Size söylüyorum, cidden hiçbir şeyi hatırlamıyorum. İkimiz de çıplak uyandık. Bok gibi hissediyorum.(Line üzerinden gönderi)
-
Youngjae gözlerini açtığında nerde olduğuna baktı. Onun odası değildi burası, nerde olabilirdi ki? Etrafa baktı, soluna döndüğünde çıplak bir Jaebum ile karşılaşmayı beklemiyordu tabii. Jaebum geniş ve beyaz göğüs kasları ve dağılmış saçları ile karşılamıştı kendisini. Bu kez kendine baktı o da çıplaktı. Üzerindeki beyaz yorganı kaldırdı ve alt taraflarına baktı. Kahretsin nolmuştu?
Korku ve şaşkınlık sarmıştı tüm bedenini, şoktaydı. Hala ne olduğunu, nasıl olduğunu düşünürken Jaebum ona doğru dönüp bir kolunu Youngjae'ye sarıp başını omzuna yerleştirdi. Youngjae derin derin nefesler alıyordu, gerginliği hat safhalara çıkıyordu. Tüm gücünü toplayıp güçlü bacaklarıyla Jaebum'u yataktan aşağıya itti.
"Jaebum hyung! Seni pislik!"
"Ah! Ne oluyor?" inleyerek bağırdı kulakları dolduran kalın sesiyle. Şuan yerdeydi ve canı acımıştı üzerinde sadece siyah boxer olan gencin.
Youngjae hızla ayağa kalktı ve bağırmaya devam etti. Onun da üzerinde sadece Jaebum'unki gibi boxer vardı. Ve bu görüntü onu daha da sinirlendiriyordu.
"Kalk ve konuş benimle!"
"Senin sorunun ne?!"
"Bunu ben sormalıyım!
Bana ne yaptın?"
Youngjae'nin sinirli yüzü yerini ağlamaklı bir yüze bırakmıştı. Jaebum bunu farkedince bir kendine bir de Youngjae'nin vücuduna baktı. Sonra bakışlarını yerdeki kıyafetlere indirdi. Ne diyeceğini bilmiyordu. Youngjae yine derin derin nefes almaya başladı, yaşadığı olay ağır geliyordu. Sonuçta çocukluk arkadaşınızla birlikte olmak normal değildi değil mi? Sinirine daha fazla hakim olamayıp sıkı bir yumruk geçirdi Jaebum'un çenesinin sol tarafina, dudağı kanıyordu. Acı çekerken kanayan dudaklarından üzgün bir şekilde şu kelimeyi serbest bıraktı:
"Üzgünüm." O sırada derin nefesler eşliğinde Youngjae burnundan soluyarak yumruğunu havaya kaldırmıştı ve vurmak üzereydi eğer bu sözü duymasaydı.
Gözlerini kapattı ve başını sağa sola sallayarak sinirlerine hakim olmaya çalıştı ne kadar becerebilirse. Eğilip yerdeki kendine ait olan kıyafetleri toplamaya koyuldu. Ağzından tek kelime çıkmıyordu. Jaebum ise pişman bir şekilde ona bakıyordu. Ne söylese boştu. Youngjae topladığı kıyafetleri tek tek giydi. O sırada ara ara Jaebum'a bakıyordu. İşi bitince kapıyı çarpıp ayrıldı oradan.
Jaebum çaresiz bir şekilde kendine kızarak kafa derisini kazımak istercesine sol elini saçlarının arasına attı. Dişlerini sıkıyordu. İşler nasıl bu hale gelmişti?
-
Evinin terasından uzaklara bakıyordu Jaebum. Olanları düşünüyordu. Böyle bir şeyi nasıl yapmıştı o an aklında ne vardı da arkadaşlığına böylesine kötü bir şekilde gölge düşürmüştü.
"Jaebum." derin düşüncelerinden bir kaç saniyeliğine sıyrılmıştı annesinin sesiyle. Annesine dönmüştü.
"Anne."
"Üniversiteye başladığından beri, ziyaretime pek gelmez oldun."
Jaebum gülümsemeye çalıştı. Buruk bir gülümsemeydi. Annesi bu durumu elbette farketmişti. Jaebum yüzünü yine dışarıya çevirdi.
"Şuna bak, konuşurken dinlemiyor bile. Kaç gün daha kalacaksın burada?"
"Ah, 2 gün." diyerek annesine çevirdiği yüzünü yeniden uzaklara dalmak üzere çevirdi gökyüzüne.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Together With Me
FanfictionNe yapmalıyım? En yakın arkadaşımla seks yaptım. +18 "Herkese selam, sizden biraz tavsiye almalıyım, konu başlıkta ne yazıyorsa. Bundan önce eski kız arkadaşım hakkında soru soruyordum değil mi?! Ama şimdi durum değişti. Eğer arkadaşım bir erkek ol...