Bizi Anlamak İstiyorsan!

Cinsiyet Değiştirmek Hakkında

Bir önceki bölümde -transseksüelliğin bir hastalık olmadığından dolayı- bilinç cinsiyetinin beden cinsiyetine adapte edilmesinin mümkün olmadığını belirtmiştim. Bu durumun düzeltilmesinin tek yolu cinsiyet değiştirmek. Peki toplum cinsiyet değişikliğine nasıl bakıyor?

Toplumda transfobik davranışlara her trans maruz kalmıştır. Buna küçümseyici bakışlar atmak bile dahil. Hele ki cinsiyet değiştirme mevzusu, toplumun neredeyse genelinde yanlış ve sapkınlık olarak görülmekte. Peki neden?

Çünkü Allah'ın yarattığı bedeni değiştirmek günah. (?)

Çünkü bunu topluma sapkınlık  olarak yansıtan onlarca yazı var. (?)

Çünkü transseksüel insanlar bedenlerini beğenmiyor. (?)

Çünkü sapkın, sapık, iğrenç insanlar. (?)

Allah'ın yarattığı bedeni değiştirme hususundan başlayacak olursak;

Altı parmaklı doğan bir bebeğin, fazla olan parmağı alınır ve kimse kalkıp "Allah öyle yarattıysa vardır bir bildiği. Bu bir sınav olabilir. Bu Allah'ın yarattığını değiştirmektir. Bu büyük bir günah." diyemez. Fakat cinsiyet değiştirmek onlara göre Allah'ın yarattığını değiştirmek demek ve de büyük bir günah. Oysa ki cinsiyet değiştirmek sadece bedeni bilinç ve de öz cinsiyete adapte etmektir. Kişiyi kendi benliğine döndürmek, bebeğin oluşumu sırasında meydana gelen bir yanlışlığı düzeltmek ne denli günah olabilir ki?

Hele ki, atıyorum daha güzel gözükmek adına burun estetiği yapılmasına kimse kalkıp makaleler yazamaz iken -ki bu kimsenin haddine değil- dinde transseksüellik konusu hakkında herhangi bir hüküm verilmemesine rağmen ordan burdan kendi uyduruk fikirleriyle yazılar yayımlayan alimlere hayranım.

Hatta size alıntı yaparak bir örnek vermek istiyorum;

Yeni Şafak Gazetesi / Faruk Beşer;

//Transseksüele gelince: Kendinin biyolojik cinsiyetinden memnun olmayıp karşı cinse geçmek isteyen ya da geçmiş olan kişidir. Bu psikolojik bir temayül, duygu ve algı meselesidir. Bu insanlar suçlu ya da günahkâr değildirler ama bu duyguları bir cinsel sapma ve patolojik bir durum olarak görmek zorundayız. Bu, doğal olana ters bir haldir.

İnsanlarda doğuştan ya da sonradan hastalıklar olabilir. Bu hastalıkların sebepleri üzerinde durup onları gidermek, tedavi etmek dini bir görevdir. Mesela doğuştan âma olanlar var, öyleyse bu âmalık doğaldır, böyle olanları üçüncü bir cins saymalıyız demek anlamsız olduğu gibi, doğuştan gelen bir duygu ile kendisini karşı cinsten saymak, böylece cinsel arzu olarak kendi cinsine ilgi duymak da bir hastalıktır. Bunu da böyle kabul etmek zorundayız.

Bu hastalığın da elbette bir ya da birçok sebebi vardır ve mümkünse bu sebepler üzerinde de durmalıyız. Giderebildiklerimizi gidermeliyiz. Bunlar anne babanın hatasından olabileceği gibi, toplumun fesadından da olabilir. Ama her halde bu hali yaşayanın hatası olma ihtimali azdır ve bu durum onun suçu değildir.

Bazı insanlarda çeşitli cinsel sapmaların, anormalliklerin bulunduğunu herkes bilir. Ve derler ki, bu çarpık arzulardan birisini, hayatının bir kesitinde de olsa, bir nebze hissetmeyen insan yok gibidir. Mesele bunların kontrolü ve terbiyesidir. İnsanoğlunun imtihanı budur. Pedophile nasıl cinsel bir sapma ise transseksüellik de böyle bir sapmadır. Birine nasıl, bu doğuştandır, hoş görmeliyiz ve tercihlerine saygı duymalıyız diyemiyorsak diğeri de öyledir.