Supernatural

1. Bölüm (Sam'in İlk Avı)

Sam ve Dean o gecenin sabahında bir motelde oda tutup biraz dinlenirler. Sam uyuyamıyordu. Jes'in ölümünde kendini suçlu hissediyordu. Gözünden düşen birkaç damla yaşın bile farkına varmamıştı. Jes'i kurtarabileceğine inanıyordu. Eğer Dean'le gitmeseydi, ya da biraz daha erken gelselerdi onu kurtarabilir di belki de. "Hey, Sammy." diye seslendi Dean. "Uyuyor musun hâlâ? Benim gözüme hiç uyku girmedi. O kaltağı yakalayıp, bir şişe birada boğasım var. Anneme yaptığı yetmemiş gibi bir de Jes'te aynı durumda can verd..." Sam lafını böldü ve "Biz bu adamı bulduğumuz da ilk ben burnunu kıracağım, ilk ben tekme atacağım ve ne gerekiyorsa ilk ben yapacağım, o piçin yavaş yavaş acı çekmesini ben izleyeceğim. Hemen yola çıkalım, önce babamı sonra da o piçi bulmak için elimden gelen herşeyi yapacağım.". Sam çok sinirliydi, adamı karşısına koysalar, adamın tekme yemediği hiç bir yeri kalmazdı. " O zaman kalk bakalım koca oğlan, şu masanın üzerine koyduğum gazete manşetlerinde birini seç. Eminim ki babam onlardan birinde iştedir. Ya da öyle olmasını umuyorum. Her neyse. Hazırlan, yola çıkıyoruz Sammy!". Sam eline geçen ilk gazete manşetini aldı ve kalanları cebine koydu. Eninde sonunda babasını bulacaklarından emindi. Odanın kapısını kapatıp İmpala'ya doğru koştu. Dean bagajdan silah seçiyordu, Sam'in eline bir silah verdi, kendi silahınıda beline yerleştirdikten sonra direksiyona geçti. Sam'in elinden gazete manşetini alıp inceledikten sonra "İyi seçim Sammy, birkaç kilometre yolumuz var. Hey, şu yatağın altındaki hayalet hikayeleri ne zamandan beri gerçekleşebiliyor, saçmalamaktan başka bir şey yapamaz mı bu çocuklar? Şeker veren arabalara binmeyi bırakıp, yataklarının altında hiç bir şey olmadığını ebeveynlerine ispatlamaları gerekiyor artık." diye kendi kendine söylenirken bir yandanda Sam'e sahte FBI kimliğini veriyordu. Ve 67 model İmpala'sını çalıştırıp yola koyuldular. Olay yerine vardıklarında sahte kimliklerini polise gösterip içeri girdiler ve biraz araştırmaya başladılar. Annesinin anlattığına göre 6 yaşındaki küçük kızı 2 gündür evde yoktu. Tek çareyi 911'i aramakta bulmuşlardı. Kız son günlerde yatağının altında birşey olduğundan bahsettiğini ve anne babasına yatağının altına bakmaları için ısrar ettiğini ama "Hayalet diye birşey yok tatlım" diyerek kızlarını geri gönderdiklerinden bahsetti annesi. Sam ve Dean kızın odasında girdiler. Tüm çekmeceleri bile teker teker incelemelerine rağmen birşey bulamamışlardı. Sam eğilip yatağın altına baktı. Yerdeki tahtaların arasından parlak bir ışık çıktığını farkettiği. Dean'inde yardımıyla yatağı çektiler. Işığın geldiği yerde kırılmış tahtalar vardı ve tahataları oradan aldıklarında aşağıda sanki cennetin minyatürü var gibiydi. Pembe merdivenden aşağı indiler. Sanki oyuncak cennetindeydiler. O koltuklar, dolaplar, mutfak hatta banyo bile oyuncaktandı. Bunlara bir anlam veremiyorlardı, nasıl olurda bu kadar oyuncak bir ev oluşturabilirdi? Dolaptan sesler geldiğini duydular, Dean dolaba yavaşça yaklaştı ve Sam'de arkada abisini koruyordu. Dean dolabı açar açmaz iki küçük kızla karşılaştı. "Bizi buldular, kaç Amy, kaç!" diyordu sarışın kız. Sam kızı yakaladı. Dean'de dolaptaki diğer kızı yakalamaya çalıştı, fakat tutamıyordu, o an onun bir kız değilde hayalet olduğunu anladı ve elinde tuttuğu silahına cebindeki kayatuzu kurşununu koydu ve odaya doğru koşan kıza ateş etti. Kız ortadan kayboldu, herhalde tuzun verdiği acıyla güçsüz kalıp kısa bir süreliğine kaybolmuştu. Dolabın içindeki poşetteki kemikleri Dean farkederler farketmez cebindeki tuz ve kibriti çıkarması bir oldu. Tuzu kemiklerin üstüne döküp, yanan kibriti kemiklerin üstüne attı. (Tuz: hayaletlerin canını oldukça çok acıtır.) Ardından masanın üzerindeki oyuncak bebek yorganını üstüne atarak alevlerin büyümemesini sağladı. Sam böyle şeylere alışkın olmadığı için oldukça korkmuş görünüyordu. Sam sıkı sıkı tuttuğu kıza "Buda neydi böyle, film falan mı?" derken Dean çoktan yukarı çıkmıştı bile. Herkes ne olup bittiğini anlayamadan kız anlatmaya başladı "Kery benim arkadaşımdı, o bana oyuncaklar verdi, bunun karşılığındada birkaç gün onunla kalmama istedi. Size anlatmaya çalıştım ama siz beni dinlemediniz bile anne. Ben orada mutluydum, arkadaşımı o abiler neden öldürdü anne? Kery'nin canı acıyor mudur anne?" diye sayıklarken Dean hemen lafa girdi "Yatağın altında saklanıyormuş. Ne yani, bir kızı bulmak bu kadar mı zor? Susuzluktan saçmalamaya başladı, bence hemen su vermelisiniz. Bundan sonra daha dikkatli olun lütfen." diyerek evden çıktılar. Kızın anne babası hâlâ şaşkın şaşkın bakıyordu kızlarına. Kıza su veren annesi kızı yatağına götürdü. Kız hemen uyuyuvermişti. Arabaya binen Sam ve Dean konuşmaya başladı. Sam "Tuz mu? Cidden mi?" diyerek Dean'e dalga geçermiş gibi gözlerle bakıyordu. "Evet Sammy, tuz. Emin ol hayaletlerde her zaman işe yarar. Daha öğreneceğin çok şey var kardeşim." diyerek arabayı çalıştırdı. Sam devam etti "Tamam tuza bir şey söylemiyorum ama babam nerede? Boşuna mı uğraştık?" dedi. Dean "İnsanları kurtarmak, yaratık avlamak. Bu bizim aile mesleğimiz Sammy, hiç bir şey boşuna değil. Söylenmeyi bırak ve biraz uyumaya çalış, sıradaki iş çok uzak, yarın gece orada oluruz, sen keyfine bak." deyip babasını düşündü ve arabayı daha hızlı sürmeye başladı. O hayaletin orada ne yaptığını merak bile etmemişlerdi, aileleri daha önemli gelmişti çünkü. Evde uyuyan kız bir an için uyandı ve yatağının altından sesler geliyordu 'Tık tık tık tık...'. Fakat artık bununla polislerin ilgilenmesi gerekiyordu, çünkü Dean çoktan yolu yarılamıştı bile. Dean uyuyan kardeşine bakarak mırıldanmaya başladı "Özür dilerim Sammy. Ama bende babamın nerede olduğunu bilmiyorum. Onu bulma ihtimalimiz var değil mi? Bu ihtimalle bile mutlu olmaya çalış, Jes için bir şey söyleyemeyeceğim, o kırıklık tesellilerle bile geçmez, kolay gelsin, işin zor Sammy."...

- BÖLÜMLERİ SIK SIK PAYLAŞABİLMEM İÇİN SİZİN HİKAYEYİ ÖNCE BEĞENMENİZ GEREKİYOR. BEĞENDİĞİNİZİ İFADE EDEBİLMEK İÇİN OY VERMEK YETERLİ, İYİ OKUMALAR HUNTERS :) -