Nisa

628 20 19
                                    

Ahhh yine bir sabah , yine bir okul sabahı

- Tamam anne bağırma artık, kalkıyorum.

Kalkıp yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Aynada yansımamı görünce irkildim.

Aman Allah'ım bu yakışıklı çocuk sabahları nereye gidiyor?

Neyse bu halimi bir tek ben görüyorum. Bir de kardeşim Ezgi.

Bi dakka flaş sesi mi o ?

- Ezgi! Hay ben. .Buraya gel lan! Ezgii ver onu

- Kolaysa gel al. Hahaha

Ezgi odasına koşunca ben de arkasından gittim. Kapıyı kırarcasına açtım. Yatağının üstünde oturmuş kikirdiyordu. Ama ortalıklarda telefonunu göremiyordum. Hemen yanına gittim ve ellerini bileklerinden tutup kıpırdamasını engelledim. Birbirimizle cebelleşmeye başladık.

- Ezgi nerde o fotoğraf

-Telefondaaa

-Lan telefon nerde sik beyin

-Bilmem ki

-Ben mi bilcem amk

-Ya bana küfretme

-Söyle lan o zaman

-Hayır.

Üstüne çullandım. İlk başta canı yansa da sonra bana sinsice bakmaya başladı.

-Ezgi sakın

-Neden , ben senin annemle ilskini çok seviyorum

-Ezgi Hayır

-Evet

-Hayır, der demez bağırmaya başladı.

-Anneeee abim bana şiddet uyguluyoooooo. Ahh abi vurma artık.

-Ben de bundan korkuyordum. Annem kızının çığlığını duyar da hiç durur mu? Anında damladı. Arkadaş anlamıyorum annelerin bu özel güçlerini ne çabuk geldi lan.

- Mert jn kardeşinin üstünden.

- Ama anne fotog .....

-Mert sus. Hadi aşağı inin kahvaltı hazır.

Ve annem ben arkasından hayal kırıklığı doli bakışlarımı yollarken odadan çıkar. ..

Annem çıkar çıkmaz Ezgi'ye döndüm. O nasıl bir sırıtıştır Allah'ım sanki en büyük düşmanını kesip rendeleyip öldürdüler.

Oma vuracak gibi yapıp

-Piç piç sırıtma lan , dedim.

-Anneeegmmm

Bağırmadan hemen ağzını kapattım.

- Tamam lan bağırma

-Tamam abicim bağırmam

abi mi abi mi

neyse fırsattan istifade

-Hah böyle olacan abin ne derse o tamam mı koçum

-Tamam abicim

Odadan çıktım ama ne çıkış omuzlarım havada ellerimi sallaya sallaya .Havalıııı

Bi dakka lan fotoğrafı silmeyi unuttum .

•••••

Sabrım yavaş yavaş dolmaya başladı.  Sanki etrafımda minik minik bir sürü Ezgi dönerek şarkı söylüyor. Ve yüzüm sinirden yavaş yavaş kızarıyor. Sonra bu kadar acıyı kaldıramayan beynim 'BOOOMM' patlıyor.

Ah bu 'BOOOMM' bwni kendime getirdi. Dersten atılma yöntemleri bulmalıydım. Mesela hocanın kafasına bir kitap atsam ve hoca bayılıp yere düşse sonra herkes çığlıklarla dışarı çıksa ardından siren sesleriyle polis arabaları gelse ve beni arabaya tıksalar. Camı yumrukla " Ezgi onlara söyle anne ve babamı çok seviyoruumm!" diye bağırsam....

Ben en iyisi hasta taklidi yapayım. Yüzümü eğdim ve yanaklarımı tokatladım. Yanımda oturan Enes'i dürttükleyip uyandırdım.

-Oğlum ben çıkıcam , çekil

-Nereye lan

-Sıkıldım hasta taklidi yapıcam.

-Cakaaaal

Kafamı boynuma yatırdım. Hocanın yanına gittim.

-Hocam öhööööhhh buraz öhö hastayım da çıksam .

Hocanın gözlerinden merhameti okudum. Şuan kendi kendime çak yapmak istiyorum.

-Çok mu kötüsün Mert

-Evet hocam öhö öhöö

'nihahaha'

-Peki geçmiş olsun.  Çıkabilirsin.

-Saolun hocam.

"Ve Mert yine kazanır. "

Kapıya giderken Enes'e bakıp ibne ibne sırıttım. Dışarı çıkar çıkmaz mutluluğumu yengeç dansıyla kutladım.

Mert gerizekalılığın tuttubyine okuldasın

Hemen toparlanıp yakamı düzelttim.  Ellerimi ceplerime koyup havalı havalı yürümeye başladım.

Tamam havalı havalı yürüyon da Mert nereye gidiyon amk

En iyisi bodurma gideyim kimse yoktur . Bir yerde yatarım.

Merdivelerden inmeye başladım. Bodrumumuz bir sürü odadan oluşan bir yerdi.Bir oda eski kütüphane,  baska biri eski bilgisayar odası,  bir oda eski resim odası. .. Ama benim en çok ilgimi çeken yer eski müzik odası. Orda kırık dökük eşyaların arasında sağlam kalmayı başarmış bir kaç müzik aleti var. Bir gitar eski püskü bir bateri hatta burayı ilk bulduğumda bozuk olan ama benim tamir ettiğim bir klavye bile var. Boş zamanlarımı burda geciriyorum. Evet. Abiniz tam bir müzik dahisi. Sesim de güzel. Harikayım. Mükemmelim. Süperim.

Neyse eski müzik odasına doğru yürümeye başladım.

-Aaah hay ben senin... Ne lan bu

Ayağıma takılan salak şeyle nerdeyse düşüyordum. Son anda yırttım. Arkamı dönüp yerdeki şeye baktım.  Krem rengi bir defter vardı. Ciltli küçük boy bişey.  Aslında umursamazdım ama özel bisey gibi duruyordu. E tabi bende de merak tavan yaptı. Kendimi kandıra kandıra deftere doğru yürüdüm.

-Belki de defterin sahibi heryerde oni arıyordur. Ben alıyım da sahibini bulayım. (!)

Defteri elime aldım. İncelemeye başladım. Krem renkli şeyin kenarinda çok hos bir yazıyla yazılmış bir isim vardı. NİSA

•••••

GünbegünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin