LGBTİ+ toplumsal ahlakı neye göre, kime göre bozuyor?
Bildiğiniz, bilmeyenleriniz için ise birazdan bileceğiniz üzere, Türkiye dizi ve filmlerinde toplumsal ahlakı bozduğu düşünülerek eşcinsellik konusu işlenmiyor. Buna yakın zamandan örnek verecek olursak Shameless dizisinde eşcinsel olan Ian Gallagher, Türkiye uyarlaması olan Bizim Hikaye dizisinde patronunun karısına aşık olan Hikmet karakteri ile değiştirildi. Doğru, eşcinsel olmak toplumsal ahlakı bozuyor ama evli ve ayrıca patronunun eşine aşık olmak bozmuyor(!). Hatta dizi ve filmleri geçelim, Türkiye reklamlarında dahi eşcinselliğe yer vermiyor. Buna hemen iki örnek fişekleyecek olursak, lezbiyen iki kadının dans ettiği Magnum reklamı ve metroda başını bir erkeğin omzuna yaslayan diğer erkeğin olduğu iPad reklamı Türkiye'de yasaklandı. Ne demek neden yasakladılar? Toplumsal ahlakı bozduğu gibi, insanları homoseksüelliğe yöneltiyor arkaaaşlar(!). Hayır hayır kesinlikle Türk dizilerini saran adam öldürme, silahlı çatışmalar, tecavüzler, çeşitli ve saçma entrikalar kişiyi şiddete ve kötü şeylere yöneltmiyor(!).
Peki ya neden? Tamam hani, anladık gerçekten böyle düşünen ve homofobik bakış açılarını eşcinselliğe dizi ve filmlerde yer vermeyerek, eşcinsel konulu reklamları yasaklayarak tatmin eden yetkililerimiz var. Ayrıca bu konulara değinmek isteyen ama çoğunlukla halkın tepkisinden korkan yönetmenler, yapımcılar da var. Halkın tepkisi bir yana, kariyerlerine leke ve zarar gelmesinden korkuyorlar aslında. Bunun dışında tabii halkın istediğini önüne koyan yapımcı, yönetmen ve yetkililer en önde geliyor. Film veya dizi yaparken 'Halka ne göstermeliyiz?' sorusu değil, 'Halk ne görmek istiyor?' sorusu baz alınıyor. Peki halk ne görmek istiyor? Halkın dikkatini ne çekiyor? Tecavüzler mi? Çeşitli yalan dolan ve entrikalar mı? Çocuk gelinler mi? Çatışma ve şiddet mi? 'Olur mu öyle şey? Halk neden bu şeyleri görmek istesin?' demeyin. Bu şeyler halkın görmek istediği de değil, halkın göre göre alıştığı, alışa alışa ses çıkarmadığı şeyler. Kısacası halkın içinde olan şeyler. Bu şeyleri sıradanlıştıran halkın önüne eşcinsel konulu film ve dizi koymak biraz... Hemen karalar bağlamamak lazım. Şuraya bir yazar notu bırakmak gerekirse, Medya ve İletişim öğrencisi olarak, halkın gözüne soka soka bu konuların dizi ve filmlerde işlenmesi en büyük amaçlarımdan biri.
Şimdi hemen başka bir konuya atlayalım;
Doğrusu kişilere bedenlerine göre farklı renkte kimlik veren tek ülke Türkiye. Evet, yanlış okumadınız. Pembe ve mavi renkte nüfus cüzdanına sahip olan tek ülkeyiz. -Tabii yeni kimlik sistemi mevcut şu an.- Pembe ve mavi şeklinde olması elbette biz transseksüelleri zor durumda bırakıyor. Misal transgender takıldığımdan dolayı başta bedenen de erkek sanıldığımdan, benden kimlik istendiği zaman insanlar tereddüte düşebiliyor. Hele ki cinsiyet değiştirme sürecinde olan ve henüz kimliğini değiştirmeyen trans erkek ve trans kadınlarda bayağı zor durumda kalabiliyor.
Baktığımız zaman erkeklerin hep üstün kılındığı ve de kadınların hangi mesleği yapıp yapmayacağı hakkında gereksiz yorumlarda bulunan yetkililerin hala barındırıldığı bu ülkede, cinsiyetçiliğin bu denli yapılmamasına şaşırmamak lazım.
Biraz da gaylere değinecek olursak, ilk bölümde dediğim gibi her gay hassas ve kızımsı olmadığı gibi, her hassas ve kızımsı olan erkeği gay diye adlandırmak da doğru değil. Hele ibne diye adlandırmak hiç hoş değil. Beyin hücrelerimi sapıklık, şiddet, cahillik alanında kullana kullana öldürmüş olsaydım eğer, saçları uzun, küpeli ve nazik konuşan bir erkeğe ibne diyip 'Erkeklerin adını kirletiyorsun. Erkek ol lan erkek! Erkek adam dediğin böyle mi olur, böyle mi giyinir? Karı kız varken nedir bu verme merakınız?' diye hakaretlerde bulunabilirdim. Neyse ki... :)
Yine bu beyin hücrelerini öldürüp, uçkurlarına gömen arkadaşlara eşcinsel denildiğinde akıllarına direkt seks gelir. Dedim ya, beyin hücrelerini uçkurlarına gömmüşler diye.
- Kanka bak bir şey diyeceğim ama uzaklaşma benden.
+ Saçmalama kızım biz kardeşiz söyle ben hep yanındayım.
Biraz yalvarıştan sonra;
- Ben, şey... Lezbiyenim.
+ o.O
- Yani kadınlardan hoşlanıyorum...
...
+ Yani... Anlamadım sevişirken ne zevk alacaksınız? Hayır canlısı varken neden takma şeylerle falan idare etmek zorunda bırakıyorsunuz ki kendinizi?
- O.o...
Bu diyalogdan sonra tabii ki beklenen hareket lezbiyen arkadaşımızın, beyin hücreleri 'S E K S' diye yanıp sönen bu arkadaşla bir daha konuşmaması olur :).
Kadınlardan hoşlanıyorum cümlesi nasıl olur da direkt sevişme evresine yorumlanır, anlam verebiliyor musunuz? Heteroseksüel bir kız, arkadaşına bir erkekten hoşlandığını söylediğinde , arkadaşının 'Kanka hangi pozisyonda sevişeceksiniz?' sorusunu yöneltmesi kadar aptalca bir soru değil midir bu?
Eşcinsellik denince akla ilk seks gelmesi, insanımızın aklının neye yatkın olup neye çalıştığını en çıplak haliyle göstermiyor mu?
Yihh! Çıplak dedim, çok ayıp.
İçini rahatlatacaksa eğer sayın uçkurlarında gömülü olan beyin hücreleri için fatiha okuduğum arkadaşlarımızın; eşcinsel ilişkisi de aşktan ibaret. Nasılsa bir kadın ve bir erkek sevgili olduğunda onları direkt yatak odasında hayal etmiyorsak, bu durum eşcinseller için de geçerli. Biz onlara aşk kısmında bakalım. Bırakalım yatak hayatları onların özeli olsun. Sevsinler. Sevişmek mi? Bize ne abi? Severler de, sevişirler de.
Eşcinsellerin sapık olduğu efsanesine inanılıyor bir de.
Bir saniye.
Bölümü pek uzun tutmayacağım geldi aklıma. Aklımda binlerce şey var, daha bir çok homofobik efsanesini çürüteceğim :).
Okuduğunuz için teşekkür ederim, beğeni, istek ve eksikliklerimi yorumlarda dile getirebilir, daha çok insana ulaşmamız için yıldıza basabilirsiniz.
Bir sonraki bölümde daha renkli görüşmek üzere!
-Şafak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizi Anlamak İstiyorsan!
Teen FictionKendini, toplumun dayattığı kadın erkek kavramlarının ötesinde gören homoseksüel ve bu insanlara nefret besleyen homofobik her insanın kafasındaki soru işaretlerini giderebileceği bir yer burası. Burası senin, benim, bizim yerimiz. Seni de bekliyoru...