BİR GARİP CİNAYET

132 5 1
                                    

  Genç Dedektif ile asistanı Pelin lüks bir villanın önünde dururlar. Arabadan önce Genç Dedektif ardından şoför koltuğundan Pelin iner. Genç Dedektif açık olan bahçe kapısından içeri girer. Oradaki polislere kafasıyla selam vererek içeri girer. Kapı dar bir koridora açılır. Dar bir koridorun sonunda ise geniş bir salon vardır. Başkomiser Kadir Bey ve birkaç polis memuru kanepenin üzerinde yatan maktülün başında toplanmıştır. Adam yüzükoyun kanepeye uzanmış bir şekilde yatmaktadır. Maktül, siyah hafif kırlaşmış saçlı, orta kilolu ve orta boyludur.
Genç Dedektif:
- Başkomiserim, iyi günler.
Başkomiser Kadir Bey:
- İyi günler.
Genç Dedektif:
- Maktül bu mu?
Başkomiser Kadir Bey:
- Evet. 52 yaşında. Cihan Şen. Bürokrat, kendisi.
Genç Dedektif:
- Nasıl öldürülmüş amirim?
Başkomiser Kadir Bey:
- Şu an çeviremiyoruz ama karnında iki bıçak yarası var.
Genç Dedektif gözleriyle etrafa süzerek bakar. Sonra ortadaki sehpanın üzerindeki tabağın içindeki kuru pastalar dikkatini çeker.
Genç Dedektif:
- Bu kurabiyeler niçin acaba?
Başkomiser Kadir Bey:
- Bilmiyorum. Belki de maktül seviyordur.
Genç Dedektif:
- Ya da katil. Peki, kim görmüş cesedi?
Başkomiser Kadir Bey:
- Evin temizliğine gelen kadın. Mutfakta sorgulanıyor şu an. Gidelim.
Bu arada adli tıp ve inceleme uzmanları içeri girer.
Başkomiser Kadir Bey:
- Hoşgeldiniz, çocuklar. Başlayın siz incelemeye.
Başkomiser Kadir Bey ve Genç Dedektif içeri girer. Mutfakta bir sandalyeye oturmuş kısa, turuncu, kıvırcık saçlı, mavi gözlü, beyaz tenli bir genç kız ifade vermektedir.
Temizlikçi kız:
- ...Sonra kanepede öyle boylu boyunca yatıyordu.
Temizlikçi kız ağlamaya başlar.
Başkomiser Kadir Bey:
- Bayan bakar mısınız?
Temizlikçi kız başını kaldırıp bakar.
Temizlikçi kız:
- Buyrun.
Başkomiser Kadir Bey:
- Ben, Başkomiser Kadir Yeşil. Bu da dedektif arkadaşımız Genç Dedektif.
Temizlikçi kız:
- Buyrun.
Başkomiser Kadir Bey:
- Sizi biraz da bir sorgulayacağız.
Temizlikçi kız:
- Tabi ama ben ifademi verdim.
Bu arada Pelin içeri girer.
Pelin:
- Hah, buradaymışsınız.
Temizlikçi kız:
- Ne soracaksınız?
Başkomiser Kadir Bey:
- Öncelikle isminiz.
Temizlikçi kız:
- Zehra.
Başkomiser Kadir Bey:
- Tamam Zehra Hanım. Arkadaşımız Genç Dedektif size birkaç soru soracak.
Zehra:
- Buyrun.
Genç Dedektif:
- Size sıradan sorular sormayacağım. Bugün nasıl bir gündü?
Zehra:
- Anlamadım.
Genç Dedektif:
- Bugün nasıldı sizin için? Sabah kalktınız... sonra?
Zehra:
- Tam olarak ne istediğinizi anlamadım ama günümü soruyorsanız kalktım kahvaltı bile edemeden buraya geldim.
Genç Dedektif:
- Neden kahvaltı edemediniz?
Zehra:
- Çünkü geç kalmıştım.
Genç Dedektif:
- Geç mi? Bunun da bir sebebi var mı?
Zehra:
- Beni cinayetle suçlayamazsınız, Dedektif Bey. Alarmımı kapatmışım ve uyuyakalmışım. Arada sırada geç kalıyordum. Cihan Bey buna karışmazdı zaten, Yani burada kahvaltı etmeme.
Genç Dedektif:
- Anlıyorum. Cihan Bey ne sıklıkla evinde kişilerle görüşürdü?
Zehra:
- Sık sık.
Genç Dedektif:
- Dün akşam kimle görüşmüş olabilir?
Zehra:
- Bilmiyorum.
Genç Dedektif:
- Hiç söylemedi mi ya da hiç söylemez mi?
Zehra:
- Genellikle söylemezdi.
Genç Dedektif:
- Dün akşam kaçta çıktınız?
Zehra:
- Yedide.
Genç Dedektif:
- Peki, Cihan Bey ne yapıyordu?
Zehra:
- Duş alıyordu. Ben evden çıkacağımı o eve geldiğinde söylemiştim. O da duşa girdi. Ben de evden çıktım.
Genç Dedektif:
- Peki sehpadaki kurabiyeleri siz mi yaptınız?
Zehra:
- Evet, dün misafir gelmişti. O yapmamı istemişti.
Başkomiser Kadir Bey:
- Yani dün akşam için birini mi bekliyordu, biriyle mi görüştü?
Zehra:
- Evet.
Genç Dedektif:
- Kimle görüştü?
Zehra:
- Bilmiyorum gelenleri bana söylemezdi.
Başkomiser Kadir Bey:
- İyi, tamam, şimdilik yeter. Arkadaşlar siz ifadesini almaya devam edin.
Başkomiser Kadir Bey, Genç Dedektif ve Pelin. villanın bahçesine çıkarlar.
Başkomiser Kadir Bey kapıdaki adamı fark eder. Oraya doğru gider. Adam, 32 yaşında orta boylarda, zayıf, siyah saçlı ve kahverengi gözlüdür.
Polis memuru:
- Beyefendi giremezsiniz.
Adam:
- Eşim içeride.
Başkomiser Kadir Bey:
- Buyrun beyefendi.
Adam:
- Eşim içeride. Onu almaya geldim.
Başkomiser Kadir Bey:
- Zehra mı?
Adam:
- Evet.
Başkomiser Kadir Bey:
- Kimliğinize bakabilir miyim?
Adam cüzdanını çıkarır.
Adam:
- Buyrun.
Başkomiser Kadir Bey, kimliğini adama geri verir.
- Oğlum, Zehra Hanım'ın ifadesi bittiyse çağırın.
Başkomiser Kadir Bey, Genç Dedektif'in yanına gider. Daha sonra yürürler.
Başkomiser Kadir Bey:
- Eşiymiş. Mehmet Suna.
Genç Dedektif:
- Kadının öldürmüş olacağını pek düşünmüyorum.
Başkomiser Kadir Bey:
- Ben de öyle tahmin ettim.
Pelin:
- Gidiyorlar.
Başkomiser Kadir Bey:
- Gitsinler, tekrar sorgularız gerekirse. Biz de merkeze geçelim.
Başkomiser Kadir Bey:
- Biz merkeze geçiyoruz. Burası sizde çocuklar.
Polis memuru:
- Emredersiniz Başkomiserim.
Başkomiser Kadir Bey:
- Kolay gelsin.
Polis memuru:
- Sağolun Başkomiserim.
Başkomiser Kadir Bey, Genç Dedektif ve Pelin merkeze geçerler.
Genç Dedektif:
- Olay yine karmaşık görünüyor.
Başkomiser Kadir Bey:
- İnceleme yapmadın.
Genç Dedektif:
- Orası çok kalabalıktı, Başkomiserim. Sonra inceleme yapacağım.
Başkomiser Kadir Bey:
- Olayı yine ceset ve deliller çözecek.
Genç Dedektif:
- Öyle, Başkomiserim.
Bu arada Beril içeri girer.
Beril:
- Başkomiserim, maktülün cep telefonunu inceledik. Son görüşülen kişi, Metin Sert. Serbest muhasebeci. Diğer numaralar, aramalar, mesajlar arka sayfada.
Beril çıkar.
Başkomiser Kadir Bey:
- Şu Metin Sert'i bir sorgulayalım. Daha vakit var.
Genç Dedektif:
- Haydi gidelim.
Başkomiser Kadir Bey, Genç Dedektif ve Pelin serbest muhasebeci Metin Sert'in bürosuna giderler.
Koltukta oturan takım elbiseli, seyrek saçlı, kilolu, orta boylu, kahverengi gözlü bir adam ayağa kalkar.
- Buyrun.
Başkomiser Kadir Bey:
- Ben Başkomiser Kadir Yeşil, bu da arkadaşım Genç Dedektif.
Metin Bey:
- Buyrun, bir sorun mu var?
Başkomiser Kadir Bey orada bulunan koltuğa oturur.
Başkomiser Kadir Bey:
- Cihan Bey'i tanıyor musunuz?
Metin Bey:
- Cihan...
Başkomiser Kadir Bey:
- Cihan Şen. Bürokrat.
Metin Bey:
- Tanıyorum, bir sorun mu var?
Başkomiser Kadir Bey:
- Kendisi öldürüldü.
Metin Bey:
- Ne?! Öldürüldü mü?
Başkomiser Kadir Bey:
- Evet, bayağı üzülmüşe benziyorsunuz.
Metin Bey:
- Dün gece telefonda görüştüm kendisiyle.
Genç Dedektif:
- Neden?
diyip Metin Bey'in önündeki çantayı işaret eder.
Metin Bey:
- Anlamadım.
Metin Bey çantaya doğru bakar.
Metin Bey:
- Ha, çanta mı? Para ile igili bir konu değildi.
Genç Dedektif:
- Neyle ilgiliydi?
Metin Bey:
- Gelir giderlerinde bir sorun vardı. Çizelgelerinde eksiklikler vardı onları tamamlamasını istedim. O da yoğun olduğunu iki gün içinde bana getireceğini söyledi.
Genç Dedektif:
- Onun dışında konuşmadınız mı?
Metin Bey:
- Hayır. Yılda bir ya da iki kere görüşürüz.
Başkomiser Kadir Bey:
- Tamam, tekrar görüşebiliriz.
Metin Bey:
- Ne zaman isterseniz.
Başkomiser Kadir Bey, Genç Dedektif ve Pelin oradan ayrılırlar.
Akşam olur.
Genç Dedektif yattığı yerde gözlerini kapatır ve orada olduğunu hayal eder. Salonu hayal eder.
Gözlerini açar.
Genç Dedektif:
- Delil orada değil.
Ertesi gün olur.
Beril, Başkomiser Kadir Bey'in odasına girer.
Beril:
- Başkomiserim, adli tıptan beklediğiniz sonuçlar geldi.
Başkomiser Kadir Bey:
- Hah, getir.
Başkomiser Kadir Bey dosyayı alır, açar ve inceler.
Beril:
- Maktül bir bıçakla öldürülmüş. Tahminimce, katil bıçağı önce bir kez karnına saplamış. Daha sonra maktül bıçağı karnına iyice saplamış olmalı ki izler öyle gösteriyor. Bıçağın kelebek cinsi bir bıçak olduğunu tahmin ediyorum.
Başkomiser Kadir Bey:
- Güzel, başka.
Beril:
- Cinayet akşam 9 buçuk 10 arasında işlenmiş.
Başkomiser Kadir Bey:
- O zaman etraftan parmak izi de alınacak.
Beril:
- Yani, bu bulgular hizmetçinin ifadesine de uyuyor. Aynı zamanda Cihan Şen'in bir de amcaoğlu varmış. Murat Şen. Emlakçı kendisi.
Başkomiser Kadir Bey:
- Bu kadar mı?
Beril:
- Evet.
Başkomiser Kadir Bey:
- O zaman Fatih'i bekleyeceğiz. Sen çıkabilirsin.
Beril odadan çıkar.
Başkomiser Kadir Bey, Genç Dedektif ve Pelin emlakçının adresinde buluşurlar.
Genç Dedektif:
- Bu şimdi amcasının oğlu muymuş?
Başkomiser Kadir Bey:
- Evet, bakalım ne kadar üzgün.
Başkomiser Kadir Bey, Genç Dedektif ve Pelin emlakçıya girerler.
Murat Bey, 44 yaşında kahverengi gözlü, siyah saçlı, bıyıklı, zayıf bir adamdır.
Başkomiser Kadir Bey kimliğini gösterir.
Başkomiser Kadir Bey:
- İyi günler beyefendi. Başkomiser Kadir Yeşil.
Murat Bey:
- Buyrun.
Başkomiser Kadir Bey:
- Şu cinayet hakkında konuşalım. Cihan Bey ile son zamanlarda çok sık görüşüyormuşsunuz. Normal mi?
Murat Bey:
- Size şöyle söyleyeyim. Çok yakın akraba değildik. Ev arıyordu. Bana geldi. Seve seve bulacağımı söyledim. Karşılığında evini de bana verecekti.
Genç Dedektif:
- Bir saniye, evini size verecekti.
Murat Bey:
- Evet.
Genç Dedektif:
- Evi ne kadar tutuyor aşağı yukarı?
Murat Bey:
- Iı, 150 bin, 200 bin lira falan.
Genç Dedektif:
- Miras her halükarda size kalıyordu. Karısı yoktu, çocuğu yoktu. Neden öldürdünüz?
Murat Bey şaşkın bir ifadeyle ellerini havaya kaldırır ve hayır anlamında sallar.
Murat Bey:
- Hayır, hayır. Ben kuzenimi öldürmedim. Öyle bir şey yapamam.
Başkomiser Kadir Bey:
- Cinayet saatini gece 10'da işlendiğini biliyorsunuzdur. Neredeydiniz?
Murat Bey:
- Kanıtlayabilirim. Ben koyu Beşiktaşlıyım. Maçına gittim. Bir kahvede izlemeye. Kamera kayıtlarına bakın. Soruşturun.
Başkomiser Kadir Bey:
- Tamam yine size döneceğiz.
Dışarı çıkarlar.
Başkomiser Kadir Bey:
- Ee, ne diyorsun?
Genç Dedektif:
- Emlakçı işlemiş olamaz.
Başkomiser Kadir Bey:
- Daha emlakçı evi satın almamış. Yani üzerinde değil. Miras olarak kalsın diye öldürmüş olabilir.
Genç Dedektif:
- Evet, evet birinci şüpheli o. Ama miras cinayeti olduğunu düşünmüyorum. Miras cinayetleri genellikle planlı işlenir. Bu plansız bir cinayete benziyor.
Pelin:
- Bana da öyle geldi. Adam işlememiş gibi yani. Çok şaşırdı sen suçlayınca.
Başkomiser Kadir Bey:
- E, ne yapacaksın şimdi. Gel, merkeze.
Genç Dedektif:
- Biz evi araştırmaya gideceğiz. Bakacağız.
Başkomiser Kadir Bey:
- Hah, iyi. Bakın belki bir şeyler bulursunuz.
Genç Dedektif:
- Umarım.
Genç Dedektif ve Pelin cinayetin işlendiği eve giderler.
Pelin:
- Eminsin değil mi onun işlemediğine?
Genç Dedektif:
- Hislerim beni genellikle yanıltmaz.
Pelin:
- Genellikle.
Genç Dedektif:
- Evet.
Pelin:
- Ya bu yanıldıklarındansa.
Genç Dedektif polislere:
- Kolay gelsin.
Polis memuru:
- Sağolun.
Genç Dedektif etrafa iyice bakar. Kanepenin yanında duran komodin dikkatini çeker.
Genç Dedektif:
- Iı, burada dantel yok.
Pelin:
- Nereden anladın?
Genç Dedektif:
- Kapıdan girdiğimden beri birçok dantel vardı. Şu ana kadar 10 tane saydım. 2'si kayıp. Biri bu. Diğerini göremedim ya da o da kayıp.
Eliyle kanepenin diğer köşesindeki sehpayı işaret ederek:
- Biri de şu küçük sehpanın üzerinde olmalıydı o da yok.
Pelin:
- Yani?
Genç Dedektif:
- Zehra yıkamak için almadıysa katil kullanmış olabilir.
Polis memuru:
- Dedektif Bey sizinle konuşmak isteyen biri var. Bekçiymiş.
Genç Dedektif:
- Çağırın gelsin.
İçeriye 67 yaşında beyaz saçlı, beyaz bıyıklı, zayıf, mavi gözlü bir adam girer.
Genç Dedektif:
- Buyrun.
Bekçi:
- Efendim, bendeniz Salih Günaydın.
Genç Dedektif:
- Buyrun.
Salih Bey:
- Ben o gece katil zanlısını görmüş olabilirim. Buranın tüm sorumluluğu bana ait. O gece dolaşırken bu kanepenin başında bir karartı gördüm. Cama yakınlaştım. Yoktu bir şey. Rahmetli Cihan Bey yüzükoyun yatıyordu. Uyuyor zannettim. Meğer ölüymüş.
Genç Dedektif:
- Eğer ekleyeceğiniz bir şey yoksa size teşekkür ederim.
Salih Bey:
- Ne demek.
Genç Dedektif etrafı incelemeye başlar. Yatak odasına geçer. Gardırobun kapağını açar. Orada bulunan bir şey dikkatini çeker.
Cep telefonunu alır.
Genç Dedektif:
- Başkomiserim olayı çözdüm. Olay yerine gelirseniz anlatacağım.
Olay yerine varan Başkomiser Kadir Bey ve polis memurları Genç Dedektif'i dinler.
Genç Dedektif:
- Öncelikle cinayeti çözmemi sağlayan şey bu elbise oldu.
Hepsi gardırobun içindeki beyaz askılı çiçekli desenli elbiseye bakar.
Başkomiser Kadir Bey:
- Katil kim?
Genç Dedektif:
- Mehmet.
Başkomiser Kadir Bey:
- Mehmet?
Genç Dedektif başını sallar.
Genç Dedektif:
- Olay aynen şöyle gerçekleşti: "Mehmet, Zehra'yı kıskanıyordu. Bunu gidip mahallelerinde soruşturdum. Mahallenin kadınları bana geçinemediklerini söylemişlerdi.
Genç Dedektif hatırlar:
Yaşlı bir kadın:
- Valla evladım karısıyla sürekli kavga ediyorlar. Hele o adamın yanında çalıştığından beri kavgasız bir günleri geçmedi.
Genç Dedektif hatırlamayı bırakır.
Genç Dedektif:
- Mehmet, Zehra'yı almaya geldiğinde bu elbiseyi fark etti. Bu da cinayeti tetikleyen şey olmuş olmalı. Elbiseyi koridordaki bir fotoğrafta fark etmiştim. Zehra, fotoğrafta o elbiseyi giymişti. Fotoğrafta elinde tepsi varken çekilmişti. Mehmet kafaya koymuştu Cihan Şen'i öldürmeyi. Cihan Bey onu aradı, konuşacaklarını söyledi. Cihan Bey, Zehra'ya hiç çaktırmadan kabul etti. O gece eve geldi. Konuştular. Mehmet bıçağı çıkarttı ve maktülün karnına sapladı ve sonra bir daha. Dışarıdaki bekçiyi fark etti. Maktülün önce görülmesi yakalanmasına neden olabilirdi. Parmak izi bırakmamak için dantelleri aldı ve kurbanı yüzükoyun yatırdı. Sonra da evden ayrıldı."
Gözaltına alınan Mehmet Bey sorgulanır.
Mehmet Bey:
- Yalan! Ben her gece kahveye çıkarım. Sorun. Bunu işlemem olanaksız.
Başkomiser Kadir Bey:
- E, Genç Dedektif buna ne diyeceksin?
Genç Dedektif:
- Onu da soruşturdum. Kahveye gelen kişi sayısı her gece aynı. Toplanan para da. Her gece 16,5₺ olan para cinayet gecesi 15₺ idi.
Başkomiser Kadir Bey:
- Elimizde kamera kayıtları da var.
Mehmet Bey başını öne eğer ve kaldırır.
Mehmet Bey:
- Ben işledim. Karımı kıskanıyordum. Olay aynı anlattığınız gibi oldu. Kıskançlık cinayeti bu.
Sorgusunda cinayeti itiraf eden Mehmet Suna müebbet hapse çarptırılır.

GENÇ DEDEKTİF 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin