Bölüm 76/ Ali Mirza

1.2K 61 0
                                    




Pazar 5.12

Annemin anlattığına göre çocukken uyumayı çok severmişim. Sürekli elimde yastıkla bir yerlere koşturur bulduğum ilk yerde uyurmuşum.

Düz ve rahat bir alan arayışında da değilmişim. Sessiz ya da karanlık olmasına da gerek yokmuş. Eğer uyumak istiyorsam parkta kaydırak üzerinde ya da oturduğum salıncakta bile uyuyabilirmişim.

Onlarca çocuğun etrafta koşturması beni irdelemezmiş.

Asya doğduktan sonra da devam etmiş bu huyum. Benim zıttım bir şekilde asla uyumayan kardeşimin uyumasını beklerken annemin omzuna düşermiş başım.

Zavallı ben!

Şimdi düşününce uykuyu bu yaşlarda sevmememin sebebi sanırım o yıllarda uykumu çokça almış olmak.

Şimdilerde uyurken oldukça sıkılıyorum, zaman kaybı gibi geliyor.

Bu huyu da yaklaşık 1 sene önce edindim zaten. Zeyna ile evlendikten sonra yani!

Uyumak yerine onu izlemeyi daha çok seviyorum.

Birkaç hafta önce kendimce uyku ve karımı izleme dengesini sağlamıştım ama şimdi...

Zey'in belindeki sol kolumu karnına çıkardım ve hafifçe okşamaya başladım.

Evet, şimdi içim içime sığmadığı için uyuyamıyorum. Gözümü dahi kırpmadan güzel karımı ve her an büyüyen bebeğimi izlemek istiyorum.

Hiçbir anlarını kaçırmamak istiyorum resmen.

Derin bir nefes aldım.

Bir aralar size hiçbir beklentisi olmayan bir adam olduğumu ama bunun Alçin Zeyna'yla tanıştıktan sonra değiştiğini söylemiştim. Hatırlıyor musunuz?

O beklentilerim benim kalbimi ve ruhumu ele geçirmiş bir halde. Üzerimdeki bu etkilerinin dayanılmazlığı gözümü korkutuyor.

Yanımda uyuyan bu küçük kadının beni bu derece mutlu etmesi hatta daha belirginleşmemiş olan bebeğimin bile içimdeki noktalara dokunması gözümü korkutsa da halimden mutluyum.

Çok mutluyum hem de çok şükür!

Hala yazlık evimizdeyiz. Ne buradan ne de şimdi yattığımız yatağımızdan çıkmak istemiyorum. Hala baba olacağıma alışabilmiş değilim ve bunu sindirmek için biraz zamana ihtiyacım var.

Hala elimin altında ikimizin bir parçası olduğuna inanamıyorum. Açıkçası buna alışmam da oldukça zaman alacakmış gibi.

Yine de mutluyum. Hem de çok mutluyum!

Yüzümdeki kocaman gülümsemeyle Zeyna'nın karnına eğildim.

'Sen de uyuyor musun?'

Aptal gibi fısıldamama daha çok gülümsedim ve başımı rahatsız etmeyecek derecede Zey'in göğsüne yasladım.

İkisinden de milim uzakta kalmak istemiyorum. Hep böyle kolumun altında kalsınlar, her şeyden koruyayım istiyorum.

'Ali.'

Zey'in kısık sesiyle dudağımı ısırıp biraz başımı kaldırdım. Burnunun ucundan yarı kapalı tuttuğu gözleri görmeye çalışıyorum.

'Özür dilerim güzelim, rahatsız mı oldun?'

Başını olumsuz anlamda salladı ve eli saçlarıma gitti.

'Ben iyiyim ama sen kıpırdanıp duruyorsun. Neyin var?'

ZEYNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin