Su Şırıltısı

1. Bölüm: SUYUN DERSİ

Hepimiz hayatımıza bir anlam bulmaya çalışırız. Bazılarımız bulur, bazılarımız ise bulduğunu sanır. Tüm bu kargaşa içinde anlam arayışında olmayanlar da vardır; bunlar genelde ânın tadını çıkarma taraftarıdırlar. Peki ânın tadı nedir? Ânın tadı nasıl çıkarılır? İşte bu soruları sormazlar. Genelde ânın tadını çıkarmayı koşmak, zıplamak, eğlenmek olarak görürler. Gerçekten de öyle midir? Ânın tadı eğlence midir? Gülmek midir? Hayır... değildir.
Öyle olmadığını anlamak için biraz düşünmek yeterli. Dünyaya gelip giden, tanımadığımız milyarlarca insanı düşünmek yeterli. Bu kadar insan gelip oyun oynayıp gitmiş olamaz. Dünya sadece gelip, gülüp, gideceğimiz bir yer değildir. Öyleyse nedir hayatın anlamı? Birçok düşünürün bu konu üzerinde görüşü vardır. Hayat bilgidir, hayat sevgidir, hayat cehennemdir diyenler var. Biraz düşündüğümüzde hepsinin haklı tarafları olduğunu görürüz. Öyleyse hayatın anlamı tüm bunları kapsamalıdır. Ayrıca her insanın bir hayatı olduğuna göre hayatın anlamı, her insanın eşitçe yapabileceği bir şey olmalıdır.
Peki nereden bulabiliriz hayatın anlamını? Zor değil. Ama kolay da değil. Sadece düşünmek yetmez. Sadece duygular da yetmez. Bulmak için hayatın anlamını, beynin ve kalbin aynı anda çalışması gerekir. Bulmak için suya bakalım. Su hayat kaynağıdır değil mi? Hiç durmadan akar, ekinleri yeşertir ve bize yaşamı sunar. Tüm bunları yaparken de sesler çıkarır. Bu seslere şırıltı diyoruz. Şırltı... Şırıltının bir anlamı yoktur, yansıma bir sestir. Öyleyse bize bu kadar iyilik yapan suya biz de bir iyilik yapalım ve şırıltısına bir anlam yükleyelim. Bu anlamı değerli yapmak için içimizden gelen bir şey yapmalıyız. Mesela kalbimizden... şırıltı bir sestir, kalbin sesi de iniltidir. Öyleyse suyun şırıltısına, kalbimizin iniltisi diyelim. Şırıltıyla inilti aynı şey olduğuna göre iki sesin her şeyi aynı olmalıdır. Amaçları da aynı olmalıdır. İşte bu, hayatın bu iki unsurunun amacı hayatımızın amacıdır.
Kalbimizin iniltisiyle suyun şırıltısının aynı olduğunu fark edenler hayatın anlamını bulmuş olurlar. Ve yaşamaya başlarlar.