2

1.5K 102 42
                                    

Yoongi bugün Tae'ye beden dersinde tişörtümü giydirdim diye bana bağırdı.

Tişörtüm ona göre "biraz" büyüktü. Bu da köprücük kemiklerinin gözükmesine neden oldu.

Tae'nin tişörtünü evde bırakması benim suçum değildi ki!

Yani,Tae'nin köprücük kemiğinin görüntüsü bir çok kişinin dikkatini çekti. Isınma hareketleri yaparken,tişört omzundan düşüp duruyordu.

Yoongi ve ben ise kimse onunla flört etmesin diye dikkatle izlemiştik.

"Tae! Bir dahakine benden bir tişört iste." Yoongi sinirle soludu.

Tae tam cevap verecekken ise ben onu durdurmuştum.

"Omuzlarının benimkilerden daha geniş olduğunun farkındasın değil mi?"

"Kahretsin... Tae,sadece bir sonraki sefere tişörtünü unutma."

Tae ise şirin bir şekilde başını sallayarak Yoongi'yi onaylamıştı.

~

"Bugün çilekli kek varmış." gülümseyerek konuştum.

Tae ise büyük,masum gözlerini birden bana çevirmişti. Büyük bir sırıtış ile de beni yakalamış ve kekin verildiği yere doğru ilerlemişti.

Ben ise ne kadar masum olduğuna gülmüştüm.

Tae farklı kek seçeneklerine bakarken,diğer öğrencilerden fısıltılar duymuştum.

"Bu o." bir kız sesi sakin bir fısıltıyla konuşmuştu.

Kimin konuştuğunu görmek için arkamı dönünce,kız hemen bakışlarını başka yere çekmişti. Ama yanındaki genç bunu yapmanıştı.

Sanırım yeni bir öğrenciydi. Onu buralarda daha önce hiç görmemiştim. Ama Tae'ye dokunup flört etmediği sürece umrumda değildi.

Tae'yi inceliyordu. Ama sonra gözleri benimkiler ile buluştu. Bana yamuk bir gülümseme gönderip yürüyerek uzaklaşmıştı.

Tamam,siktir et,burada olması şu an umrumda olmaya başladı. O yamuk gülüşü umarım Tae ile ilgili değildir.

"Jungkook! Dalıp gitmeyi kes!" Tae ellerini yüzüme doğru sallarken sitem etmişti.

Düşüncelerimden sıyrılıp ona bakmaya başladım.

"İyi misin?"

Onu onaylayarak gülümsedim. Elimi yakalayıp diğerlerine doğru ilerlemeye başlamıştı.

~

"Müzik dinlemek ister misin?" Tae'ye sakin bir şekilde sordum.

Mutlu bir şekilde onayladıktan sonra elimdeki kulaklıkları aldı ve taktı.

"Tamam,şimdi..."

Hepsi -Tae dışında- bana bakmaya başlamıştı.

"Yeni gelen şu çocuğu gördünüz mü?"

"Oh,evet. Bogum." Jimin normal bir tonda ortaya yeni çocuğun ismini atmıştı.

Dirseğimi masaya koyup Tae'nin saçları ile oynamaya başladım. Elime doğru eğildi,ve bu beni gülümsetmişti.

"Bogum ile ne olay var ki?" Namjoon soru sorarcasına bana bakarken konuşmuştu.

"Biraz önce Tae'ye bakıyordu. Biliyorum,herkes ona bakıyor ve ben de buna alışık olduğum için ona bakmasını normal karşıladım. Ama sonra bana döndü ve mükemmel bir Piç smile sergiledi."

Hepsi biraz sessiz kalmıştı.

"Bu onu istiyor manasına falan mı geliyor? Çünkü hayatta olmaz."

"Bence biraz beklemeliyiz. Tamamen emin değiliz. Sadece Tae'yi biraz daha korumamız yeterli olacaktır. Yani,şimdilik." Namjoon'un ortaya attığı fikri sakince dinlemiştik.

"Oh,asla. Tae'nin yeni gelen aptal bir çocuk tarafından kapılmasına izin vermiyorum." Jin sinirle konuştu.

Ben de başımı Tae'nin yumuşak derisine bakarken onu onaylar bir şekilde sallamıştım.

Tae ise,birden kulaklıkları çıkartıp hızla ayağa kalktı.

"İşemem lazım!!" Hızla söyledi ve yanımızdan ayrılıp tuvaletlere ilerledi.

Biz ise ne kadar şirin olduğuna kahkahalarla gülüyorduk.

~

Innocent (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin