Sonunda yeni okulumun kapısına geldim yalnız çok iyiymiş diye içimden geçirip okula girdim sonunda o nefret ettiğim liseyi bitirip üniversiteye başlayabilmiştim.Benimle ilgilenecek birilerine bakınıyordum ki malın tekiyle çarpıştık.Döndüm ve söver gibi bakacaktımki o mal öğretmenmiş yani o söylemeden önce takım elbisesinden anlamıştım.
"Hey,sen Meyra olmalısın şu aşırı zeki olan kızıl kız" yumruğu ağzının ortasına çakmamak için zor tutmuştum kendimi,öyle dalga geçer gibi konuşursa her neyse.
"Evet efendim,sizde şu fazla sosyal rehber öğretmen olmalısınız" dedim yarı sinirli yarı dalga geçer bakışlarımla en azından öyle bir bakışı becermeyi umuyordum.Malum şizoid biriyim ya.
"Evet canım ben oyum.Adım Güney gel seni sınıfına götüreyim"
Sınıfa girdiğimizde sanki biri beni alnımdan vurmuş gibi hissetmiştim çünkü sınıf hem küçüktü hemde kızarla doluydu erkekte vardı ama azdı.
"Arkadaşlar bu Meyra.Sizin sınıfta olacak biraz fazla iq'dan dolayı ikinci sınıfa alındı." hobaaa bu adam beni ne biçim tanıttı adımdan girdi iq seviyemden çıktı ruh hastası.Benim kendi kendime söylenmemden sonra Güney hoca sınıftaki hocaya birkaç birşey fısıldayıp gitti.Şimdi herkes bana tuhaf gözlerle bakmaya başlamıştı bile gerçi ben bu bakışlara ta ne zamandan beri alışıktım zaten ama alışık olmam istemsizce suratımı asmama engel değildi tabii.
"Selam ben Elif." kıza sadece gülümser gibi yaptım herhangi bir cevap vermemiştim ama belliki o konuşmaya meraklıydı gelip sıramın üstüne oturdu.
"Hayatın muhteşem olmalı Meyra.Öyle tahmin ediyorum baksana hem çok güzelsin hemde fazla zekiymişsin" dedi gülerek.Bende fısıldıyarak "hıı hep öyledir" dedim.
"Efendim?birşey mi sordun?"
"Yok hayır sormadım.Hayatım aslında hiç mükemmel değil Elif sadece öylesine yaşamaya devam ediyorum klasik,rutin bir hayat"dedim samimi şekilde tabi benim samimiyetim ne kadar olursa.
"orasını görücez neyse eğer ihtiyacın olursa bana gelebilirsin"
Kabul etmiş bir tavırla kafa salladım.Aslında hiçkimseye ihtiyacım olmaz benim ciddiyim yani.Fakat arada sırada ayak işlerini yaptırabileceğim bir arkadaş dışında.Bu konuşmadan sonra kantine yürüdüm burda anlaşılan o kadar salak erkek vardıki hepsi güzelliğime bakıyordu.Hani hem güzelim hem de zekiyim işte o tam bir ceza gibi birşey.Masada oturanlardan birisi seslenmişti sanırım ama dönüp bakmamıştım çünkü ne zaman bir erkek bana yakınlaşmaya çalışsa aklıma Poyraz gelirdi.Aslında Poyraz hikayesi şöyleydi;
Ben ilk başta Poyraz'dan çok hoşlanıyodum o da hoşlanıyormuş meğersem ama hakkımda birileri konuşmuş kısacası Şizoid olduğumdan bahsetmişler tabi baya abartmışlar onlar sonra çocuğun korktuğunu falan duydum öyle kaldı ondan sonrada rastlayıp hiçbir erkeği sevemedim şimdi Poyraz'ı sevdiğim falanda yok ama karşımdaki erkek çok yabancı geliyor bana şu an Poyraz gelse gene yaklaşmam belkide ama ne bilim Poyraz'a bir sadık kalasım var öyle yani.
"Ssst kızıllı baksana adın neydi?" kahkahalarla denildi tabi.Hiç dönmedim sonra ansızın gözlerim karardı herzaman olurdu zaten ama şimdi bir şiddetli olmuştu.Bayılmıştım sanırım sonrasını hatırlamıyorum.
Selam arkadaşlar umarım beğenmişsinizdir ilk bölümden.Hikayenin gerçeklik payı çok yani burdan şizoid olduğumu çıkarabilirsiniz fakat bir hikaye olabilmesi için kurguya dökmek gerekiyordu tabi zaten bu olayı anlatabileceğim en iyi yer wattpad :D Her neyse ikinci bölümde görüşürüz :D (samimi davranmaya çalışıpta davranamayan yazar :D)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİZOİD(ASKIDA)
Novela Juvenil"Bir keresinde güzel oluşumdan,zeki oluşumdan ve şizoid oluşumdan sevdiğim birini kaybetmiştim tabi burdaki tüm kıskançlar 'ama sen şizoidmişsin ya' diyecekler ve bende sövücem neyse" Diyor Meyra.