Son zamanlarda psikokolojim oldukça bozuldu. Çabuk kızıyor, öfkeleniyor; ansızın gözlerim doluyor.
Bu dizeleri yazarken arkadan çalan bir "Barış Akarsu" şarkısı gibi yavaşça dalagalanarak diniyorum. Dinmeme kalmaz ara nağme beni topluyor...
Çok şey için kendime kızıyorum. En çok da mutlu olamadığım için.
Oldukça yoruldum. Sık sık intiharı düşünür oldum. Dinleyenim olmadığı için de buralara yazayım dedim. Yani anlayanım olmadığı için. Çünkü çok yargılanıyorum. Dert anlatmak için gittiğim insanlar ansızın kendi dertlerini anlatır oluyor. Ardından da bir ego tatmin etme durumu... Kızıyorum.Bir kızgınlığım da dünyaya. Nasıl olur da milyonlar içinde kendimizi yanlız hissedebiliriz? Kendimizle savaşırken bir de onunla savaşırız? Daha çözemezken kendimizi, insan ilişkilerini nasıl çözebiliriz?..
Düşünmediğim tek bir gün yok ki, "nasıl olacak bu işler?"Bu arada Susmaya karar verdim. Artık insanlara; anlatmaya, anlaşılmaya, sevmeye, emek vermeye ve nice değer yüklemeye niyetim yok.
Çünkü çok yoruldum. İyi bir dost olmaya çalıştım. Karşılıksız yaptığım nice iyiliğim var. Buna hayat kurtarmak da dahil... Ama nafile. İyiliğin değeri yok. Ve sanırım olmayacak da...
Bu gece kendimi genelce anlattım. Artık hayatımdan kısa hikayeler yazacağım. Bakalım hikayem nerede bitecek? Ölüm mü? Yaşam mı? Hoşçakalın.
Unutmayın ki "hasretler ayrılıkla başlar"...