“E-Efendim?”
“Beni duydun, saklanmam lazım.”
“Allah aşkına niye başka bir yer değil de benim evim?! Lanet olası buraya daha bugün taşındım! Defol, yoksa polis çağırırım.” Şaşkın ve sinirlenmiş bir ifadeyle bana bakıyordu.
“Kapa çeneni. Burada saklanacağım dediysem öyle olacak.” dedi ve üstüme doğru gelmeye başladı. Açıkçası tırsmıştım. Kim olsa tırsmazdı ki. “Çok abartıyorsun bebeğim.” Sırıtıyordu, gerizekalı bir de utanmadan sırıtıyordu.
Tabi, abartıyorum değil mi? Ukala pisliğin tekiydi. Camımı kırarak odamdan içeri dalıp nedenini söylemeden saklanması gerektiğini söylüyordu ve bana emir veriyordu, ama abartan bendim.
O kadar yaklaştı ki aramızda sadece 3 santim vardı. Göğsünü itmeye çalışıyordum ama fazla kuvvetliydi. En sonunda sıkılmış olacak ki geri çekildi ve söylenmeye başladı. “Evde içki var mı? Aşağı inip televizyon izleyeceğim, geliyor musun?”
Tabi Zayn, istediğini yap, ev senin zaten. Rahatsız olduysan gideyim istersen. Televizyon başına düşer inşallah da kafan patlar Zayn. Yüzün gözün dağılır da The Walking Dead’deki zombilere benzersin Zayn.
Tabiki bunların hiçbirini söylemedim. Tek yaptığım, başımı sallayıp onu aşağıya kadar takip etmek, eve gelmeden önce Chloe’nin aldığı biralardan bir tanesini çıkarıp su içiyormuş gibi içişini izlerken minik ikili kanepeye oturmak ve onun da oturmasını beklemekti.
“Eee, hangi filmi izliyoruz bebeğim?” diye sordu gözlerimin içine bakarak.
“Bilmem, televizyon izlemek isteyen sendin. Ve bana bebeğim demeyi kes.”
“Kesmeyeceğim, bebeğim.” diye mırıldanıp DVD’lere doğru ilerlerken onu umursamamaya çalıştım. Evime gizlice dalan birine iyi davranıyordum belki de ama git desem gitmeyeceği kesindi. Bu yüzden normal davranmaya çalışıyordum çünkü deli birine benziyordu ve yanlış bir şey yaparsam kavga çıkaracağa benziyordu. Kavgalardan hoşlanmazdım. Biraz da göt korkusu vardı tabi…
Ben düşüncelerimle boğuşurken o çoktan taktığı korku filmini başlatıp sırıtarak yanıma yerleşti. Korku filmi? Ama ben yanımda korku filmi getirmemi-. Ahh Chloe! Biraz daha Rick’de kalsan iyi olur çünkü seni bulduğum an geberteceğim.
Kalp krizi geçirmemeyi dileyerek filmi izlemeye başladım.
****
Ah! Hayır inme salak kız oraya inme! Gerizekalı, hala iniyor. Bunların kafasını yaşamak istiyorum ya. Merhaba, ben korku filmlerindeki beyni plastikten yapılmış kız, hazır elektrikler gitmişken, evde yalnızken ve aşağıdan garip tıkırtılar geliyorken ineyim de aşağıdaki şey beni gebertsin. Neden mi? Çünkü TAM BİR MALIM!
O korkunç yaratığın ekranda belirip, çığlık seslerinin yükselmesiyle gözlerimi sıkıca yumup, ani telaşla Zayn’e sarıldım. Yaptığım yanlışın farkına varınca kızararak geri çekildim ama ona baktığımda ukala bir şekilde 32 diş sırıtıyordu. Sıkıntıyla başımı sallayıp önüme döndüm ve filmin geri kalanını korkunç sahnelerde başımı göğsüme kadar çektiğim dizlerime gömerek geçirdim.
****
Üstümdeki şeyin ağırlığıyla uyandım. NE?!
Zayn üstümde öylece yatıyordu. Ben ne zaman uyuyakalmıştım? Nasıl bir korku filmi izlerken uyuyabilmiştim?
“Zayn, kalk hadi!” Yavaşça gözlerini ovuşturup esnedi. “Çok ağırsın bebeğim.” Ha? Anlamadım.
“Gerizekalı, sen benim üstümde yatıyordun ve asıl sen çok ağırsın.” dediğimde bir kahkaha atıp mutfağa yöneldi. Peşinden gitmek istemiyordum.
“Amy, gelecek misin yoksa ikimizi de zehirlemek amacıyla kahvaltıyı benim mi hazırlamamı istersin?” oflayarak kalkıp mutfakta çabucak klasik bir kahvaltı masası hazırladım ve yemeye başladık.
Kapının açılma sesi geldiğinde Chloe’nin geldiğini anladım. “Hey, küçük sürtük! Umarım kahvaltı hazırlamışsındır çünkü kurt gibi acıktım.” Gerizekalı Chloe! Küçük sürtükmüş.
Zayn, tahminimi doğru çıkartarak koca bir kahkaha attı (anırdı da diyebiliriz) ve Chloe sırıtarak mutfağa geldi. “Daha ilk günden erkek tavlamışsın. İyiymiş.” demesiyle Zayn’in kahkahaları büyürken, ben gözlerimi fal taşı gibi açtım, sinirle “Siktir git Chloe!” diye tısladım ve iştahımın kaçması üzerine odama çıkıp kapıyı kitledim.
Daha yarım saat geçmeden odanın kapısı çalındı ve ben de Chloe’yi fırçalamak için iyi bir fırsat olduğunu düşünüp kapıyı açtım. Ama karşımda bir adet seksi ama öküz Zayn duruyordu. “Ben gidiyorum fıstık.” dedi ve sırıttı. Gitmeden kolundan yakalayıp sordum. “Cam? Camı ne zaman yaptıracaksın?” gözleri paramparça olmuş ve benimle doğru düzgün bir gün bile geçiremeyen zavallı camıma kaydı. “Bir dahaki gelişimde güzellik.” dedi ve merdivenlere yöneldi. Ben de kapıyı tekrar kitleyip dua etmeye başladım.
“Tanrım, sen beni piskopatlardan koru.”
