona destek olmak zorundaydım.Aylardır bugünü bekleyip hayalini kuruyorduk ama o üç kız yüzünden bütün hayallerimiz suya düşmek üzereydi. Kollarımda hala ağlayan zavallı kızı kendimden uzaklaştırıp
" Ağlamanın bi faydası yok şimdi tek ihityacımız uyumak "
dediğim şeyle başını sallayıp gözyaşlarını sildi ve yaralarına dikkat ederek yatağına uzandı.Ben de ondan sonra yatağıma uzanıp gözlerimi kapattım.Hyun Jae iyiydi sakinleşmişti peki ya ben??? Ben nasıl iyi olacaktım, yaşadığım hayal kırıklığı üzüntü, öfke nasıl geçecekti?İçimdeki yangını kim söndürecekti. Daha fazla düşünmek sadece acı vercekti ve ben de yavaş yavaş kendimi uykunun kollarına teslim etmiştim...
Sabah kalktığımda bir anda aklıma dolan düşüncelerle ayağa kalktım.Evet bugün büyük gündü ve biz hastanedeydik.Içimde tarifsiz duygular vardı, sadece benim anlayabileceğim hayal kırıklığı ve tarif edemediğim bir sürü acı... Yavaşça benim gibi yatağında oturan kıza baktğım da aynılarını onun gözlerinde de gördüm sanki.Böyle olmamlıydı...
Annem kahvaltılarımızı önümüze koydugunda iştahımın olmadığını anlamam kısa sürmedi.Nasıl yiyebilirdim ki?? Boğazımdaki düğümden nasıl geçerdi?? Gözüm yavaşça duvardaki saate kaydığında hyun jae e döndüm başıyla beni onayladığın da artık vakit geldiğinin ikimizde farkındaydık.
Korkarak elime kumandayı alıp düğmesine bastım.Televizyon açıldığından beklediğimiz sahne tam karşımızdaydı.
Yan yana saldalyelere oturmuş 7 tanıdık yüz ve onların önündeki masalara dizleri üstünde duran arkası dönük kızlar.....
Kalbimde hissettiğim acıyla istemsiz olarak elimi koymuştum.Gözlerim dolmaya başlamış, vücudumu tarifsiz ama hiç de hoş olmayan hisler kaplamaya başlamıştı.Şu anda bizde orda olabilirdik. Bunun için çok uğraşmıştık ve bu bizim belki de son şansımızdı... Ama o sütükler yüzünden burdaydık.
Kafamdaki düşünceleri dağıtmaya çalışırken üylerin karşısındaki fanlara cana yakın tavırlarını izliyorduk ve daha fazla göz yaşlarımıza engel olamamıştık.Oda da sadece hıçkırık seslerimiz duyuluyordu ta ki gördüğümüz manzara karşısında nefeslerimiz kesilene kadar.
İkimizde buz kesmiştik adete hareket edemiyorduk.Gözlerimiz ekrana kilitlenmişti.
Bu olmazdı değil mi??? Hayır hayır olamaz???? Hayat bu kadar acımasız ve adaletsiz olamaz??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RiVa♣
FanfictionBir mucize gerekiyordu~ imkansızı istemek en zoruydu ama bilmiyordu ki imkansız diye birşey yoktu...