x Sen Bir De Beni Adam Öldürürken Gör [M]

845 68 82
                                    

Bu kadar uyku nereden geliyordu bilmiyordum ama yatağın rahatlığı ile doğru orantılı olması oldukça mümkündü. Üzerimde ki kıpırdanmanın farkındaydım. Yatağın sol ya da sağ yanında değil direk olarak üzerimde bir şey kıpırdanıyordu. "Jongin." Yarı uykulu bir sesle mırıldanıp dönmeye çalıştım yatakta. Sadece çalışma aşamasında kalmıştı ama. Jongin her ne yapıyorsa dönmeme izin vermemişti. Gözlerimi araladım zorlansam da. İncecik pikenin altından kumral saçları görünüyordu tam orada, göbeğimin üzerinde. "Ne yapıyorsun?" dedim gülümseyerek. İlk kez benden önce uyanmıştı. Her zaman benden önce uyanmasını dilerdim ama şimdiden bundan pişman olmuş gibiydim.

"Günaydın." pikenin altından gülümseyen suratı çıktığında ben de gülümsedim daha çok. Soruma cevap vermemişti ama bedeninin bedenimle olan teması arşa çıksın diye bacaklarımı aralayıp kendime doğru çektim. Dudaklarıma eğildi sertleşmiş olan penisini kasıklarıma sürtmekten geri durmayarak. Kaşlarımı çatıp gözlerine baktım soluklanarak. "Sabah hızlı seks servisi." Şimdi her şey açıklığa kavuşmuştu. Anlaşılan isteyerek değil sadece ihtiyaçtan sabahın bu saatinde gözlerini açmıştı. Gözlerimi zorlansam bile yatağın yanında ki komidine diktim ve saate baktım. Pekâlâ, sabahın erken saatlerinde değildik. Saat çoktan öğleni geçip gitmişti. Çenemden kavrayıp yeniden yüzümü ona çevirmemi sağladı. "Sertsin." dedim ne dediğini bilmeyen aptallar gibi.

"Sahiden mi?" dudaklarıma doğru mırıldanmış ve sadece alt dudağımı dudaklarının arasında ezip bırakmıştı. Ne yapmayı planlıyordu az çok tahmin edebiliyordum. Tahmin edilebilir olduğunda o kadar da korkunç olmuyordu. Elini aşağıya kaydırdı ve gözlerime bakmaya devam ederken bir şeyler yaptı. Ona baktığımdan ve sadece gözlerinin koyuluğunda boğulduğumdan ne yaptığını tahmin edemiyordum. "Ne yapacaksın?" O ve ben şu an üzerimizde binlerce göz varmış gibi sessiz ve muhtaç gibiydik. Böyle mi ilerleyecektik? "Ne yaptığım açık değil mi?" Yine sertliğini hissettirmişti ama bu defa arada sinir bozucu kumaşın varlığı olmadan yapmıştı bunu. Yutkunmuştum.

Aklımın ucundan bile böylesine bir şey geçmezken az sonra lütfen becer beni diye haykıracak kıvama bile gelmiştim. Ben buna, lanet olası Kim Jongin cazibesi diyordum. "İstemiyorum." bacaklarımdan birini daha çok yatağa bastırdığı sıra da mırıldandım. Neden istemiyorum demiştim bilincinde değildim çünkü istiyordum. Sadece gülümsedi bu tepkiye. "Ben istiyorum." Şimdi ise biraz inada binmişti sanki bu iş. "Ben istemeden yaparsan bu tecavüze girmez mi?" Kıpırdandım altında ellerim aşağıya kayarken. İstediğimi biliyordu bildiği için bu kadar rahattı. Parmaklarım pikeyi kavrayıp sıyıracağı anda durmamı sağladı ve bileğimi tuttu. "Bu şekilde yapacağız." Hep çırılçıplak olan bedenini sergilerdi ve aynı şekilde sergilememi isterdi. "Bana beş dakikanı ayır sadece." Bu sabah ve öğle karışımı vakitte ona neler olduğunu bilmiyordum ama oyunu kurallarına göre oynamaya karar vermiştim.

Bileğimi bıraktığında parmaklarım kalçasını bulmuştu bu defa. Onu kendimi bastırıp hissettiğim sıcaklık yüzünden derin bir nefes bırakıtım boyun boşluğuna. Kalçamı kaldırıp kendimi ona sürttüm bu esnada. Ağır çekimde ilerliyorduk ama böylesi daha iyiydi sanki. "Beş dakikadan fazla sürecek gibi." Eğer beş dakika diyorsa beş dakika sürecekti. Ne bir saniye fazla ne bir saniye daha az işleyecekti kendi ruhunu tenime. "Sabırsızsın." Kelimesine noktasını koyduğu anda kendini içimin derinliklerine itmişti. İnleyemedim bile. Ne tepki vereceğimden emin olmayarak baktım yüzüne. Nefret ediyordum beni bu şekilde hazırlıksız yakalamasından ve kendi bedenimde olup bitenleri hissedemeyecek kadar beni uyuşturmasından.

"Lanet olsun." Sızlanıp ellerimi bedenimden başımın arka kısmına attım. "Beş dakika dedim." Yineledi yatağın oralarında bir yerlerinde olan yastığı kavradığında. Ne yaptığını anlayamamıştım ilk başta ama içimi dolduran sertliği gittiğinde ve yumuşacık yastık tam bel boşluğumu bulduğunda anlamıştım. "Şimdi hazır mısın?" Gönül almak değildi onun yaptığı. Şu an onun yaptığı, zevkime bakacağım paradosiydi. Kafamı salladım hızla dudaklarımı ısırırıken. Yumruklarımı çekeceğim acıya hazırlarken yeniden içimi doldurmuştu ve bu defa ben de ağız dolusu inlemiştim. Çok inlemiştim. Gözlerimi kapatarak ve ona görsel bir şölen sunarak. Dudaklarının arasında bir şey gevelediğinde ben de onu hazırlıksız yakaladığımı anlamış derince soluyup kıkırdamıştım. Pişman olmuştum ama güldüğüme. Çünkü gülümsemem anında yerini zevk ile acı karışımı olan o kıvrımlara bırakmıştı.

It's a Shitty Story ㄨKaisoo [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin