BAŞKOMİSER GÖREVİNDEN UZAKLAŞTIRILIYOR

33 0 0
                                    

Bir gece, tenha bir caddede bir adam yürürken karşısına biri çıkar. Silahını çeker. Adam, "Dur, dur yapma!" der. Öbürü iki el ateş eder. Adam ölür ve yere yığılır. Katil de kaçar.
Ertesi gün olur. Başkomiser Kadir Bey masasında, Genç Dedektif ve Pelin de koltuklarında oturmaktadır. İçeriye emniyet müdürü girer.
Emniyet müdürü 51 yaşında siyah saçlı, hafif toplu, orta boyludur. Murat Bilge'dir.
Emniyet Müdürü Murat Bey içeri girer. Üçü ayağa kalkar.
Emniyet Müdürü Murat Bey:
- Kadir Bey.
Başkomiser Kadir Bey:
- Buyrun müdürüm.
Emniyet Müdürü Murat Bey:
- Biliyorum sizin için zor olacak ama sizin cinayet işlediğinize dair şüphelerimiz var.
Başkomiser Kadir Bey:
- Bir dakika müdürüm. Nasıl olur bu?
Emniyet Müdürü Murat Bey:
- Bakın Kadir Bey. Bunlar cinayet fotoğrafları.
Başkomiser Kadir Bey:
- Benimle ne ilgisi var?
Emniyet Müdürü Murat Bey:
- Balistik sonuçları hiç iç açıcı değil. Kurşunların sizin silahınızdan çıktığına dair önemli kanıtlarım var.
Emniyet Müdürü Murat Bey dosyayı masaya koyar.
Başkomiser Kadir Bey:
- Benim bu olayla işim yok. Silahım da burada.
Başkomiser Kadir Bey, dolabın kilidini açar. İçinden silahını çıkarır. Silahın şarjörünü açıp kurşunları masaya döker. 6 tane kurşun çıkar.
Emniyet Müdürü Murat Bey:
- Bu silah 8 kurşunluk değil mi?
Başkomiser Kadir Bey:
- Evet ama...
Emniyet Müdürü Murat Bey:
- Bakın Kadir Bey size güvenim sonsuz ama bu soruşturma sonuçlanana kadar görevinizden uzaklaşın.
Başkomiser Kadir Bey:
- Haklı olabilirsiniz müdürüm. Yalnız benim mesleğime aşık olduğumu ve böyle bir şey yapmayacağımı unutmayın.
Başkomiser Kadir Bey silahını ve kimliğini masanın üzerine bırakır.
Emniyet Müdürü Murat Bey:
- Bakın Kadir Bey bu olayda en az ben de sizin kadar suçsuz olduğunuza inanıyorum.
Başkomiser Kadir Bey:
- Biliyorum, görev icabı.
Pelin:
- Amirim hemen böyle bırakıp gidecek misiniz?
Başkomiser Kadir Bey:
- Bu şüphe ile görev yapamam.
Emniyet Müdürü Murat Bey odadan çıkar.
Başkomiser Kadir Bey, Genç Dedektif'in omzuna dokunur.
Başkomiser Kadir Bey:
- Genç Dedektif sana güvenim sonsuz. Bu olayı çözüp benim suçsuz olduğumu ispatlayacaksın.
Genç Dedektif:
- Merak etmeyin Başkomiserim.
Başkomiser Kadir Bey:
- Şu an Başkomiser değilim.
Genç Dedektif:
- Ne olursa olsun benim için başkomisersiniz.
Başkomiser Kadir Bey ceketini alır ve çıkar.
Pelin:
- Onun için gerçekten kötü bir durum.
Genç Dedektif:
- Şimdi olay hakkında bilgiler alalım ve çözelim.
Genç Dedektif ve Pelin olay yerine giderler.
Genç Dedektif:
- Maktül iki kurşunla vurularak öldürülmüş. Tenha bir alan seçilmiş. Katil şu duvardan çıkıp vurmuş olmalı.
Pelin:
- Burada mı bekliyormuş onu?
Genç Dedektif:
- Takip etmiş olmalı. Şu duvarı arkadan dolaşalım.
Genç Dedektif ve Pelin duvarın arkasından dolaşırlar.
Genç Dedektif:
- Akşam burada inceleme yapmak daha doğru olacak.
Pelin:
- Hiçbir iz yok mu?
Genç Dedektif:
- Maalesef. Şu an aklım Başkomiserde.
Başkomiser Kadir Bey evinde gazetesini okur. Eşi yanına oturur.
Eşi, Başkomiser Kadir Bey yaşlarında kıvırcık kızıl saçlı, mavi gözlüdür. İsmi Oya'dır.
Oya Hanım:
- Kadir ne olacak şimdi?
Başkomiser Kadir Bey:
- Olacak bir şey yok. Suçsuzluğumuz ispatlanana kadar böyle.
Genç Dedektif ve Pelin laboratuvara gitmiştir.
Genç Dedektif:
- Beril silah sonuçları nasıl?
Beril:
- Her şey Başkomiserin aleyhine gelişiyor. Silahtan çıkan kurşunlar ona ait. Eşleşme var. Başkomiserimin parmak izinden başka bir iz de yok.
Genç Dedektif:
- Eldiven kullanmış olmalı.
Beril:
- Öyle tahmin ediyorum.
Genç Dedektif:
- Başka bir şey çıkmadı mı maktülden?
Beril:
- Maktülde herhangi bir darbeye rastlanmadı. Yalnız maktülden yoğun losyon kokusu geliyordu.
Genç Dedektif:
- Losyon.
Beril:
- Evet.
Beril tüpleri incelemeye devam eder.
Genç Dedektif:
- Bir dakika, bir dakika. Başkomiserimin losyona karşı alerjisi vardı. Bu adamı öldürmüş olamaz. Bu, suçsuz olduğu anlamına geliyor.
Genç Dedektif dışarı çıkar.
Pelin:
- Ne oldu?
Genç Dedektif:
- Başkomiserimin suçsuz olduğunu biliyordum.
Pelin:
- Ama bunu kanıtlayamayız ki.
Genç Dedektif:
- Başka kanıtlar da buluruz.
Akşam olur.
Genç Dedektif ve Pelin oraya giderler.
Genç Dedektif:
- Maktül burada öldürülmüş. Yani ışık alınan bir tarafı seçmiş. Sokak tenha ve karanlık.
Pelin:
- İsabet ettirememekten korkmuş.
Genç Dedektif:
- Demek öyle. Sokakta loş lambalar da var. Başkomiserim gibi iyi bir polis onların altında da isabet ettiremez miydi maktüle?
Pelin:
- Bilmem, ettirirdi herhalde.
Genç Dedektif bir an ileriye doğru bakar.
Genç Dedektif, Pelin'e "Gel benle." der. Pelin ile birlikte olay yerinden ileriye doğru giderler.
Genç Dedektif:
- En çok ışık alan yer burası. Bence katil burada bekledi ya da katil, kurbanı daha ileriden takip etti. Burada karşılaştılar. Maktül gitti. Duvar sokağı ikiye böldüğü için ikisi farklı yerden gitti. Katil olay yerine geldi kurbanın karşısına çıktı ve bam.
Pelin:
- Ama katil kim?
Genç Dedektif:
- Her şey başkomiserimin aleyhine. O zaman kurşunlar o tabancadan çıktıysa bunu üzülerek söylüyorum katil, polis.
Pelin:
- Mantıklı.
Genç Dedektif:
- Bunu Başkomiserimle tartışıp konuşmalıyız. Çünkü o tabancanın orada olduğunu herkes bilmiyordur.
Pelin:
- Bence de.
Genç Dedektif:
- Yarını bekleyelim.
Ertesi gün olur.
Genç Dedektif ve Pelin, Başkomiser Kadir Bey'in kapısının zili çalar. Başkomiser Kadir Bey kapıyı açar.
Başkomiser Kadir Bey:
- Hoşgeldiniz çocuklar. Gelin içeri.
Genç Dedektif ve Pelin içeri geçerler.
Başkomiser Kadir Bey:
- Ee, ne var ne yok?
Genç Dedektif:
- Başkomiserim tüm her şey sizin aleyhinize ama bana göre suçunuz yok.
Başkomiser Kadir Bey:
- Nasıl ispatlayacaksın onu?
Genç Dedektif:
- Sizin losyona karşı alerjiniz var değil mi?
Başkomiser Kadir Bey:
- Losyon deme bana. Duyunca bile şey oluyorum.
Genç Dedektif:
- İşte o yüzden siz katil olamazsınız. Çünkü kurbandan yoğun bir losyon kokusu geliyormuş. Sizin losyona karşı alerjiniz var. Öte yandan cinayet için en aydınlık alan seçilmiş. Siz iyi bir polissiniz loş bir alanda da vurabilirdiniz maktülü.
Başkomiser Kadir Bey:
- Aslında bunlar doğru. Benim lehime olur bu sonuçlar.
Genç Dedektif:
- Ama katilin sizin silahınızla öldürüldüğü gibi ortada büyük bir kanıt var.
Başkomiser Kadir Bey:
- Nasıl olur hala aklım almıyor.
Genç Dedektif:
- Tahminime göre cinayeti işleyen kişi bir polis.
Başkomiser Kadir Bey:
- Polis mi kim yapar böyle şeyi?
Genç Dedektif:
- Bilmiyorum amirim ama sizin odasına kadar girip silahınızı alacak cesarette olan birisinden bahsediyoruz.
Başkomiser Kadir Bey:
- Tüm kamera kayıtları taransın.
Genç Dedektif:
- Merak etmeyin Başkomiserim. Bununla ilgileneceğim.
Genç Dedektif ve Pelin merkeze giderler.
Genç Dedektif:
- Düşünüyorum da aradığımız şahıs polis olmayabilir. Belki de başkomiserin düşmanlarından biri polis kılığına girdi.
Pelin:
- O kadar da kolay değil. Biraz cesaret ister.
Genç Dedektif:
- Hiç düşünmüyoruz. Öldürülen şahıs neden başkomiserin silahı ile öldürüldü? Çünkü başka bir silahla öldürülüp imha edilebilirdi. Öldürülen şahıs hakkında bilgi alalım. Başkomiserimle konuşalım.
Genç Dedektif laboratuvara iner.
Genç Dedektif:
- Beril. Öldürülen şahsın bilgilerini alabilir miyim?
Beril dosyayı uzatır.
Beril:
- Buyur. Burada.
Genç Dedektif dosyayı incelerken Beril incelemelere devam eder.
Genç Dedektif:
- Tuna Akyazı. 34 yaşında.
Beril:
- Sonunda başkomiserimin lehine bir şey buldum. Katil solak.
Genç Dedektif:
- Güzel. Çember iyice daralıyor. Bana göre  başkomiserimin silahını kullanıp cinayeti işleyen kişi bu merkezden, yani polis.
Beril:
- Gerçekten mi?
Genç Dedektif:
- Evet, büyük ihtimalle. Ben bir Başkomiserime bakacağım akşam.
Genç Dedektif dosyayı bırakıp laboratuvardan çıkar. Kamera kayıt odasına girer.
Genç Dedektif:
- Başkomiserin odasını gösteren kamera hangisi?
Polis memuru parmağıyla gösterir.
Polis memuru:
- Bu.
Genç Dedektif:
- Cinayet akşamı yani pazartesi gününün saat 17.00'den sonraki başkomiserin odasının bulunduğu kamera kayıtlarını inceler misiniz? Başkomiser için önemli.
Polis memuru:
- Elbette.
Genç Dedektif:
- Teşekkürler.
Akşam olur.
Genç Dedektif, Başkomiser Kadir Bey'e gider.
Genç Dedektif:
- Başkomiserim, Tuna Akyazı'yı tanıyor musunuz? Öldürülen şahıs.
Başkomiser Kadir Bey:
- Tanıyorum. Hatırlarsın 2 yıl önce bir narkotik olayında abisi tutuklanmıştı. Kemal Akyazı. 11 buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı. Her olayı hatırlamam. Çok uğraştırmıştı yakalanana kadar. Ondan hatırlıyorum.
Genç Dedektif:
- Sizinle bağlantısı ne olabilir?
Başkomiser Kadir Bey:
- Kardeşi bana saldırsa anlarım. Abisi, kardeşini mi öldürtecek?
Başkomiser Kadir Bey elini yanağına koyup düşünür.
Başkomiser Kadir Bey:
- Bir saniye. Benim üzerime suç atmaya çalışmış olabilirler.
Genç Dedektif:
- Öyle bir şey olmuş olsa da Başkomiserim bu çok düşük bir ihtimal çünkü katil solak.
Başkomiser Kadir Bey:
- İyi. Tek bir kanıt bulsan yeterli. Kaç gündür bu kirle yaşamak zor geliyor.
Genç Dedektif:
- Öyle düşünmeyin Başkomiserim. Size atılan bu çamuru temizleyeceğiz.
Başkomiser Kadir Bey:
- İnşallah.
Ertesi gün olur. Genç Dedektif ve Pelin cinayet mahallindedirler.
Genç Dedektif:
- Katil çok iyi saklanmış. Elbet bir iz bırakmıştır ancak nasıl bulacağız?
Genç Dedektif:
- Geçen gece fark ettim de bu sokağın ilerisindeki lambalar yanmıyordu. Bu da beni düşündürdü ki katil bu kör karanlıkta nasıl kaçtı?
Pelin:
- İyi bildiği bir sokak olabilir mi ki?
Genç Dedektif:
- Gelirken gördüm. Sokakta çok kuytu yerler vardı. O kadar iyi bilse daha kuytu yerlerde öldürürdü kurbanı. Gel, biraz yürüyelim.
Genç Dedektif ve Pelin birkaç yüz metre ileride bir duvar boyayan adam görürler. Adam kel, kızıl sakallı, kilolu, orta boylu bir adamdır. 40'lı yaşlardadır.
Genç Dedektif:
- Kolay gelsin, ne oldu?
Adam:
- Sağol. Geçenlerde duvara biri çarpmış duvarın köşesi parçalanmış. Onu yaptım, boyuyorum.
Genç Dedektif:
- Nasıl çarpma bu? Kişide herhangi bir şey olur mu?
Adam:
- Valla elinde ve kolunda sıyrıklar oluşur. Niye soruyorsunuz?
Genç Dedektif:
- Ben geçtiğimiz günlerde işlenen cinayeti soruşturuyorum da.
Adam:
- Kolay gelsin.
Genç Dedektif ve Pelin merkeze giderler.
Genç Dedektif uzaktan polis memurlarının koluna bakar.
Pelin:
- Ne yapıyorsun?
Genç Dedektif:
- Mutlaka birinin kolunda o sıyrıklardan var.
Akşam olur.
Genç Dedektif ve Pelin cinayet yerinin orada dururlar.
Pelin:
- Nerede kaldı bu?
Genç Dedektif:
- Gelecek.
Pelin:
- Biri geliyor.
Genç Dedektif yere eğilir ve bir şey alır.
Genç Dedektif:
- İşte en büyük kanıt.
Gelen adam siyah saçlı, uzun boylu, sakallıdır. Silah doğrultarak "Ver onu bana." der.
İkisi de ellerini yukarı kaldırır.
Genç Dedektif:
- Behzat yapma adalete teslim ol.
Behzat:
- Ver.
Genç Dedektif adama elindekini verir. Bu bir kalem kapağıdır.
Behzat:
- Bu ne?
Genç Dedektif:
- Kanıt.
Bu arada Behzat'ın kafasına biri silah dayar. Bu Başkomiser Kadir Bey'dir.
Başkomiser Kadir Bey:
- At silahını teslim ol.
Behzat silahını atar ve teslim olur.
Genç Dedektif hatırlar:
"Genç Dedektif:
- Başkomiserim olayı çözdüm. En başından beri olayı sizin lehinize çevirmeyi başardım. Birçok delil katilin başkası olduğunu işaret ediyordu. Cinayet mahallinin birkaç yüz metre ötesinde katilin duvara çarptığını ve kolunda sıyrıklar olabileceğini öğrendim. Kamera kayıtlarını incelediğimizde ayağı hafif aksayan bir adam vardı. Sıyrıklardan çaktırmadan baktım. Tüm bulgular Behzat Yüreğir'e ait. Odada silahınızın olduğunu biliyordu. Tehditler alıyordu kurbanın abisinden. Kurbanın abisini korkutmak istedi. Ama bunu başkasının silahıyla yapmalıydı. Yani kurbanın abisini tutuklama işini ona verenin yani sizin silahınızla."
Ertesi gün olur.
Başkomiser Kadir Bey görevine döner.
Başkomiser Kadir Bey:
- Çocuklar ikinize de ne kadar teşekkür etsem az. Sağolun. Beni çok duygulandırdınız. Sizinle gurur duyuyorum.
Genç Dedektif ve Pelin ise Başkomiser Kadir Bey'e bakarak gülümserler.

SON

GENÇ DEDEKTİF 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin