JUNGKOOK AT TAOYUAN

4.1K 235 52
                                    



      Jungkook araştırmaktan vazgeçeli çok olmuştu, artık emindi. İnternette bulduğu her bloğu okumuş, her sitede dolaşmış, İngilizcesi yetersiz olsa da yabancı siteleri bile okumuştu.

İnternetin yetersiz kaldığı yerlerde ilgili her kitabı okumaya başladı. Pratik aralarındaki molalarda, sahne aralarında beklerken, gece yatmadan önce bulduğu kaynakları e-book olarak telefonuna yükledi ve okudu, okudu ve okudu. (Elinde QUEER kapaklı bir kitapla kendini çok fazla ifşa etmek demekti sonuçta. En güvenli yol e-book felsefiyle bu şekilde 2 yıldan fazladır yaşıyordu).

İnsan psikolojisi ve seksüelitesi üzerine lisans öğrencileri kadar donanımlı hale geldiğinde, sorularla dolu, uykusuz gecelerin, tüm araştırmaların sebebi ise uçağa binerken bile bir an için aklından çıkmayan Park Jimin'di. Aslına bakarsanız 3 günlük saçma bir program çekimi için ayrı kaldıktan sonra düşünebildiği tek şey Park Jimin'di. Herhangi bir şey düşünebiliyor olmasının tek sebebi de Park Jimin'di.

Tüm araştırmaları, Freud'lar, Queer makaleleri, tıp verileri, daldığı LGBT blogları ona; Park Jimin'e aklını kaçıracak kadar aşık olduğunu ve onu her insan oğlu gibi tüm hormonlarıyla, tüm hücreleriyle arzuladığını söylüyordu. Başlarda sadece ona çok iyi davrandığı, onu koruduğu için Park Jimin'i sevdiğini düşünürdü, sonra ergenliğinin zirvelerini yaşarken tüm duygularının alt üst olduğunu hissetti. Özellikle turuncu saçlı hyung ona her gülümsediğinde, gece yanına yatmasına izin verdiğinde- ve bu gecelerde sarıldığında- ondan her öpücük istediğinde, pratik odasında yanakları terden ve sıcaktan kırmızı ve bitmiş haldeyken saçlarını geriye attığında... Jungkook tüm bu anlarda biliyordu aslında. Park Jimin'i istediğini biliyordu. Sadece ne yapması gerektiğinden emin olamıyordu. Araştırmaları kendinden emin olmasını sağlamıştı.

Ne hissettiğinden, ne istediğinden...

Onun için her zaman diğer hyunglarından daha farklıydı. Kendi yansımasını Jimin'in göz bebeklerinde gördüğü her defasında karnında düğümler hissederdi. Zaman geçtikçe karnındaki düğümlerin çözülmeye başladığını, yerine kalbinde sıkışmaların başladığını fark etti. Hyung'a karşı daha derin, daha sıcak, karşılıksız bir sevgi beslediğini fark ettiğinde önce korktu, kendini geri çekti, kendi ile ne yapacağını bilemedi. Sonra ise zamana bıraktı. Belki de Hislerimi yanlış adlandırıyorum diye düşündü. Bu yüzden bekledi. Zaman içinde duygularını değişip değişmeyeceğini izledi.

Sonuç, ilk günden bin kat daha derin saplanmıştı Jimin'e. Bin kat derin bin kat çaresiz. Aklından tam şu anda geçen buydu.

Jungkook'un bu kadar umutsuz halde olmasının tek bir sebebi vardı. 173.6 cm boyunca, her comeback döneminde saç rengi değişen ve şuan da gece siyahı- fazlasıyla seksi ve günah dolu- rengi kullanan son 4 yıldır neredeyse her anında yanında olan hyung. Hali hazırda onu umutsuzca isterken, siyah saçlı şeytan onu daha da kışkırtıyordu. Sohbet ederken aniden ona bakarak dudaklarını ıslatıp hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya devam ediyordu, Jungkook'un o noktadan sonra tek kelime bile duymadığını bilmeden. Jungkook'un Park Jimin hakkında bu kadar umutsuz olmasının en büyük sahibi kuşkusuz yine o siyah saçlı şeytandı veya melek... Duruma göre değişir veya kendisine gülümseyişine göre...

Artık hem kalbinin hem hayalarının patlama noktasına geldiği esnada program teklifi ortaya çıkmıştı. 2 günlük aptal program çekimini kabul etmesinin iki nedeni vardı. 1-Park Jimin ve onun fazla seksi- özellikle son konser turnesi boyunca-varlığından biraz olsun uzaklaşmak ve daha rahat nefes alabilmek; 2- hem Park Jimin'e hem de diğerlerine büyüdüğünü, kendi başına eğlence sektöründe hayatta kalabileceğini göstermekti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 15, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

I'm SURE IT's ALWAYS YOU (JİKOOK/KOOKMİN SMUT 3 SHOTS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin