üç liralık marul-2

7 0 0
                                    

"Hoop, n' apıyorsun sen ya. Şu büyüklerinden niye vermiyorsun. Başlı'cam yapacağın işe senin!"
"Abi ya..."
"Sokarım abine. Ver şunu!"
"Abi nasıl konuşuyorsun ya!"
"Abisi mi var lan bu işin. Çük kadar demeti kakalamaya çalışıyorsun. Bak, fiyat etiketin yok. Zapıtaya giderim, işlem yaptırırm. O da yetmez senin gibi çakala. Müşteriye dolandırdığını da söylerim."
"Tamam abi, al git işine."
"Sen git işine çakal. Ulan, cin olmadan adam mı çarpacaksın."
"Uzatma abi, özür dilirim."
"Özür mözür dileme kardeşim. Özürlü iş yapma. İnsan ol. İnsan olmak bu dünyadaki en büyük erdem. Ya, sen zaten bu malı akşama doğru bir buçuktan satacaksın. Üç lira fiyat çekiyorsun, yetmiyor bir de malın içinden en çelimsiz olanını vermeyi düşünüyorsun. Özür dileme sen birader."
"Tamam abi, Allah bereket versin."
"Allah' ın adını ağzına alıyorsan eğer dürüst olacaksın. Allah da bereket vermesin sana. Malın elinde kalsın. Pazar bitiminde kaldırıma bıraksın inşallah. Hiç olmazsa gariban faydalanır."

Yan tezgahtaki tombik bir genç, "Abi sen de adımın gözünün içine baka baka en dandik demeti vermeye çalıştın be."

Hafta sonlarını hiç sevmiyorum. Semt pazarlarını oldum olası sevmem. İnsanları sevmemeyi de öğrendim. Keşke insan, insana muhtaç olmasaydı...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 25, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

üç liralık marul -1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin